Kayıp

1.1K 133 83
                                    

Başım resmen çatlıyordu. Ne kadar süredir kapalı olduğunu bilmediğim gözlerimi açmaya çalıştım. Ama bu gerçekten zordu.

"Chan seni anlıyorum. Seungmin üç gündür uyuyor. Ama inan bana bu normal. Hem bunun için değil yakında olacaklar için endişe etmelisin. Bugün yeni ay. Bu da demek oluyor ki... Ah her neyse." diyordu Almira. Ne olacaktı ki yakında?

"Minho ve Hyunjin öncülüğünde iki grup gönderdik avcılık için. Jeongin ve Changbin de eğitim sürecini hızlandırmaya başladı. Zoe ağaç ile ilgileniyor. Jisung harita çıkarmak için Felix'i yanına alıp gitti. Jessica sürekli bir şeyler görüp not alıyor. San, Mingi, Joong ve Yeosang güvenlikten sorumlu. Diğerleri avcılıkta Hyunjin ve Minho ile birlikte." dedi Chan.

Ben yokken neler olmuştu böyle? Elimi yatağa dayayarak oturur pozisyona geçmeye çalıştım. Çabamı gören Chan ve Almira yanıma gelip yardım ettiler. Almira "Birkaç ilaç alıp geliyorum. Chan bir şey olursa diye sen yanında bulun." dedi ve odadan çıktı. Odaya göz gezdirdim. Chan'ın odasıydı burası.

"Nasılsın?" diye sordu Chan. Etrafımı izlerken konuştum.
"İyiyim, fazla iyiyim hatta. Kendimi çok dinç hissediyorum. Bıraksan tüm dağı koşarak gezerim."

Chan cevabıma kıkırdadı. Elini saçıma koyup karıştırdı. Almira içeriye girince hızla elini çekti. Almira ona kaşlarını çatıp baktından sonra bana döndü. Elindeki tahta kaseyi elime verip içmemi söyledikten sonra odadan çıktı. Chan dolabına ilerleyip bir kaç kıyafet çıkardı ve "Bir duş al sonra bunları giy. Ben Zoe'nin yanına gidiyorum." dedi ve odadan çıktı. Tahta kasedeki sıvıyı içip banyoya gitmek için ayaklandım.

----------------------------------------------------------

Sıcak duşun ardından daha da dinç hissediyordum. Almira'nın verdiği şey de açlığımı yatıştırmış ve vücudumdaki uyuşukluğu almıştı. Chan'ın evinden uzaklaşmış ormanı yarılamıştım ki bir anda karşıma Jessica çıktı. Gözleri her zamankinden daha bitkin, vücudu her zamankinden daha yorgun duruyordu. Ben yokken neler olmuştu?

Jessica bir anda kolumu tutup nabzıma baktı. Ardından gözlerini yumdu. Karşımdaki bir kurt olmasa çoktan çekerdim ellerimi ama karşımdaki şaman bir kurttu. Jessica bileğimi bırakıp bana gülümsedi. Az önce girdiği transtan çıkmış gibiydi.

"Ben yokken neler oldu?" dedim. Gülümsemesini bozmayarak konuştu.
"İki kez daha baskın yaşadık. Birinde çok güzel bir zafer kazandık. Diğerinde Chan senin ilacın için gerekli olan bitkiyi bulmaya gittiği için hazırlıksızdık. Bir ölümüz yok. Ama üç kayıp kurdumuz var. Chan'ın annesi, Jisung ve Ellen." Sona doğru gülümsemesi azalmıştı. Yüzünü kaplayan kısa dalgınlığı üstünden atıp tekrar gülümsedi.

"Merak etme, nerede olduklarını gördüm. İyiler. Bugün içinde de gelecekler. Ama eğer yanlış görmediysem Ellen'ın bacağında ufak bir yara var. Ama merak etme ciddi bir şey olmadığına eminim." dedi.

"Ellen sen yaralı iken Chan ile tartıştığında 'O kurtlaştırıldı' dedi. Bunun anlamı ne?" diye sordum. Jessica'nın yüzündeki gülümseme yine gitmişti.

"Bunu sana Chan açıklar." dedi. Ardından kurt formuna dönüp yanımdan kayboldu. Chan bana neyi açıklayacaksa hemen açıklamalıydı. Yoksa ya meraktan öleceğim ya da kendi kendime birşeylere ulaşmaya çalışırken bir kurt tarafından öldürüleceğim.

------------------------------------------------------

Meydana gelince gördüğüm manzara pek hoşuma gitmemişti. Herkes yorgun ve hasta gibiydi. Yanımdan geçen Jeongin'i durdurdum. Ona ne olmuştu böyle? Gözleri kıpkırmızıydı.

Moon And Sun (Chanmin)Where stories live. Discover now