*5.Bölüm: İhanet

1.7K 329 514
                                    

"İhanet"

There's no where to run to
No where to hide
Cause I know your secrets
I know your lies

⚔️

Selamlar biriciklerim

İyi okumalar

***

Brendon, Callidus ve Annarithel, Fırtına Ormanı'nın gür meşe ağaçlarının arasında saklanabilecekleri umuduyla durmaksızın koştular

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Brendon, Callidus ve Annarithel, Fırtına Ormanı'nın gür meşe ağaçlarının arasında saklanabilecekleri umuduyla durmaksızın koştular. İzlerini kaybettirmek için patikaların arasından zikzaklar çizerek ilerlediler. Güneybatıda kalan Gverthas Vadisi'ne sapmak kendilerini gümüş tepside İnfazcılara sunmak olurdu; bu yüzden Harabe Tepeler'e ulaşmaları gerekiyordu. Harabe Tepeler, Molzeun isyanından öncesine kadar Xathmoran ve Morlaniar sınırlarını kapsayan bir düzlüktü. Sırlarla örtülü isyanda her ne yaşandıysa Elysthram taşlarından biri hasar almıştı ve iki sınırda da Harabe Tepeler adı verilen uçurumlar oluşmuştu.-Thallieos gücünü Elysthramlardan alırdı, taşlar hasar aldığında doğal felaketlere benzer sonuçları olurdu- Olay sırasında birçok can kaybı yaşandığı için insanlar Harabe Tepeler'e yaklaşmaktan korkardı, bu da denizi aşarak geçmek için mükemmel bir kaçış yolu yaratıyordu.

Annarithel soluklanmak için bir ağacın gövdesine sığındı. Atlarına binmek gibi bir seçenekleri olmamıştı ancak olmasını dilerdi. Ellerini dizlerine yaslayıp derin nefesler çekti. Callidus çalıların arasına gizlenirken, Brendon da bir elini ağaca yaslayıp dinlendi. Kız sırtını ağaçtan ayırmadan geldikleri yöne baktı.

"Sanırım onları atlattık."

Callidus homurdandı. Bu bir uyarıydı.

"Evet, evet. İçgüdülerine saygım sonsuz dostum ama ben kimseyi göremiyorum."

"Devam etmeliyiz. Harabe Tepeler'e yaklaştık," dedi Brendon tekrar patikaya çıkarken.

"Bekle. Gizlenmiş olabilir..."

Islığı andıran bir sesin ardından, Brendon'ın kükremesi duyuldu.

Adamın bacağına bir ok saplandı. Yeşil kan pantolonunda büyürken, acıyla dizinin üstüne çöktü.

"Siktir! Sana beklemeni söyledim," diye bağırdı Annarithel koşarak. Brendon'ın tek kolundan tutup destek oldu.

Brendon'ın inlemeleriyle birlikte yeniden koşmaya başlayacaklardı ki, nereden geldiğini anlayamadıkları bir ok yağmuruna tutuldular. Annarithel Brendon'ı çalılıkların arasına itip, ağaç gövdesine doğru yuvarlandı. Bırakılan oklar toprağa ve ağaçlara saplanıyordu. Uyarı atışları... Kız İnfazcıları görebilmek için hafifçe arkasına baktı, yüzünü santimle sıyıran bir okla gerisin geri başını ağaca yasladı. Ağzından akla hayale sığmayacak küfürler döküldü. Brendon ağaçtan destek alarak bacağına saplanan okun uçlarını kırdı, çığlığını bastırdı.

Kanın Şarkısı (Kanın Şarkısı Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin