ღ𝟕ღ

4.6K 369 291
                                    

Birkaç hafta geçmişti, Taehyung kendini tamamem Jimin'e ve gerçek dünyaya ait hissediyordu.

Geçen günlerden birinde dışarı çıkmışlardı, Jimin Taehyung'a Tokyo'yu gezdirmişti. Taehyung o kadar beğenmişti ki sonraki gün yeniden dışarı çıkıp gezmişlerdi.

Şimdi ise koltukta üçü birden oturmuş Taehyung'un olduğu ama artık olmadığı animeyi izliyorlardı.

Taehyung normal bir yüz ifadesi ile izleyip arada bir şaşırırken Jimin ve Jeongguk ağızı açık bir şekilde ekrana bakıyordu.

Ellerini çırpıp heyecanla işaret parmağı ile ekrandaki Yoongi'yi gösterdi Taehyung.

"Jimin-ah, bak! Yoongi hyung orada."

Jimin ekranda Taehyung'un olması gerektiği ama olmadığı ve konunun tamamen değiştiği animeyi izlerken Taehyung'un dediği şeyle kendine gelip ona baktı.

"Yani? Bize ne Yoongi'den? Sen benimsin."

"Evet öyleyim Jimin-ah. Yoongi hyung benim sadece hyung'um..."

"Biliyorum bebeğim, seni orads izleyen herkes Yoongi'ye aşık olduğunu düşünüyordu biliyor musun? Bak bu beyinsiz de aynısını söyleyip umutlanmamamı sağlayacaktı ama ben seni bırakmadım." derken Jeongguk'u gösteriyordu.

"Jeongguk hyung ben Yoongi hyung'dan hiç hoşlanmadım ki... O benim hyung'um."

"Evet evet kesin öyledir de senin şu an orada olman gerekmiyor mu?" dedi ekranı işaret ederek.

Taehyung omuz silkti ve Jimin'e sarıldı. Tuhaf bir şekilde ekranda Taehyung'un olması gereken kısımlar boş geçiyordu, tam anlamıyla psikoloji bozmak için yapılmış tuhaf videolar gibiydi ama Taehyung bunu anlamıyordu. Jimin hızla telefonunu alıp sosyal medyalardan birine girdi. Herkes o kısımların boş geçmesiyle ilgili konuşuyordu ve ortalık karışmış gibiydi.

"Evi aramaya gelmezler değil mi?" dedi Jimin.

"Saçamalama."

"Ama Taehyung'u en çok benim sevdiğimi tüm Japonya öğrenmiş olmalı... O gün... Videolar her yerde paylaşmıştı. Pişman değilim, herkes Taehyungie'min benim olduğunu gördü işte."

"Anlamadım Jimin-ah."

"Bebeğim, boş ver."

Taehyung mırıldandı ve Jimin'e daha da sarıldı, kendini güvende hissediyordu.

"Tamam yeter kapat şunu Jimin. Psikolojim bozuldu, şizofren gibi hissediyorum."

Jimin televizyonu kapattıktan sonra Taehyung'un yüzünü elleri arasına aldı.

"Bebeğim, ne yapmak istersin?"

"Bence artık ona sevişmenin ne demek olduğunu söyle." dedi Jeongguk. Jimin sinirle ona baktığında geri çekildi ve omuz silkti.

"Jimin-ah o ne demek?"

"Bak şimdi Tae, hani sen Jimin-ah diyorsun ya, işte sevişirken oradaki 'ah'ı daha farklı şekillerde söylüyorsun ve-"

Jimin Jeongguk'un ağızına sertçe vurduktan sonra sanki etrafında Taehyung'a zarar vermeye çalışan şeyler varmışcasına bebeğini kollarının arasına aldı.

"Jeongguk kapa çeneni."

"Ne ya sanki hiç öğrenmeyecek. Hele ki senin gibi birinin yanında..."

"Ne varmış ben de?"

"Jimin-ah." dedi Taehyung huzursuz bir şekilde.

"Efendim bebeğim?"

"Gitmek istiyorum..."

"Nereye?"

"Odamıza."

"Gidelim bebeğim."

Jimin Taehyung'un elini tutup kalktı ve kapıya doğru ilerledi.

"Jimin! Biliyor musun? Bence o gerçek değil biri sana büyü yaptı ve ben de etkisineyim..."

Jimin Taehyung'u önden geçirip arkasından ilerlerken kapıdan çıkmadan Jeongguk'a el hareketi çekmişti... Onlar zaten iyi anlaşamıyordu, araları çok da iyi değildi ayrıca neden ev arkadaşı olduklarını bile bilmiyorlardı, Jeongguk gelip Jimin'e ev arkadaşı olmayı teklif etmişti Jimin de kabul etmişti... Buydu yani.

Odalarına girdiklerinde Taehyung masaya oturmuştu Jimin de yatağa. Karşılıklı ama birbirlerine biraz uzaklardı.

"Ne oldu bebeğim?"

"Bir şey olmadı... Sadece yalnız kalmak istedim."

"Tamam bebeğim, yalnız kalalım."

Jimin ayağa kalktı ve Taehyung'a doğru ilerledi. Kollarını ince bele sarıp gri/yeşil gözlere baktı.

"Jeongguk hyung'un dediği şeyi anlamadım."

"Büyüdüğünde gösteririm."

"Şimdi?"

"Olmaz bebeğim daha miniciksin sen."

"On yedi yaşımdayım Jimin-ah."

"Olsun bebeksin işte."

Taehyung dudaklarını büzdüğünde Jimin pembe dudaklara birkaç öpücük bıraktı ve onu yavaşça kucağına alıp yatağa oturdu.

"Bebeğim. Sence de artık..."

"Hm?"

"Sevgili olmamız gerekmiyor mu?"

Taehyung duyduğu şeyle kendini geri çekti, yanakları kızarmıştı.

"Ne oldu?"

"Ş-şey... Bilmiyorum."

"Utanmasana bebeğim."

"Jimin-ah, o-olmaz."

"Neden olmaz?"

Taehyung korkuyla Jimin'e sarıldı ve kafasını boynuna gömdü. Çok utanıyordu ve korkuyordu. Hayatında ilk defa böyle bir teklif almıştı.

"Sakin ol bebeğim."

K-korkuyorum."

"Korkma, sakin ol, cevap vermek zorunda değilsin bebeğim."

Taehyung rahat bir nefes verip kendini Jimin'e daha da sardı. Bir süre öylece durmuşlardı, Jimin Taehyung'un uyudğunu düşünerek yavaşça onu yatağa yatırdığında parıldayan göz yaşlarını gördü, içi acımıştı.

"Neden ağlıyorsun?"

"B-bilmiyorum."

"Bebeğim lütfen sakin ol. Sakinleş, kendinde değil gibisin."

Taehyung kollarını uzatıp Jimine sarıldı sonra da berbaer yattılar.

"Ben yanındayım ve hiç gitmeyeceğim."

"Jimin-ah, s-senden çok hoşlanıyorum."

Jimin gülümseyip Taehyung'un dudaklarından öptü.

Bu şu ana kadar Taehyung'dan aldığı en ciddi itiraftı.

---

Ay  bu fic kaç bölüm olacak ayol... 9 da biter bence😳

Sizi seviyorum 💗

Anime Boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin