Gidelim.

225 17 13
                                    

Uyandığımda başım çok ağrıyordu. Bir duş aldım ve aşağı indim. Min gyu televizyon izliyordu.

-Hiç uyanmayacaksın sanmıştım!

-O kadar oldu mu cidden?

-Boşver,bu aralar yorgun olman normal.

-Hakl-

O sırada telefonuma gelen mesaj sesiyle lafım kesilmişti. Bu kadar şaşırmamın sebebi ise ikimize de aynı anda gelmesiydi.

-Dae? Sana da mı aynı mesaj geldi?

-Evet. Bana Bighit'ten gelmiş. Tüm sektörün olduğu bir birleşme partisi gibi bir şey varmış. Bana neden geldi ki?

-Bu kadar çabuk bağlantılar kopmaz zaten,şu an şirket dışında da kimse bilmiyor gruptan ayrıldığını. Sadece formaliteden gidersin olur biter.

-Gitmek istemiyorum.

-Hadi ama! İnan bana o kadarda kötü olmaz. Sektörün yıldızı olmazsa ne anlamı olurki?

Gülüşerek biraz daha sohbet etmeye devam ettikten sonra yemek yedik. Ve dışarı çıkmaya karar verdik.

Odama çıkıp hızlıca giyindim ve çok vakit kaybetmeden arabaya bindik sahil kenarına gelmiştik. Arabayı bir kenara çekip yürümeye başladık. Ve birden değişik hissetmiştim. Taehyung ile burda dondurma yediğimizi hatırlıyorum. Şimdi de sanki hiç tanısmamış gibiyiz...

-Aklında ne var? Dalıp gittin bir an

-Huzurlu bir hava var,rahatlamış hissettim.

Bir bankta oturduk ve telefonumu almak için elimi cebime attığımda telefonumu bulamadım.

-Min gyu,arabanın anahtarını verebilir misin lütfen? Telefonumu unutmuştum

-Tabii

Teşekkür ederek arabaya doğru gittim. Araba park alanında değildi, çünkü yakın zamanda olan bir kaza yüzünden kısa süreli olarak kapatılmıştı ve bizde sokağın karşısındaki bir mağazanın önüne park etmiştik.

-Sonunda! Burdaymış!

Telefonumu bulduğum için kendi kendime gülerken bir anda duyduğum sesle irkilmiştim. Onların burda ne işi vardı?

-Dae?

Bu Jungkooktu. Aish! Tamda zamanında! Bir dakika,cidden hepsininde burda olması tesadüf mü? Normalde program yoğunluğundan bile her zaman hep birlikte takılamazlardı. Şimdi bir anda da hepsinin birlikte olası mı tuttu?

-Dae,neden bu kadar uzun sürdü?

Diyerek meraklı bir şekilde omzumu tutarak gelen Min gyu da benimle birlikte öylece kaldı. Sonra toparlanarak.

-İyi akşamlar, Min gyu hadi gidelim.

Arkamı dönüp gittiğimde Min gyu da benimle geldi. Daha sonra soru sormaya başladı.

-İyi misin? Biraz sinirli gibisin?

-Hayır yani neden?! Hep bana mı denk geliyor bu?!

Evet,kafayı takmıştım...

-Ş-şey,bende sana dondurma almıştım. Aslında pamuk şeker alacaktım ama,sevmezsin diye düşünmüştüm.

Min gyu normalde pek sempatik biri değildi. Öyle olmayıda pek sevmezdi ama,şu anki hali küçük bir çocuk gibi. Elinde bana doğru tuttuğu dondurmayı alıp sinirli bir şekilde iç çektim...

-Yeter ama!

Bir anda bağırmasıyla irkilmiştim.

-Ne-

-Sus! Cidden yeter ama! Kendine gelir misin?! Kendimi depresyondaki arkadaşını teselli etmeye çalışan kızlar gibi hissediyorum! Bu ne kadar onur kırıcı farkında mısın?!

-Hey! Sakin mi olayım!? O kadar kolay mı? Zaten annem diye hayatımın yarısını geçirdiğim kadın, öldüğünü sandığım en iyi arkadaşımın annesi çıktı ve beni öldürmeye çalıştılar 2. Olarak eski sevgilimin arkadaşının,ki sıradan bir arkadaş değil, bana takıntılı olduğunu ve sözde "beni sevdiğini" öğrendim! Ve hatta aynı gün işimden kovuldum. Birde üstüne üstlük 2 saat karakolde ifade vermek zorunda kaldım!

-Hayır zaten polis bile olay döngüsünü anlamadı,o yüzden o da ayrı bir sorun!

Her şeyi tek nefeste anlatmıştım. Yoldan geçenler bana bakıyordu ve ben bile kendime hayret etmiştim... Tüm bunlar oldu mu? Tek parça mıyım diye kendimi kontrol ettikten sonra kafamı eğip sustum.

-Öz-

-Hahahha- haha-

-Şey,hala geç değil,hasteneye gitmeye ne dersin?

İkimizde deli gibi kahkaha atmaya başlamıştık. Sanki tek ihtiyacım buymuş gibi güldüğümü mü yoksa ağladığımı mı mı bile anlayamıyordum...

Ama kararlıydım. Ben pes etmediğim sürece kimse beni alt edemez.





BÖLÜM SONU
Güzel bir bölüm oldu,sizce? Şu an saat dört ve yb yazıyorum... (E dizi izlersen böyle olur) neyse, oy ve yorum atmayı unutmayın görüşmek üzere 🤍🤍 sizi seviyorum!

BTS 8. ÜYE [2. SEZON] ✔️ Where stories live. Discover now