5

4.8K 389 45
                                    

Paragraf içi yorum yapmayı unutmayın 💘

Tony ellerini küçük çocuğunun koltuk atlarına koyarak hızlıca kaldırdı. Göğüsüne doğru tutup elini poposunun altında sabitledi. Elini, Tony'nin yanağına sürterken Tony küçük kızının yüzüne baktı. "Ne istiyorsun, tavşan?" Diye mırıldandı.

Eliza gün geçtikçe daha ağlak bir çocuk oluyordu. İstediği her şeyi karşısında kim olursa olsun tek bir ağlayışı ile yaptırabiliyordu. Aslında bu Tony için pek bir sorun değildi aksine hoşuna bile gidiyordu. Fakat buna fazla alışmıştı ve Eliza, bunu Tony'e yapabileceğini düşünmeye başlamıştı.

Elbette Tony, Eliza bu haraketler yapınca istediklerini yapmıyordu. Belki biraz.

Eliza'nın istediği şeyler genellikle yemekler ve kucakta tutulmak olduğundan Tony bunu büyütmemeye karar vermişti. Sadece çok fazla şeker vermemeye çalışıyordu.

"Acıktın mı?" Eliza'dan ufak bile olsa ses beklediğinde Eliza ses çıkarmayı bırak tepki bile vermemişti. Büyük ihtimalle aç değildi. Tony masaya doğru ilerleyip kraterlerden birisini eline alırken kucağında duran Eliza, kendi elini babasının yüzünden çekip ağzına koymuştu.

İki dişi çıkmıştı ve şu aralar en sık yaşayanan şey Eliza'nın elini ağzına sokup ısırıp kendi canınını acıtması ve ardından ağlamasıydı. Büyük ihtimalle oranının bol olmasına alışmıştı. Şimdi alt iki dişi garip geliyordu.

Tony krakeri ağzına atarken Eliza'nın gözlerinin krakere takıldığını fark etmişti. Hızlıca boş elini Tony'nin ağzına uzatırken Tony, kızının aptallığına güldü. Masaya doğru eğilip bebekler için olan diş kaşıyıcısını elinde tutarken koltuğa oturup peçeteyi kendisine çekti. Elini kızının ağzından çekerken Eliza önce sızlanmıştı. Tony umursamadan elini silmeye başladığında Eliza yerine çırpınmaya başlamıştı. Alt dudağı titriyordu. Gözleri çoktan dolmuştu.

Elini sildiği peçeteyi masaya doğru atarken karpuz şeklinde olan diş kaşıyıcısını kızının ellerine verdi. Eliza bu aptal aleti daha önceden görmüş olmasına rağmen tekrar incelemeye başladı. Elinden düşürmek üzereyken Tony tutmuş ve tekrar eline bırakıp sabitlemişti.

Televizyonu açarak kızını kucağına döndürüp televizyona bakmasını sağlamıştı. Renkli şeyler görmeyi oldukça fazla seviyordu. Bunun normal olup olmadığından emin değildi. Reklamlar kendisini çizgi filmden daha çok çekiyordu. Özellikle jelibon reklamları.

Şu an olduğu gibi soluksuz reklamları izlerken elinde olan diş kaşıyıcısını bıraktı. Tony, reklam çıktığında heyecanlanan ve çırpınan kızına baktı. Koltukta doğrulup kızını kendisine çekerken kolunu belinde sabitledi.

Kucağına haraket edip dönmeye çalıştığında Tony hızlıca koltuk altlarından tutup kendisine doğru yan olarak çevirdi. Gözleri ekrana kilitlenirken yumuşak ve büyük yanağını Tony'nin göğüsüne yaslamıştı. Tony gülümseyerek saçları arasına bir öpücük kondurduğunda Eliza parmağını kaldırıp babasının dudaklarına dokundu. "Ba." Ağzından çıkan iki harf ile Tony gülümsemeden edemedi. Bu aralar yaptığı şeylerden en çoğu anlamsız kelimeleri söylemekti.

Konuşmaya çalıştığını anlayabiliyordu. "Tavşan." Diye mırıldandı kızının boynuna birkaç öpücük kondururken. Televizyonda çıkan aptal bir şeker reklamının müziği ile Eliza hızlıca kafasını televizyona döndürdü. En sevdiği reklam olabilirdi. Ellerini hızla çırpmaya başladı. Heyecanlanmıştı. Her çıktığında o aptal şarkıyı mırıldanmaya çalışıyordu ama yapamıyordu.

Gülerek çığlık attığında Tony garip hissetti. Daha önce hissetmediği gibi. Kaşlarını çatıp gözlerini televizyondan kızına döndürüp kafasını eğdiğinde kalbinin sesini duyabiliyordu. Göğüsü garip bir his ile dolmuştu. Elini kaldırıp kızının saçlarını severken istemsizce dudakları yana kıvrıldı.

8 ay. Bu güzel, kolları arasında duran kız 8 aydır hayatındaydı. Tony kimseyi bu kadar önemseyeceğini düşünmezdi. 8 ay öncesinde hayatında giren bu küçük varlık haricinde.

Kıkırdadı. Bu kadar zaman ne düşündüğünü bilmiyordu fakat tam şu an kızının varlığını hissediyordu. "Eiz." Kısık çıkan sesini duyan Eliza kafasını döndürdü. Tony, kalbinin daha da hızlandığını fark ettiğinde şaşırdı. Yavaşça eğilerek tombul yanağına bir öpücük kondurdu. Yavaşça yanağını okşarken Eliza, dişlerini göstererek gülümsedi.

Baba olma fikrine hiç bu kadar alışmamıştı. Yeşil gözlerine bakıp yüzünü incelerken neden böyle şu anda hissettiğini anlamadı ama bundan mutluluk duydu. Saçlarını okşarken Eliza'yı izlemeye devam etti.

Bir insanı önemsemenin ve bir insanın kendisine saf, karşılıksız sevgi duymasının bu kadar güzel olacağını bilseydi Eliza'nın daha önce hayatına girmesini sağlamak için elinden gelen her şeyi yapardı.

"İyi ki varsın, Eiz."

Bir şey diyeceğim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir şey diyeceğim.. yemin ederim ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Tony'nin nasıl hissettiğini henüz ben de çözmüş değilim. Bu bölüm Tony'nin, parası veya sahip olduğu şeyler için değil gerçekten karşılıksız sevilmenin nasıl bir his olduğunu anladığı bölümdü. Kendi kızını, kızı gibi hissettiği, sonunda babalığı hissettiği bir bölümdü. Umarım hoşunuza gitmiştir.

!bihter!

𝐈𝐍𝐇𝐀𝐋𝐄,    starkWhere stories live. Discover now