23. bölüm

10.1K 552 30
                                    

Medya:stefan//

İçeriye girdiğimizde tam anlamıyla büyülendik diyebilirim. O kadar büyük bir evdiki. Nerdeyse okulu tümü buradaydı. Kapıda içeriye öylece bakakaldık. Daha henüz adını bile bilmediğim kavgalı olduğumuz öğretmenim yanımıza gelip "buyrun lütfen kendi eviniz gibi. Umarım eğlenirsiniz" dedi. Masanın birine oturup servis edilen içkilerden içtik. Bu adam baya zengin olmalıydı. Masada üçümüz otururken Ken geldi ve "benimle dans edermisin" diye elini uzattı. Ya bu paranoyaklaştı, Yada olmayan müziği duyan tek kişi oydu. "Senle ben dans edicez,birde olmayan müzikle.sen harbiden hayal dünyasında yaşıyorsun" deyip güldüm. Stefan bu tavrımı beğenmişti galiba. O da pis pis sırıttı. Ken olduğumuz yerden uzaklaşınca stefanda "ben lavaboya gidiyorum" diyerek gitti. Seranında arkadaşı gelince kendimi yalnız hissettim. "Evi gezicem" diyerek üst kata çıktım. Bu katı keşfeden çok az kişi vardı. Alt kata göre daha sessizdi. İkinci bir salon gibi bir odadaydık. Bir teras görüp oraya gittim. Orman,ağaçlar harika bir manzara yapmışlardı. Birden bir kuvvet beni itti ve aşağı düştüm. Sanırım fazla ses çıkartmıştım. Herkes ne oluyor diye kapıyı açtılar. Ayağa kalktım üstümü sirkeledim ve "arkadaşın biri eşşek şakası yapmış işte.bir buluyum eşşeğe çeviricem siz merak etmeyin" diyerek güldüm. Rezil olsam bile kendimi beğenmiş tavrımdan vazgeçemezdim. Ken yanıma gelip yürümeme yardım etmek istedi. Yaralanmıştım ama iyileşmek üzereydi. Ayakta durabilirdim ve itekledim. Terasa zıplayıp "hadi yapan korkaklık yapmayıp benim desin." dedim. Biraz iyi bir tavır göstermem gerekiyordu öğrenmem için. Ama kimse ben yaptım demedi. Bu beni sinirlendirmişti. Aşağı koşup bir bıçak getirdim. Terasta olan herkesin yanında dirseğimden bileğime kadar kestim. Gülüyordum. "Hanginiz ittiyse bir dahakine daha iyisini denesin oldumu. Şu kesik kadar bile canımı acıtmadı" deyip pis pis güldüm. Niye kestim bilmiyorum ama pislik gibi görünmek hoşuma gidiyordu. Kanım zemine pat pat damlarken herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ken bez getirip koluma tuttu. "Sen kafayı mı yedin" dedikten sonra kızgın kızgın baktı. Benim ise tek umursadığım Stefandı. Neredeydiki. Kolumu kenin ellerinin arasından çekip aşağı indim. Stefanı görünce yanına gittim ve "nerelerdesin seni arıyorum ve koluna ne oldu" dedi. "Yukardaydım.birşey yok" dedim. Kızgın bir şekilde bana baktığında cevap beklediğini anladım. "Ben kestim birşey yok ya bak kapanıyor" dedim. Kulağıma eğilerek "bir daha sakın kendine zarar verme" dedi. "Anlaşıldı patron" diyerek güldüm. Sonra birden eğlenceli şarkı çalmaya başladı. Herkes birden ayağa kalkıp dans etti. Stefanı kolundan çekiştirmemle milletin arasına daldık. Deli gibi dans etmek istiyordum. Bayabir koptuktan sonra slow bir parçaya geçiş yapıldı. Oldumu şimdi bu diye düşünerek gözlerimle stefanı aradım az önce beraber dans etmiştik. Dans edenlerin arasından geçerken bir kuvvet belimi çekti ve kendine dönderdi. Bu Ken'di. Dans pozisyonu aldırdığında ise zar zor ayrıldım ve "benimle ugraşmayı kes artık" diye çıkıştım. O sırada Stefanı gördüm. Sinirli sinirli yaklaşıyordu. Ken'in ensesini tek eliyle sararak "gel seninle dışarda konuşalım" dedi. Kende "tamam" diyince kapıya doğru yürüdüler. Onlar asla konuşmazdı. Bu yüzden bende onların arkasından gittim. Kapıdan çıkar çıkmaz stefan ken'in gırtlağını sıkarak ağaca yapıştırdı. Hemen koşup ayırmaya çalıştım. İkiside ayrılmak istemiyordu galiba. "Naparsanız yapın" diyerek bıraktım. Bu sefer ken stefanın üstündeydi. Bıraksam biri kesin ölecekti. Keni elllerimde havaya kaldırdım. Ve bir anda uçtuk. Kendimi geri çekmeye çalışsamda beni sımsıkı sarmıştı. "Beni bırak yoksa ölümün havada olur" diye tehditler yağdırmaya başlamıştım. Ama nafile. "Stefandan neyim eksik" diyordu. Şimdi ağzındaki bakla çıkmıştı. Kıskanıyordu. Tabi bütün kızlar onu sevince göze batmıştım. Gücümü toplayıp bir anda kendimi ondan çektim. Bu yere yapışmama neden olabilirdi ama Stefan tuttu. O sırada herkesin dışarıya çıkıp bize baktığını fark ettim. Kucağından inip sarıldım. Ken hala havadaydı. En iyisini yapıyordu korkarak. Birden gözden kayboldu. Bende kapıdakilere  bakarak "ne bakıyorsunuz,geçin içeri" diye bağırdım. Parti gerçekten b*k gibi geçiyordu. İçeri girdiğimizde slow bir parça çalıyordu. Ken'de gittiğine göre eğlenebilirdik. Stefan elini uzatıp "benimle dans edermisin" dedi. Elimi ona verdiğimde dans etmeye başladık. Kollarımı boynuna dolamıştım. Ve burunlarımız birbirine değecek kadar yakındık. O kadar huzur vericiydiki. Öyle kaldık. Nefesini hissedebiliyordum. Şarkı bitince bırakmadık birbirimizi. Öpüştük. Biri Elena diye bölmese uzun bir öpüşme olabilirdi. Bu öğretmendi. Kafamı sesi geldiği yöne doğru offlayarak çevirerek "efendim" dedim. Herkes öğretmene bakıyordu. Sanırım bir konuşma yapacaktı. Vücudumuda o yöne çevirerek kollarımı göğsümde birleştirip dinliyorum havası verdim. Konuşmaya başlamıştı.

+evet çocuklar. Bu parti senenin ilk partisi. Biliyorsunuz ki hepiniz çok özelsiniz. Aranızda daha özelleride var tabi. Tabiki bu partiyi düzenlememin bir amacı var. Bir yigenim var ve artık okulumuzda okucak. Tanıştırmak amaçlı böyle bir parti verdim dedi. Osırada kapı tıkladı. Öğretmen "gelmiş olmalı" diyerek kapıyı açmaya gitti. Açar açmaz da "hoşgeldin sevgili yiğenim" dedi. İçeri adımını attığımda yüzünü gördüm. Bu Damon'du. Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı ve "Damon senin burda ne işin var" diye bağırdım...

Arkadaşkar merhaba. Biliyorum bu bölüm gec geldi ve kısa oldu ama evde değildim. Gelir gelmezde yazdım. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Her türlü yorumlarınızı iletirseniz sevinirim. Zor aşk kitabına göz atabilirseniz ayrı bir mutlu olurum :)

Neyim benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin