Başımı kaldırıp ona baktım. Ellerimizi birleştirip adımlarını hızlandırdı.Sormadan merakla onu takip ettim.
En sonda ışıklarla süslenmiş bir yere geldiğinde duraksadım. Burası,çok güzeldi. Denizdeki ufak taşların hemen üstüne minderler konulmuş, karşısında bir perde vardı. Yerdeki ufak masada içecekler ve bir kaç kadeh olduğunu gördüm. Perdenin ve çevresindeki bazı yerler minik ışıklarla aydınlatılmıştı. Ufak adımlarla taşlarda yürürken heyecanlı gözlerle ona döndüm. "Ata...Çok güzel bunlar." dedim elimdeki kutuyu daha sıkı tutarak.
"Senin kadar güzel olamaz." diyerek tepkilerimi büyük bir dikkatle izlemeye devam etti. Minderlerin önüne geldiğimizde kutuyu bırakarak daha yakından inceledim. Hepsine bayılmıştım. Başımı heyecanla ona çevirdiğimde araladığım dudaklarım öylece kaldı. Ata önümde diz çökmüş elindeki yüzük kutusunu tutuyordu. Bunu normal bir sürpriz sanan bana büyük şoktu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Etrafa bakışın,tepkilerin o kadar güzel ki seni bıkmadan izleyebilirim." dedi büyülenmiş bir sesle. Elimi tutup devam etti. "Canım, benim güzel sevgilim..."
Kendimi bayılmamak için zor tutuyordum. Söyledikleri ve bakışları da bana hiç yardımcı olmuyordu. "Seni her gün,her saat doya doya izlemek istiyorum. Sabahları uyanma sebebimle, seninle birlikte kalkmak istiyorum. Yaşadığımız onca şeyin daha güzellerini yaşamak istiyorum. "
Dolan gözlerimle ona bakarken parmağımdaki kendi aldığı yüzüğü okşayarak çıkardı. "Bunun yerine," diyerek elindeki kutuyu açtı. "Parmağında bunu görmek istiyorum. Seni çok seviyorum Arya. Bunları delicesine isteyecek kadar çok seviyorum güzelim. Tüm bunları yaşayabilmemiz için bana evet der misin?"
Yüzümde oluşan kocaman gülüşle başımı salladım. "Evet,seninle evlenirim Basketçi Bey." dedim büyük bir mutlulukla. Duyduğu cevapla gülümsemesi ve parmağıma yüzüğü takmasını gözümden düşen yaşla seyrettim. Ayağa kalktığı gibi boynuna sarılırken elleri belimi bulup sıkıca yerleşti.
"Ben de seni çok seviyorum." Kulağına fısıldayarak söylediğimde ellerinden biri saçıma ulaştı. Sırtındaki elimi kaldırıp yüzüğe baktım. Diğerlerinden oldukça farklıydı. Biraz geri çekildim. Göz göze geldiğimizde iki elim de yanağında yerini almıştı. Dudaklarımızı birleştiren bu sefer ben olmuştum.
Sanki ilk günkü gibi hissederken bana karşılık veren Ata saçımdaki elini enseme çıkardı. Yumuşak dudakları alt dudağımı kavramış, tatlı bir işkence yapıyordu. Öpüşü derinleşirken boştaki eliyle beni belimden biraz daha kendine çekti. Nefes alma ihtiyacıyla dudaklarımız ayrıldığında fazla uzaklaşmadan titrek gözlerimle ona baktım. Aralık dudakları,dağılmış suratıyla çok güzeldi. Benim karışan saçlarımla öyle gözüktüğümden şüpheliydim. "İstediklerimden biri de bunu doya doya yaşayabilmek." dedi parmağını usulca alt dudağımda gezdirerek.
