YH • 12 | KARMAŞIK DUYGULAR

Start from the beginning
                                    

Elinde bir dosyaya baka baka girişe giden yolda ilerlediğini ve kendini işine vererek, sadece herhangi birine çarpmamak için çabalaması dışında etrafına pek bakmıyordu. Bugün dersi yoktu, bu yüzden gelmemesi gerekiyordu en azından biz böyle konuşmuştuk ama gelmişti.

Niye böyle dalgın, aynı zamanda bir şeye odaklanmış görünüyordu?

Omzumdak yaprağı alıp, "Beren!" diye bağırınca durup etrafına baktı, sesimi arıyordu. Kolumu havaya kaldırıp elimi salkayarak biraz daha yüksek sesle tekrar bağırdım: "Beren burdayım!"

Sonunda sesimin geldiği yönü fark etti, koyu kahverengi gözleri beni buldu; bulur bulmaz da sanki aradığı benmişim gibi gülümseyerek hızla yanıma doğru ilerledi. Üzerinde çizgili, kemerle hoş bir ayrıntı verip kalçasına uzanan salaş bir gömlek vardı, uçları rüzgarın temas etmesiyle dalgalanıp uçuşuyordu. Altında dar kesim bel altı kumaş pantolon vardı.

Yanıma oturduğunda, "Niye böyle dalgınsın?" diye sordum.

"Abim yüzünden," diye homurdandı. "Bana araba alıp hediye ettiğinde, kibirli abimin karşılıksız hayır işleyeceğini düşünecek kadar safmışım gerçekten."

Meraklandım, çünkü bir aptalım. "Ne oldu ki?"

"Bugün dersim yoktu, günü aylaklık ederek geçirme planları yaparken abim aradı. Dün gece İhsan amca ve abimin arasında geçen konuşmayı hatırlıyor olmalısın; şu, bilgisayarla ilgili olan." Konuşmadan evet anlamında salladım başımı. "Teknoloji şirketimizin çalışanları ve abim, bir ay önce öğrenci bilgisayarları adıyla yapay zekalı yeni bir bilgisayarın üretimini tamamladı. Adından da anlaşılacağı gibi hedef kitle öğrenciler, ancak piyasaya sürülmeden önce herhangi bir eksik, geliştirme ve geri bildirim için özelliklerini deneyecek beta test kulanıcıları programına öğrencileri dahil ettiler. Birkaç üniversiteden çoktan kullanıcılar ayarlandı, bizim üniversiten de yirmi kişi bulmam gerekiyordu ama işte doğum günüm falan derken aklımdan tamamen çıkmış."

"Neden direkt dekanla görüşmemiş de bu işi sana bırakmış?" diye sordum. "Dekan hemen uygun gördüğü öğrencilerden yirmi kişilik bir grup ayarlayabilirdi. Uğraşsız ve temiz bir iş çıkardı ortaya."

"Bunu ben de söyledim ama abim bir tuhaf bu ara; kimseye güvenmiyor, özellikle bizim dekana," dedi. Bizim dekana ben de güvenmezdim ama güvensizliğimizin ana kaynakları birbirinden farklıydı. "Benim ilgilenmemi istedi, seçeceğim yirmi kişiden on kişinin kendi bölümlerinin başarı sıralamasında ilk onda yer alan kişiler olması, diğer on kişinin ise başarı sıralamasında en sonda kalan kişiler olmasını özellikle istedi. Çok acil."

"Çok acil derken?"

"Öğleden sonra saat 14.00'de öğrencilerle toplantı yapmak istiyor. Aslında beni arayıp hemen öğrencileri getirmemi istedi çünkü kibirli abim çoktan bugün toplantı saatini ayarlamış ve defterinde de boşaltma yapmış. Sorumsuzluk yaptığım için kızdı bana, böylece bende mecburen fakülteye gelmek zorunda kaldım."

"Kıyamam sana, esmer kızım benim."

Beren masum masum bakıp, "Ya, seni şapşal, gerçekten kıyamaz mısın bana?" diye sordu, sanki üzerinde bir yük varmış da onu atarak rahatlamış gibi bir hali vardı. Bu haline anlam veremediğim için bir an tuhaf tuhaf baktım. Sonra Beren tatlı tatlı ekledi. "Demek oluyor ki bu yaptığıma kızmayacaksın."

Şüpheyle gözlerimi kıstım. "Beren," dedim, aklıma gelen şeyin ağırlığı sesime bir bina gibi çöktü. "Düşündüğüm şeyi yapmamış ol, lütfen."

"Seni de beta test programına ekledim."

Kelimelerin içinden dışına doğru fırlamış rutubet kokusunu almışım gibi yüzümü anında buruşturdum. "Hayır unut bunu," dedim kesin bir sesle. "Programa falan katılmıyorum."

YARALI HAYALLER (+18)Where stories live. Discover now