8. bölüm '' Deniz Koleji"

196 119 196
                                    

Selamlarrr 

Yeni bölüm ile karşınızdayım.

Yukardaki şarkıyı açabilirsiniz;)

Biraz uzun bir bölüm oldu.

İyi okumalar dilerim,

İyi okumalar dilerim,

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Annenizi kaybettik...kaybettik...kaybettik. Kafamın içerisinde yankılanıyordu, doktor ne tepki vereceğimi beklerken, sadece susuyorum. Sadece kafamın içerisindeki seslerle boğuşuyorum.Ve yavaş yavaş kendime geliyorum annem ile olan anılarım geçiyor gözümün önünden.

6 yaşındayım babam bana bisiklet almış, sevinç ile evin bir orasından bir orasına koşuyorum. Binmek için sabırsızlanıyorum.Babam ile dışarıya çıkıyoruz. Annem bizi camdan izliyor, babam bana ne yapacağımı anlatıyor ve bir anda kuş yeni uçmayı öğrenmiş azim ile kanat çırpıyordur ya ben de aynı şekilde öyle basıyordum pedallara. Sanki yıllarca tutsak tutuldum da kaçıyorum bu mahalleden, bu semtten, bu dünyadan. Ve bir anda kapıldığım hayal dünyasından, ağaca çarparak çıkıyorum. Annem içeriden koşarak geliyor,babam ile birlikte telaşla yanıma geliyorlar. 

-'' Su kızım iyi misin? Bir şeyin var mı bir tanem?''

Ve nedensiz bir şekilde birbirimize bakıp kahkaha atmaya başlıyoruz. Sonra annem bacağımdaki kanamayı görüyor ve her zamanki gibi telaşla babama sargı bezlerini getirmesini söylüyor. Babam gittiğinde ben hala gülüyordum sanki komik bir şey varmış gibi. Annem üzülmüş olacak ki bacağımın kanamasına yanıma yaklaştı hüzünle.

-''Kızım. Bu hayatta sakın pes etme her zaman savaş ve hiç unutma ki 'Hayat çok zalim bir öğretmendir, önce sınavını yapar sonra dersi verir' sen hiçbir zaman kaybettim diye pes etme her zaman güçlü ol ki hayat sana zamanı geldiğinde karşılığını versin.''

Sonra gözlerimin önüne yine hastane köşesi geldi. Ben şu an yıkılmayacakdım  her zaman bir yolunu bulacaktım. Yalnız kalmayacaktım, hep güçlü olacaktım. Hayat bana karşılığını verecek. Annem hep benim yanımda olacak.

Gözümde  toplanan yaş birikinrisinin gitmesi için gözlerimi yukarıya doğru kaldırdım. Normalde hüngür hüngür ağlamam gerekirken ben susuyordum, içimde yaşıyordum acımı. Bir söz okumuştum " içiniz kor gibi yanarken susmak, acıların en beteridir" tam olarak buydu durumum içim kor gibi yanarken susmak en kötüsü.

Ama artık yanımda babam vardı. Sahi babam? Babam nerede? Tekrar korku ile dudaklarımı açtım.

-" Ba...babam nerede? İyi mi babam? Nerede?"

Ve bu sefer gerçekten yıkılmaya sebep olan, o cümleleri yine duydum.

"Üzgünüm kızım, fakat kurtaramadık"

-"Ne! Ku..kurtaramadılar mı? Ba..babam, babam. Baba.. baba bırakma beni bana! Ne olur baba yapmayın bırakmayın beni!"

Ve yine bacağıma saplanan o iğne. Sayıklamaya devam ediyordum.

Kapı Where stories live. Discover now