36.bölüm

1.4K 78 5
                                    

Bahçen cayır cayır yanıyordu , çok geçmeden itfaiye geldi.

Yangına anında müdahale etti ancak evinin mutfak bölümü kullanılamayacak hale geldi dedi.

Ben ise , affan dedenin mezarı dedim panikle.

Cezmi abi ise , merak etme , alevler oraya yetişmeden müdahale edildi.

Dediğim gibi , evin mutfak kısmı kullanılamayacak halde , allahtan alevler evi sarmadan itfaiye müdahale etti , yoksa evin kül olurdu dedi.

Peki beni dışarıya kim çıkardı dediğimde , cezmi abi bana bakıp , sen kendin çıktın , yanında kimse yoktu dedi.

Ben ise , böyle birşey mümkün değil , beni odamdan biri çıkardı ama dumandan yüzünü görmedim. Beni biri çıkardı oradan dedim.

Cezmi abi ise , allah seni korumuş , 3 gün hastanede kalacaksın , sen çıkana kadar mutfağında tadilat olmuş olur , gözün arkada kalmasın , herşeyi ben halledecem , şimdi dinlen , ben köye gidip işleri yoluna koyayim dedikten sonra yanımdan çıktı gitti.

Ben ise kendimi iyi hissetmediğim için uyumaya başladım .

Aradan saatler geçti.

Uyku ile uyanıklık arasında olduğum bir anda , odanın içinde birisinin nefes alış veriş sesini duydum.

Gözümğ açıp başımı hafif sola doğru çevirdim.

Yattığım yatağın hemen yanındaki kanepe de oturan birini gördüm.

Yüzünü seçemiyordum. Başımı biraz daha kaldırıp baktığımda bu kişinin ermeni büyücüsü petrus olduğunu farkettim.

Petrus benim ona baktığımı görünce , demek ölmemişsin dedi..

Ben ise yorgun bir sesle , öldürememişsin , oysa ki çok iddalıydın dedim.

Petrus ise cevaben , itiraf etmeliyim ki , benim başıma böyle birşey gelseydi , bana kimse yardım etmezdi , ama sen öyle değilsin , sevenin çok , açıkçası bu durum beni çok etkiledi dedi.

Ben ise , allah yolunda gitseydin sende sevilirdin , ama sen kendini şeytana sattın. Siz böylesiniz , sizi , siz bile sevmiyorsunuz dedim.

Daha sonra ise , şimdi yanımdasın , durma , yarım kalan işini hallet , öldür beni dedim.

Petrus ise , seni uyarmıştım , ama seni öldürmek , senin için ödül olur , biz şeytanın hizmetkarları oyun oynamayı severiz , sen zaten artık yaşayan bir ölüsün , senin öldürmedim ama senin canını çok aldım diyip yerinden kalkıp sinsi sinsi odadan çıktı gitti.

Senin canını aldım diyerek ne demeye çalıştı onu idrak edemedim.

Amra ya seslendim ama gelmedi.

Amra gelmeyince , ortada büyük bir sorun olduğunu anlamam zor olmadı.

Yatağımdan kalkıp hastaneden çıkmaya yeltendim ama vücudum buna izin vermedi.

Taburcu olana kadar beklemek zorunda olduğumu anladım.

Bu 3 gün nasıl geçicekti bilmiyordum. Aklımda yüzlerce soru işareti vardı.

Yapıcak bişey yok , bekleyip görecektim.

İçimde ki tedirginlikle 3 günü hastanede geçirip ,sonunda taburcu oldum.

Beni hastaneden cezmi abi çıkardı ve evime götürdü.

Evime vardığımda , bahçemin yarısı yanmış bir vaziyette simsiyahtı.

İlk olarak affan dedenin mezarına bakmaya gittim.

Şükür ki buraya yangın ulaşmamıştı.

Dua ettikten sonra oradan çıktım.

Eve girdim.

Evin içi halen az da olsa  is kokuyordu.

Cezmi abi sağolsun , yanan mutfağı yaptırmış , evin içini de temizletmişti.

Ücretini ödemek istesemde kabul etmedi.

Köy halkı elbirliği ile elimizden geleni yaptık , helal hoş olsun , geç dinlen , bir şeye ihtiyaç duyarsan bize haber ver dedikten sonra evden ayrıldı.

Allah razı olsun diyerek uğurladım cezmi abiyi.

Daha sonra evin içini dolaşmaya başladım.

Bazı eşyalar zarar gördüğü için evden atılmıştı. 

Affan dedenin odasına girdiğimde ise herşey yerli yerindeydi. İçeride de gayet hoş bir koku vardı.

Evin yandığına çok üzüldüm çünkü bu ev bana emanet sayılırdı.

Petrus bu yaptığının bedelini ağır şekilde ödemeliydi.

Bunun için ne gerekiryorsa yapmaya karar verdim.

Tam amra ya seslenecekken , amra odada belirdi.

Geçmiş olsun efendim , çok üzüldük , umarım bundan sonra böyle birşey yaşamayız dedi.

Ben ise amraya , seni tüm çağırmalarıma rağmen neden gelmedin , neden yanımda değildin dediğimde ise , amra bana , efendim , sizin iyi ve güvende olduğunuzu biliyordum , ancak gelmememin önemli bir açıklaması var , şimdi lütfen oturun ve beni iyi dinleyin , size anlatacağım önemli şeyler var dedi.

Ben ise meraklı gözlerle amraya bakarak sandalyeye oturup , anlat seni dinliyorum dedim.

HÜDDAM'IN HAYATI - SEYYİD ALİ - Korku Hikayeleri - Paranormal - KorkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin