7|❄

315 216 274
                                    

Derin bir nefes aldı adam. Sanki hayattaymış gibi, keşke dedi bir an.
Keşke ölmeseydim.

Duha'nın o cümleleri ile tekrar ve tekrar ölmüştü sanki.

"Yaşam zor Duha, keşke diyorum. Çünkü seni görünce keşke diyeceğim şeylerin olduğunu fark ettim. Benim hayatım acı doluydu bende kaçıp kurtardım kendimi... Ama bu heyecan, bir hüsran oldu. Deli doluydu ve hüzünle bitti. İyi tarafı, sen benim ölümümün dirilişi gibisin. Sakura çiçeği gibisin."

Gözleri dolmak üzereydi, ağlamak mı? Hayır bunun için çok geç diye düşündüm Jonghyun.

"Her neyse, beraber etrafı toplayalım mı? Sana yardım edeyim." diyen adam, esefle etrafını inceledi.

Duha, yavaş adımlarla Jonghyun'a doğru yürüdü. Kalbinde görünmez kırmızı bir ip, genç kızı bu adama getirmişti sanki.

Adamın dudaklarından dökülen cümleler kapalı olan algılarına ışık tutmuştu.

Güzel yüzüne baktı, hafifçe sakalları çıkmıştı. Yüzüne dokunmak istedi ama yapamadı.

"Sen bir papatyasın Jonghyun, öldükten sonra çok güzel kokar o çiçek. Sen bahçedeki en güzel papatyasın, ve çiçeklerin en güzeli kopartılır her zaman. Dert etme seni toprakta büyüteceğim." dedi Duha.

Konuşması bitince gözlerini, Jonghyun'dan çekti etrafına baktı. Çok fazla bir şey yoktu yapılacak.

Sadece masaları silip, yerleri süpürmesi gerekiyordu.
Bakışlarını yeniden karşısındaki adama çevirdi, o da ona yaklaşmıştı. Aralarındaki çekime yabancı değildi nedense.

Sanki kalbi bu anı bekliyor gibi en güzel ritimlerini bu anda yankılatıyordu. Tıpkı Jonghyun'un, moon şarkısı çalıyor gibiydi.

"Yapılacak fazla bir şey yok; sadece masaları silip, yerleri süpürüp sileceğim. Sana otur dinlen derdim ama garip bir kızım, bu sevgililer gününde Kim Jonghyun'un bana yardım etmesine hayır demem." deyip kıkırdadı küçük bir çocuk gibi.

Düşündü Jonghyun o an kızın gülüşünü izlerken, bugün sevgili eşime çalıştığı mekanda yardım etmekte varmış bu ölü kaderimde.

Duha'nın omzuna doğru elini uzattı. Ve bir an tereddüt ettikten sonra elini güzel saçlarına uzatıp okşadı.

Jonghyun, Duha'nın yüzünü incelerken derin bir nefes çekti ciğerlerine. Güzel bir manzarayı hayranca izliyor gibi, kalbi yeniden atışlarını bulmuş gibi dudaklarından cümleler döküldü.

"Ben ölü bir papatyayım. Bu saatten sonra toprağımda huzuru bulmam için bana yardım et, çiçeklerimden çay yap ve iç. Sana da huzur katayım biraz... Neyse neyse, konumuza dönelim. Sana yardım edeceğim ama karşılığında ücretimi, bana sımsıkı sarılmanla alabilir miyim? Birde senin elinden bir Türk kahvesi içebilirim, hayat kadar şekersiz bir Türk kahvesi."

Duha'nın saçlarından elini çekti, yumuşak ve kısa saçlarını defalarca kez okşamak isterdi oysa...

Güldü adam, elini kızın omzuna uzattı bu kez. Teninin sıcaklığı kıyafetlerin altından bile vücuduna ulaşmıştı sanki.

♣♣♣

|DORA🌸|

|DORA🌸|

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Angel Of The Star| JonghyunWhere stories live. Discover now