6. BÖLÜM

699 71 38
                                    

Anneme itirafımın ve o korkunç olayın üzerinden bir hafta geçmişti. İlk birkaç gece peşimden koşan o adamları rüyamda görmüştüm, şu an daha iyiydim.

Akşam saatlerinde evde oturmuş kitabımı okurken kapı çaldı. Annem komşuya gitmişti, o gelmiştir herhâlde diye düşünerek kapıyı açtım. Mahalleden Halil vardı kapıda.

Nefes nefese kalmış bir şekilde "Zafer abi burada mı?" dedi.

"Yok evde değil, bir şey mi oldu?"

"Mustafa abi çağırıyordu da, neyse abla sağ ol. İyi akşamlar." diyip koşaradım uzaklaştı. Bir şey oluyordu, yine bir şey oluyordu işte!

Portmantodaki montumu ve kapının önündeki botlarımı hızlıca giyinip evden çıktım. Anahtarı da cebime atmıştım unutmadan. Koşarak sokağın sonuna ulaşmış olan Halil'i durdurdum.

"Halil! Dur bekle."

Yanına gider gitmez kaşlarımı çatarak "Çabuk beni götür Mustafa'nın yanına." dedim.

Yalvarır gibi baktı yüzüme.

"Olmaz Nalan abla, valla olmaz. Oralara gelemezsin sen. Mustafa abi ağzıma sıçar valla."

Kaşlarımı sanki mümkünmüş gibi biraz daha çatarak "Düş önüme." dedim. Otoriter tavrımdan çekinmiş olsa gerek, dediğimi yapıp yürümeye başladı. Ara ara yüzüme bakıp bir şey söylemek ister gibi ağzını aralıyordu ancak surat ifademi görünce vazgeçiyordu.

Tahminimce, Emir'in tayfasıyla birbirine girmişlerdi yine. Hiç anlamazdım bu işi. Emir gibi zeki ve geleceği parlak olan bir adam ne diye uğraşırdı ki böyle saçmalıklarla? Mahallenin reisi olsa ne, olmasa ne... Zaten tüm mahalle sevip sayıyordu onu. Hatta Mustafa'nın tarafında olanlar bile saygı duyardı Emir'e.

Bizim evden bayağı uzaklaşmıştık. "O akşam" geldi aklıma. Neyse ki Halil yanımdaydı da karşımıza çıkacak olurlarsa iki kişi mücadele edebilirdik. Yani, sanırım.

Durdu.

Daha önce hiç gelmediğim bir yere gelmiştik. Gri kapılı bir yere yöneldi. Garajdı sanırım burası.

Kapıyı açacakken durup bana baktı.

"Nalan abla, Allah aşkına yakma başımı. Mustafa abi beni-"

"Hiçbir şey diyemez sana, aç sen şu kapıyı."

Tedirgin bir hâl ile açtı kapıyı. İçeri girer girmez yüksek sesle tartışan iki kişiyle karşılaştım.

Mustafa ve Emir... Başka kim olacak?

"Abim yoktu, ben geldim." diyerek dikkatleri üzerime çektim. Diğerleri sorun değildi de, Emir bakınca bir garip olmuştum.

Sakin kal Nalan... Lisede değilsin artık, heyecanlanma... Sakin kal...

Ellerimi ceplerime sokup onlara doğru adımlamaya başladım.

Mustafa sinirli olduğunu anladığım bir ses tonuyla "Burada ne işin var?" dedi.

"Bu aptallığa bir son vermeniz için sizi uyarmaya geldim."

"Off Nalan, yine entel entel konuşacaksan git Allah aşkına. Halil'le de sonra görüşeceğim, nerede o?"

"Hiçbir şey yapmayacaksın çocuğa. Noldu yine? Olay ne? Ne diye toplandınız akşamın bu vakti burada?"

Emir gözlerini hiç çekmeden Mustafa'yı izliyordu. Ben burada yokmuşum gibi.

"Nalan... Karışma, bu bizim aramızda-"

NALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin