12¿

1.2K 78 13
                                    

Istek: jeonjimin_real

Seni kıskanırlarsa
(Bill ve Ted)

Bill: Birlikte Dünya'da bir plaja gitmiştiniz. Üstünde (En sevdiğin renk) bir bikini takımı/Uzun şort vardı.
Bill de kısa, sarı, üstünde turuncu gözler olan bir şort giymişti.
Denizden biraz önce çıkmıştınız, şimdi de birlikte yaptığınız limonatayı içiyor ve sohbet ediyordunuz. Bill neden bir limonata için yarım saatinizi harcadığınızı anlamıyordu, isterseniz alabilir veya o kendi yaratabilirdi. Ona birlikte bir şey yapmanın hoş olduğunu söylediğinde de anlamamıştı.
Bill kıyafetine iltifat ederken arkandan birinin sana seslendiğini duydun.
"(S/A)!"
Başını çevirip baktığında bunun üniversite arkadaşın olduğunu gördün.
"Liam, merhaba."
Liam koşarak yanınıza geldi, Bill onu ilk başta iyice inceledi.
Hafif yapılı bir vücudu vardı, tabii kendisinin vücuduyla karşılaştırınca sönük kalırdı. Hoş bir yüzü vardı ama yine kendisi kadar yakışıklı değildi. İç dünyasına gelecek olursak size zarar verme gibi bir amaç sezmemişti, sezmiş olsa oradan çoktan gitmiştiniz. O kısa şortları ilgi için giydiği belliydi, plaj için fazla düzgün bir görünümü vardı. Şortu ve bilekliği basit görünse de bir üniversite öğrencisi için epey pahalıydı.
Kısaca aklı fikri birilerini tavlamak olan varlıklı ailesinin parası ile geçinen bir tipti. (Sherlock mübarek çıkarımlara bak.)
"Şurada voleybol oynuyorduk, seni görünce selam vermek istedim".
Eliyle arka tarafı gösterdi, birkaç genç beyaz bir file çekmiş, top ile etrafta koşuşturuyordu.
"İyi yapmışsın, biraz oturmak ister misin?"
Liam gülümseyip yanına kumların üzerine oturdu.
"Liam, bu sevgilim Bill."
Bill'e baktın. Bill, gülümseyip elini Liam'a uzattı.
"Memnun oldum, arkadaşım!"
Liam, Bill'in elini sıktı. "Ben de." aksini söylemesine rağmen Liam pek memnun gibi değildi.
"Vay, biriyle çıktığını söylememiştin."
"Unutmuş olmalıyım, zaten ilişkilerim hakkında konuşmayı sevmem."
Bill, Liam'ın amacını anlamıştı.
Muhtemelen senden epeydir hoşlanıyordu ama sen karşılık vermiyordun. Şimdi seni görünce umutlanmıştı ama onun için hayal kırıklığı olmuştu.
Konuşmaya başladınız, aradan biraz süre geçti. Liam, ikram ettiğiniz limonatayı bitirmiş boş kağıt bardağı eliyle yuvarlıyordu.
Yanında erkek arkadaşının olduğunu bilmesine rağmen hala seninle flört etmeye çalışıyordu ama sen görmezden geliyordun veya anlamıyordun.
Bill kıskanç değildi, hatta birilerinin seninle flört etmeye çalışması hoşuna gidiyordu. Partnerine ilgi gösterilince kendisi senin sevgilin olduğu için gururlanıyodu. Narsist ve ilgi manyağı biri olduğu için bu durum seni çok şaşırtmıyordu. Ayrıca kim onu geçebilirdi ki? Yakışıklı, karizmatik, eğlenceli zengindi. Hem sana kimsenin göstermediği şeyleri gösterebilirdi. Bunların dışında, sana kimseye güvenmediği kadar güveniyordu.
Ama şimdi durum biraz farklıydı. Nedenini bilmeden Liam'a karşı bir öfke hissediyor ve ne senin ne de kendisinin onun yakınında durmasını istemiyordu. Başını senin omzuna koydu ve elini tuttu. Liam'i göndermeye çalışıyordu ama işe yarıyor gibi görünmüyordu.
"Liam, hadi! Bir maç daha yapalım."
Filenin olduğu yerden bir kızın sesi duyuldu.
"Tamam, geliyorum."
Kızın olduğu yere doğru bağırdı.
"Gitmem gerek, sizinle konuşmak eğlenceliydi."
Gözleri senin üzerindeydi, Bill'e bakmaya bile tenezzül etmiyordu.
"Sonra tekrar görüşelim."
"Tabii."
Gülümsedin.
Liam oradan ayrıldı. Bill başını senin omzundan kaldırıp kaşları çatık onun gidişini izledi.
"Ahh, bu çocuğu hiç sevmiyorum."
Havlunun üzerine uzandın. Bill şaşkın şaşkın sana baktı.
"Arkadaş olduğunuzu sanıyordum."
Yana doğru uzanıp büzerine doğru eğildi.
"Sadece birkaç yerde görüştük, aynı fakültede bile değiliz. Her ay başka biriyle takılıyor ve ilişkileri iyi bitmiyor. Sanırım benden hoşlanıyor ve bu durum hoşuma gitmiyor."
Derin bir iç çektin.
Bill'in biraz öfkeli göründüğünü fark ettin, sinsi sinsi gülümsedin.
"Kıskandın mı?"
Bill, sana kısa bir süre şaşkınlıkla baktı. Hemen ardından güldü.
"Ne? Tabii ki hayır!"
Gülümseyip şüpheyle kaşlarını kaldırdın.
"Gerçekten mi?"
"(S/A) hayatım, şu an üzerinde bulunduğumuz dünyadan bile yaşlıyım ben. Basit bir insanı kıskanmam mantık çerçevesine sığmaz!"
Güldün.
"Peki ama şortu seninkinden güzeldi."
Bill, şişedeki suyu senin yüzüne boşalttı.
Kahkaha atarak ayağa kalktın
"Tamam, tamam özür dilerim."
Ama Bill seni dinlemeyip yüzüne biraz daha su boşalttı.
"Bunu ödeyeceksin hayatım!"

Ted: Güneş yeni batmıştı, Sen ve Ted elele evinize doğru  yürüyordunuz. Yolda Üniversite sınıf arkadaşın Oliver'i görmeyi planlamıyordun.
Oliver gülümseyerek sana selam verdi.
"(S/A)! Merhaba!"
Sen de ona el salladın.
"Merhaba, Oliver."
Ted merakla ikinize baktı.
"Oliver bu erkek arkadaşım Ted."
Oliver gülümseyip Ted'in elini sıktı.
"Memnun oldum."
Ted de samimi bir şekilde, gülümseyerek cevap verdi.
"Ben de."
Oliver'in evinin birkaç sokak ileride olduğunu söyledi, aynı yöne gidiyordunuz o yüzden yürümeye başladınız.
Oliver'in ilgisi sürekli senin üzerindeydi. Bu Ted'i rahatsız etmişti ama sesini çıkarmadı.
Kısa bir süre sonra Oliver'in evinin önüne vardınız.
"Evet, sanırım burada ayrılıyoruz."
"Öyle görünüyor."
Oliver gülümsedi, eve girmeden önce yavaşça el salladı, Ted ve sen de ona el salladınız.
Beraber yavaşça yürümeye devam ederken Ted'in sessizleştiğini ve düşünceli göründüğünü fark ettin.
"Ted, sen iyi misin?"
Ted sana baktı, başını salladı.
"Evet."
"Bir şey olduğuna eminim."
Ted bir süre sana baktı ardından derin bir iç çekti. Her ne kadar kabul etmek istemese de gerçeği söylemek zorunda hissediyordu.
"Sanırım seni biraz kıskandım." utançla dudağını ısırdı.
Şaşırmıştın, Ted'in kolay kıskanan biri olmadığını düşünüyordun.
"Demek öyle."
Bir süre sessiz kaldınız.
"Oliver, sadece bir arkadaş. Biliyorsun onu kıskanmana gerek yok."
"Biliyorum, biliyorum. Bunun senle alakası yok, bu benle alaklı."
Gözlerini senden kaçırdı.
"Sadece bazen iyi bir erkek arkadaş olmadığımı düşünüyorum, seni mutlu edemediğimi. Senin için iyi olmadığımı düşünüyorum."
Yürümeyi kestiniz, Ted sokağın öbür tarafına bakıyordu.
"Şaka mı yapıyorsun?"
Ted şaşkınlıkla sana döndü.
"Ne?"
"Ne kadar iyi bir erkek arkadaş  olduğunun farkında mısın?"
Ona sarıldın.
"Tıpkı bir anne gibi bana iyi bakıyorsun. Söylediğim en önemsiz şeyi, benim hakkımda en önemsiz detayı bile aklında tutuyorsun."
Ted gözleri seninkilere kenetlenmişti.
"İyi bir kız/erkek arkadaş olduğunu düşünmeyen ben olmalıyım!"
Ted gülümsedi.
"Hayır, sen sadece harikasın."
Güldün.
"Hem biliyorsun kıskançlık normal bir şey, her insan kıskanır. Sen de çok uzun zamandır insan formunda kalmak zorundaydın. Ben de kıskanıyorum! Sadece dile getirmiyorum."
Ted yüzünde yumuşak bir ifade vardı, birbirinizin dudaklarına hızlı bir öpücük bıraktınız.
"Eve gidelim mi?"
"Evet."
Birbirinize sarılarak evinize doğru yürümeye devam ettiniz.

_________
Merhaba!
Biraz depresyondaydım ama önemli değil, düzenli olarak depresyona girer çıkarım zaten sjsjenejeneneb
O yüzden biraz gecikti bunun için özür dilerim.
Kitabın beğenildiğini görüyorum ve umarım okurken eğleniyorsunuzdur, ben de yazarken eğleniyorum.
Umarım bu bölümde beğenmişsinizdir.
Sizi seviyore
Sevgiler~

 Sizi seviyore Sevgiler~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.







Gravity Falls| Tepkiler Where stories live. Discover now