"Değilim."
"İyi değilim."

Ağlamak geliyordu içimden ama belliki yorgundum. Biraz daha uyumak istediğimi söyledim. Ama ondan önce daha önemli bir şey vardı.

"Dün gece anlatamadım ama.."

Sözümü kesti ve kendisi devam etti.
"Anlatmana gerek yok, biliyorum. Söylediğin o yere baktım."
"Bu yüzden sen düşünme şimdi bunları. Dinlen. Lazım olursa ararsın, ben şimdi işe geçiyorum."

Başımı onaylayarak salladım ve kafamı yastığa götürdüm.

O ise odanın açık kapısına yaklamıştı ki aniden durdu ve atıldı:
"Ha! doğru."
"Bir süre önce Zhan geldi."

Onun adını duyduğumda hızla yerimden doğruldum.

"Sana.." cebinden çıkardığı kolyeyi bana uzatırken,
"Bunu verdi."

Bana hediye ettiği kolyeydi. Koşuştururken düşürmüş olmalıydım.

"Geldi ve hemen gitti mi?"

"Hayır."
Düşük suratımı işittiğim bu kelime ile kaldırdım. Yang karşımda anlamsız sırıtırken devam etti;
"Tüm gece yanındaydı."

Bu sefer bende yaptım.
Tebessüm ettim. Onun adı geçtiğinde ve bu kolyeyi tekrar gördüğümde ise anladım.
Onu özlemiştim.
Biraz daha dinlendikten sonra yanına gitmek istediğimi düşündüm.
Yang görüşürüz deyip kapıdan çıkarken, bende kolyeyi boynuma taktım. Çarşafı üstüme çekerken yastığa geri uyumak için başımı koydum.
~
Uyumak istemiştim fakat 1 saat boş boş yatakta döndükten sonra bu düşünceden vazgectim ve kalktım. Ve evet, şu an buradayım. Sokakta, aklımdan çıkmayan bu kişiyi görmek için yürüyorum.

Evin konumunu hiç zorlanmadan buldum ve bu sefer düzgün bir şekilde kapıyı tıklayacağım. Daha önce geldiğimde hiç iyi şeyler olmadığını bilsem de onu görmek istemem korkuma baskın geldi. Kapıya doğru döşenmiş çakılların üzerinde adımlayıp ulaştım. Kapıyı ilk tıklatışım sessiz kalmıştı bu yüzden açılmadı. İkincisinde daha çok gürültü oluşmuştu ama yinede açılmadı. Sonunda, ben bir yerlerde zil var mı diye bakınırken kapı aralandı.

Ardından çıkan kişi kısık bir ses ile,
"Ne işin var burada?" dedi.

"Seni görmek istedim."
"Gece yanımda kalmışsın fakat ben uyanmadan gitmişsin."

Zhan önce bana sonra kapının ardından evin iç kısmına baktı. Hemen sonra bana doğru yürürken kapıyı kapattı.

"Tamam o zaman başka bir yere gidelim." kolumu tutup çekiştirmeye başladığında ise bunu söyledi.

"1 numara?"

Arkadan gelen ses, Zhan'ın duraksamasına ve bir anlık nefesini tutmasını sağlamıştı. Ona bakarken her yer bir anlığına sessizliğe gömülmüş gibiydi. Kolunu benimkinden çekti. Geriye dönerken, arkadaki tekrar konuştu.

"Misafirimizi içeriye davet etmeyecek misin?"
"Bir misafire böyle davranılmaz."
"Sana öğretmedim mi?"

Bu ses tonunu hatırlıyordum. Şüphesiz ki çok iyi tanıyordum. Zhan çoktan arkadakine dönmüştü ki sakin olmaya çalışarak bende döndüm.

Ve tahmin ettiğim kişi. Tahmin ettiğim kıyafetler ve bakışlar.
Dün geceki kırmızı elbiseli kadının ta kendisiydi.
Gitmek istedim.
Gitmeliyim. Burada duramam.
Evet. Gideceğim.

"Şey.. üzgünüm hanımefendi rahatsızlık vermek istemiyorum."
"Hem işe yetişmem gerekiyor."
"İyi günler."

"Sanmıyorum genç adam."
"Zhan'ın şirketi bu gün kapalı. Onunla aynı şirkettesin. Yanılıyor muyum?"

Violinist | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin