•22•Yine Mi Bu Kız?

2K 147 119
                                        

"Jungkook'u Tae'ye bırakarak hata mı ettim acaba? Bu çocuk böyle değildi en son. Konuşma şekli bile değişmiş."

Yoongi'nin bu dediklerine göz devirip mutfaktan elleri dolu dönen Jungkook'a yardım etmek için ayaklanmıştım.

Jungkook'un Taehyung'da kalmasının üzerinden iki hafta geçtikten sonra Yoongi birden onu kontrole gitmek istediğini, Tae'ye güvenmediğini ve Jungkook'un akıl sağlığından emin olmak istediğini söylemişti. Eh ben de uzun zamandır evde kalmaktan sıkıldığın için bu teklifine düşünmeden olumlu bir yanıt vermiştim. Fakat Yoongi geldiğimizden beri en ufak şeye şüphe ile yaklaşıyor sürekli Jungkook'un değiştiğini söylüyordu.

Jungkook'u çok tanımadığım için değişip değişmediğini bilmiyordum ama bir insan iki haftada en fazla ne kadar değişebilirdi ki?

Jungkook'un elinden tabakları alıp masaya yerleştirdim ve ardından kalan eşyaları almak için mutfağa yöneldim. "Jimin hyung sen misafirsin, lütfen yerine oturur musun?"

"Olmaz Jungkook. Geldiğimizden beri yerinde oturmadın. Bu iki andaval bırak sana yardım etmeyi popolarını o koltuktan kaldırmaya tenezzül bile etmedi." Sözüme devam ederken kaşlarımı çatıp bakışlarımı Yoongi'ye çevirdim. Yoongi gözlerini büyütüp iki elini de teslim olur gibi havaya kaldırdı. "Bana laf söylemeyin. Eğer yardım isteseydiniz kalkıp yardım ederdim."

"İlla söylememiz mi gerekiyor Yoongi? Kibarlık yapıp kalkabilirdin." Ardından Jungkook'un beni geri oturtma çabalarına aldırmayıp mutfağa doğru adımladım.

Resmen masanın her bir köşesinde bir tabak vardı, bu da yetmiyormuş gibi ocakta hâlâ pişen bir yemek vardı. Hemen elime tezgahta duran tahta kaşığı alıp yemekle ilgilenmeye başladım. Jungkook gerçekten becerikli bir aşçıydı ama bu tempoya alışması için hâlâ biraz zaman gerekiyordu.

Yoongi ve Taehyung yemeyecek olsalar bile sofrada çeşit görmeyi severlerdi. Yoongi bana her zaman karnından önce gözünün doyması gerektiğini söyler ve bana onlarca gereksiz yemek pişirtirdi. Ben de kalanları buzluğa koyar önceki gün kalanları önüne koyardım. Buna şikayet etmezdi. Ne de olsa önceki gün tatmadığı yemeklerdi.

Sonunda pişen yemeğin altını kapattım ve dinlenmesi için biraz ocakta bıraktım.

Çok sıcaktı ve ocak başında durmak beni terletmişti. Terlediğim için alınma yapışan saç tutamlarını ellerimle geriye attım. "Bu kadar güzel olmak yorucu olmalı." Mutfağa girdigini fark etmediğim Yoongi'nin sesini aniden duymamla yerimden sıçradım. "Ay Yoongi birden gelinir mi öyle? Kalbim tekledi resmen."

Bu halime gülüp yanıma yaklaştı. "İlla ki yoracaksın kendini, otursan yanımda ne olurdu sanki?"

"Ama Yoongi çocuk her şeyi tek başına yaptı."

"Evet ama bunun için Tae ona para ödüyor."

Para, para, para!

"Öf ne yani para veriyorsa? Ben de bu yollardan geçtim, empati kuruyorum o yüzden."

Gözlerini devirip ellerini iki yanımdan uzatarak beni tezgah ile arasına aldı. "Bu kadar iyi niyetli olman beni delirtiyor." Dudaklarımı büzüp kaşlarımı çattım. "Beni de senin bu kadar umursamaz olman delirtiyor." Dediklerime gülüp yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Ne yani bir tek seni umursamam benim suçum mu?"

Konuştukça gevşeyen kaşlarım ve hızlanan kalbim sinirlerimi bozmuştu. Beni o kadar hızlı etkisi altına alıyordu ki bazen ne olduğunu anlayamıyordum bile. Aniden kendimi böyle panik atak geçirecekmiş gibi hissediyordum.

Benim şaşkın halimi fırsat bilip dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.

Gerçekten hiçbir fırsatı kaçırmıyordu.

Chef • YoonminWhere stories live. Discover now