Ertesi Gün Sabah Ve Sonrası

49 33 8
                                    

Türkan'dan

Çok heyecanlıydım. Nedense içimde tarif edilemeyecek bir neşe vardı. Bunun nedeni neydi. Saat 9 da gelecek olan kargo mu yoksa Alper'in yazdığı mektup muydu buna bir türlü karar veremiyordum.

Hani derler ya sanki ruhum coşmuş, kanatlanıp uçmak istiyor. Üzerimde öyle bir hafiflik öyle bir mutluluk var ki.

Saat 9 a yaklaşırken ben pencereden etrafa bakıyordum. Kargo arabası gelmesini bekliyordum. Camı açtım. İçeriyi havalandırdım. Biraz daha beklersem kafayı yiyecektim bende kendimi oyalamak için bunları yapıyordum. Saat daha 8.35 di. Dedim kendime şöyle bir güzel kahvaltı sofrası kurayım. O arada da saat 9 olurdu ve kargom gelirdi. Yani herhalde. Bu kargoculara malum pek güven olmuyor. Kahvaltıda öyle şeyler vardı ki gören kişi sadece masayı bile görse gözü doyardı.
Kahvaltıda ne var diyenlerin sesini duyar gibiyim o zaman işte size kahvaltının küçük bir resmi.

Kahvaltı masasını hazırladıktan sonra şöyle bir masaya baktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kahvaltı masasını hazırladıktan sonra şöyle bir masaya baktım. Ufff karnım adeta zil çalıyor ve bana bunları ye diyordu adeta.
Bende tam onu dinleyecektim ki saat 9 da kargo geleceğini hatırlayınca gözüm bir anda duvardaki saate kaydı. Saat 9 u vurmuştu. Hemen pencereden baktım. Kargo arabasını görmek için. Ama bir sıkıntı vardı, dışarıda bir tane bile kargo araçlarına benzeyen bir şey yoktu. Yine hevesim kursağımda kalmıştı. Niye gelmezdi ki bu kargocular.

Sonra niye evde bekliyorum ki kargoyu direk bayisine gider ordan alırım yani değil mi?

Kapıya yöneldim. Moralim kargocunun gelmemesi yüzünden oldukça bozuktu.

Kapıyı açmamla yerde bir not ve kutu görünce oldukça şaşırmıştım. Eğer kargocular gelmediyse bu paket'te neyin nesiydi.

Paketin üstünde Alper'in el yazısıyla şöyle yazıyordu.

Bu hediye benim kalbimin tek sahibine umarım hediyeni açar ve akşam saat 16 da kentpark'ta ki otantik cafeye bekliyor olacağım seni ve lütfen hediyeni giyde gel.

Bu da ne demekti şimdi.
Karnımda adeta kelebekler uçuşuyordu. Paketi açmakla açmamak arasında kararsız kalmıştım.

Acaba açsa mıydım. Yoksa Alper'e mesaj atıp kutunun içinde ne olduğunu mu öğrenseydim.

Alper kişisi aranıyor....

Hat meşgul...

Hat meşgul mü? Bu çocuk neyin peşinde yaa bide bana cevap vermiyor.

Seni elime geçirirsem eğer çok fena yapacağım Alper Aladağ.

O sırada Alper

Kuyumcudaydım. Ona layık güzel bir yüzük almak istiyordum. Çok güzel bir yüzük bulmuştum. Tam fiyatını öğrenecekken bir anda telefonum çalmaya başladı.

Arayan tabii ki de Türkan dı. Eğer ben bu telefonu açarsam etraftaki sesten benim kuyumcuda olduğumu anlayabilirdi. Ama eğer açmazsam acayip şekilde sinirlenirdi ve ben telefonu meşgule attım.

Kızacağını biliyordum ama bu süprizi bozamazdım. Ve bence onunda çok seveceği bir yüzük almıştım.

Henüz buluşma saatine 3 saat vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Henüz buluşma saatine 3 saat vardı. Bende bu zamanda kendime bir çekidüzen vermeliydim.

Yaklaşık 3 saat sonra

Alper otantik cafede oturuyordu ve her şeyi ayarlamıştı. Eğer bir sıkıntı olmazsa bugün belkide bir yarım saat sonra Türkan a evlenme teklifi yapacaktım.

Ve Türkan geldi işte sonunda. Üffffffff bi kıyafet bir insana bu kadar mı çok yakışır. Resmen tekrardan aşık olmuştum.

Beraber çok güzel bir yemek yedik. Ve sonra ben boğazımı temizledim.

Adeta ne var der gibi baktı.

Sen Türkan Odabaşı ben Alper Aladağ ile evlenmek ister misin?

yağmurlu bir günde aşkı bulmak [TAMAMLANDI] Where stories live. Discover now