3.7(m)

12.3K 535 498
                                    

BÖLÜM SONUNA KOYDUĞUM AÇIKLAMAYI OKUMAZSANIZ VALLA DARILIRIM HE 💅🏻

Rahatsız olacağınız sahneler içermektedir. 🔞

Okumak istemeyenler için diğer ki bölümü kısa sürede beraber atacağım kolaylıkla geçiş yapabilirsiniz.

Acemi kalemim için üzgünüüm.

Keyifli okumalar.

*

"Jungkook- biraz uzaklaş münasip bir yerlerin-" derken kendini herkesin içinde bir kez daha bana ittirmesi ile cümlem havada kalmış ve ağzım aralıklı bir şekilde kalakalmıştım. Otobüse binmeyi teklif eden kafam hangi vasıfla bunu düşündü bilmiyorum ama romantik bir ortam beklerken biranda Jungkook'un kendisini bana dayarken bulmuştum. Şansıma otobüs öyle doluydu ki çekilme imkanı asla yoktu ve enseme efil efil vuran nefesi yüzünden mantıklı düşünme yetimi kaybediyordum. Ben önümdeki demirlere tutunmuşken o da arkamdan iki elini demire doğru uzatmış ve hem beni kolları arasına hapsediyordu hemde kendi açısından tutunuyordu bir yerlere.

Gerçi tutunduğu yerin demirler olmadığına emindim.

Yarıda kalan cümlemle birlikte kafamı hafifçe arkaya çevirmemle göz göze geldik ve o bilmiş bilmiş sırıtırken bunun pekte masum olmadığını anlamıştım. Marketin önünde ayak üstü yaptığımız imalı sıkıntılı konuşma devamını sürdürmüş ve bizi otobüste de yakalamıştı. Unuttum tabi Jungkook'un azgın olduğunu.

Yarım saat sonrasını kafamda canlandırırken sağlam bir kalçamın olmayacağını düşünüyordum resmen. Gerçi böyle konuşmamın aksine en az onun kadar da istiyordum. Enseme vuran nefesi başka yerlerime vursun ve teni tenime karışsın istiyordum. Kabul ediyorum tatmadığım halde en çok merak ettiğim manzara Jungkook'un üzerimde gel git yaptığı haliydi ve bunu düşündükçe güney taraflarıma vuran hafif sızılar önüne dayandığım otobüsün duvarına dayanıyordu. Neyse ki kalabalık fazlasıyla yoğundu ve ne Jungkook'un hamlesi ne de benim ayak üstü erekte olmam kimse tarafından fark edilmiyordu.

"Bir şey söylüyordun sevgilim?" diyen Jungkook'un gözleriyle gözlerimi buluşturduğumda yüzünde öyle keyifli bir gülümseme vardı ki avuç içlerimin terli olduğu demir sırılsıklam olmuş olabilirdi hafiften.
"Yaşayacak mıyım?" demek gibi bir hamlede bulunmuştum ama bu onu daha çok güldürmüş ve tekrar kimseyi umursamadan yüzünün boynuma kapanmasına neden olmuştu. Benimle tensel temasa geçmeden asla duramıyor olması benim açımdan çok tatlıydı.

"Bilmem? Sen karar ver. Sence de kontrolü elime almam gerekmez mi?" evet gerekir. Hiç yapmadık denemedik ama ben sana itaat ederim biliyor musun? Şuan kulağıma doğru fısıldaman bile beni öyle etkiliyor ki Jungkook eve gittiğimizde yaşayacağımızın ilkin heyecanını unutabileceğimi sanmıyorum. Belki özel bir çift değildik. Zengin değildik veya lüks bir otelde, sahilde herkesin ortasında, şık bir mekanda alkol damarlarımızdan geçerken tenlerimizi kavuşturmak için özel bir alanımız yoktu. İmkanımız yoktu ama bu mühim değildi.

Mühim olan tenlerimizin kavuşmasıydı sevgilim.

Otobüs gereken durakta durduğunda heyecanlı bir şekilde birleştirdiğimiz ellerimizle koşarcasına inmiş ve eve doğru resmen koşmuştuk. Kapıdan içeri girdiğimiz gibi beni o an ki refleksle hafifçe ittiğinde yutkundum ve arkamdan gelen sesle gözlerim kapandı ve dudaklarımı ısırdım. Tabii başıma gelecek olan şeyi bildiğimden yerimde dahi kıpırdamamış ve başım çok hafif omzuma doğru çevirirken onun bana doğru gelen adımlarının sesini duymuştum ki duyduğum tek şey adım sesi değildi.

Kapıyı üç kez kilitledi.

Ona doğru döndüğüm gibi kucaklayıp duvara yaslayıp dudaklarıma atılması da o anda olmuştu. Hızına ayak uydurmakta zorlanırken gözlerimi kapatıp ellerimi yanaklarına oradan saçlarına geçirirken dudaklarımdan yükselen boğuk inlemeyi bastırma imkanım olmamıştı çünkü alt dudağımı sertçe emerek çekiştirmesi yüzünden bütün algılarım sadece ona ve dokunuşlarına odaklanmıştı. Kucağında hafifçe zıplatıp bacaklarımı beline dolamamı sağlarken üst dudağına dişlerimi geçirip sırıtarak dilimi aralık dudakları arasından göndermiştim.

freckled boy | taekook✔Où les histoires vivent. Découvrez maintenant