Bölüm 16 Teşekkür Ederim Anne

141 39 34
                                    

Yorum ve oy sayısının azalması beni üzüyor.😐

Keyifli okumalar.💜⚘

Atölyenin kapısının açılma sesini duydum. Derin bir nefes alıp verdikten sonra arkamı döndüm ama kimseyi göremedim. Ege'ye dönüp "Kimdi o?" diye sordum.

"Alper."

Bizi yanlış anlamış olamazdı değil mi?

Ege'nin "Alper" demesiyle birlikte hızlıca atölyeden çıkarak sınıfa doğru hızlı adımlara yürümeye başladım. Sınıfa girince Alper'in yerinde oturduğunu gördüm. Yanına oturup "Alper?" dedim.

Yüzüme bakmadan "Efendim." dedi.

"Neden yanımıza gelmek yerine, sınıfa geldin?" diye sordum.

"Fazlalık olmak istemedim." dedi.

"Böyle düşünmüş olamazsın değil mi?"

Alper cevap vermeden Ege, öğretmen ile birlikte sınıfa girdi. Tekrar Alper'e dönerek "Bizi görünce ne anladın bilmiyorum ama..." cümlemi bitiremeden Alper sözümü kesti.

"Hoca geldi." dedi.

"Görüyorum Alper. Beni dinler misin?" diye direttim.

"Deren!" hocanın gür sesiyle ona doğru döndüm.

"Efendim hocam." dedim.

"Derste olduğumuzun farkında mısın?" diye sordu.

"Farkındayım hocam."

"O halde sessiz olup dersi dinle!" dedi uyarı dolu ses tonuyla.

Bu da demek oluyordu ki 'Biraz daha konuşmaya devam edersen kendini müdürün odasında bulursun.' Üzgün bakışlarımla Alper'e bakıyordum ama o, yüzüme dahi bakmıyordu. Ders bitince Alper sıradan kalkıp sınıftan çıktı. Ben de ayağa kalktım ve tam peşinden gidecekken Ege kolumdan tuttu.

"Konuşabilir miyiz?" diye sordu.

"Sonra konuşsak olur mu?"

"Önemli!" dedi gözlerimin içine bakarak.

"Şu an da daha önemli bir konum var. Sonra konuşuruz." diyerek Ege'ye bakmadan sınıftan çıktım.

Kurduğum cümleyi sınıftan çıktıktan sonra fark ettim. Bir yeri toparlamaya çalışırken başka bir yeri dağıtıyordum. Bu konuyu şimdi düşünmeyi bırakıp Alper'i bulmalıydım.

Alper'in nerede olacağını tahmin ettiğim için direkt oraya yönlendim. Spor salonuna girdiğim an zemine değen sert topun seslerini duyuyordum. Basketbol sahasının kapısını açtığımda Alper'i gördüm. Tek başına basketbol topuyla oynuyordu. Daha doğrusu topla kavga ediyor gibiydi. Alper topu tam potaya atacakken önüne geçtim. Yüzüme bakmadan topu potaya attı.

"Artık beni dinler misin?" diye sesimi yükselttim. Sinirlenmeye başlamıştım. Alper'in kolundan tuttuğum gibi bir yere oturttum. "Konuş şimdi." dedim.

"Ne konuşayım?"

"Alper! Ama artık sinirleniyorum. Neden yanımıza gelmeyipte kendini fazlalık olarak gördün?" diye sordum.

"Onu seviyor musun?" diye sordu birden.

Alper'den beklemediğim bir soru olduğu için doğrusu biraz şaşırmıştım. Kendimi toparlayıp "Kimi?" diye sordum.

"Ege'yi diyorum, onu seviyor musun?"

"Ha-hayır tabiî ki. Bunu da nereden çıkardın? Bu fikre kapılma nedenini çok merak ediyorum." dedim.

"Ben. Ben ikinizi orada yalnız görünce..." dedi ve cümlesini tamamlayamadan sustu. Utanıyor gibiydi. Çünkü gözleri ben hariç her yere bakıyordu.

"Sadece resim çiziyorduk. Zil çalınca da atölyeyi inceledi, sohbet ettik. Gördüklerini yanlış anlamışsın." dedim.

Gerçekten Alper gördüklerini yanlış mı anlamıştı, yoksa ben mi yanlış anlamasını istemiyordum? Alper'in yüzüne bakınca rahatlamış olduğunu ve tam belli etmese de gülümsediğini fark ettim.

"Şimdi iyi miyiz?" diye sordum.

"İyiyiz." deyince vakit kaybetmeden ona sarıldım. Bir süre sarıldıktan sonra ayrıldık. Alper'in koluna girip beraber sınıfa çıktık.

Merdivenleri çıkarken telefonumun mesaj bildirim sesini duydum. Telefonu elime alıp gelen mesaja baktım. Çıkışta her zaman ki parkımıza gidelim. Konuşmamız gerekiyor. ÖNEMLİ! Mesaj Sedef'ten gelmişti. Ne olmuş olabilirdi?

Kurs bittikten sonra gelirim.

Resim dersim de bitince Sedef'in mesajı üzerine her zaman gittiğimiz parka geldim. Sedef salıncaklardan birine oturmuş yavaş bir şekilde sallanıyordu. Yanındaki boş salıncağa oturup "Neden beraber gelmek yerine ayrı ayrı geldik" diye sordum.

"Buraya neden geldiğimizi sormak yerine ilk önce bunu sorduğuna inanamıyorum Deren." dedi Sedef gözlerini devirerek.

"O ikinci sorum. Şimdi ilkini cevapla." dedim.

"Beraber gelmiş olsaydık şu an da yalnız olamazdık. Yanımızda Alper de olurdu." dedi.

"Peki o zaman neden buradayız?" diye sordum.

"Bugün olanları biliyorum. Onun için buradayız." dedi.

"Ne olmuş ki bugün?" diye sordum bilmemezlikten gelerek.

"Teneffüste sizin sınafa geldim. Seni ve Alper"i göremediğim için Ege'ye nerede olduğunuzu sordum. O da olanları kısaca anlattı." dedi.

"Ege anlatmış işte, hadi gidelim." dedim.

"Ege'yi seviyor musun?" diye sordu Sedef.

"Saçmalama Sedef. Daha 3 aydır tanıdığım birini nasıl sevebilirim?"

"Ama ondan hoşlanabilirsin değil mi?"

"Onu sevmiyorum, hoşlanmıyorum da." dedim.

"Alper yüzünden mi?" diye sordu.

Ayağımla yerdeki kumları iteliyordum. Bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum. Tüm olan bitenleri Alper'den sonra en iyi Sedef biliyordu. Yalan söylesem anlayacaktı. Bu yüzden sessiz kalmayı tercih ediyordum.

"Eğer Ege'yi seviyor ya da hoşlanıyorsan söyle Deren. Alper'i düşünme onunla ben konuşurum." dedi.

"Alper'i öylece bir kenara atamam Sedef, bunu sen de biliyorsun." dedim.

"İtiraz etmediğine göre Ege'den hoşlanıyorsun." dedi gülerek.

"Alper'in hayatına biri girmeden kimseden hoşlanamam." dedim.

"İyi, o zaman yaşlanmaya hazır ol." dedi salıncaktan kalkarak.

Daha fazla bu konuyu uzatmadan evlerimize gittik. Eve girdiğim an annemle yüz yüze geldik. Sinirli bir şekilde bana bakıyorduk. "Neredeydin?" diye sordu sakin kalmaya çalışır gibiydi.

"Resim kursum vardı biliyorsun anne. Çıkışta da Sedef ile biraz parkta oturduk." dedim.

"Sınavına az kaldı. Biliyorsun değil mi? Çalışman gerekirken başkalarına ders veriyorsun." dedi ses tonu cümlesinin sonlarına doğru daha yüksek çıkmıştı.

"Onlar bana engel olmuyorlar anne. Onlarla birlikte ben de kendimi eğitiyorum." dedim.

"Bitti, o kursu kapatıyorsun!" dedi.

"Buna sen karar veremezsin anne!"

"Bal gibi de karar veririm. Şimdi doğruca odana gidip üstünü değiştiriyorsun. Sonra da çalışma odana gidiyorsun."

Tam konuşacakken "Daha bitmedi. Yarından itibaren özel bir resim öğretmenin olacak. Bu evde her şeyin var hocan buraya gelebilir. Tabiî istemezsen onun atölyesine de gidebilirsin." dedi.

"Çok sağ ol anne, bana bu seçim hakkını sağladığın için(!) Bana sormadan böyle bir karar aldığın için de teşekkür ederim anne." diyerek sinirle evden çıktım.

Bölümler nasıl ilerliyor, memnun musunuz?

MoresHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin