17-Gizli kapaklı işler devri mi başlıyor?

Start from the beginning
                                    

"Hoseok'u gördün mü? Bir anda ortadan kayboldu." Hoseok kaybetmekten hiç ama hiç hoşlanmazdı. Ona kaybettin derseniz sizi alır itin götüne sokardı. Büyük bir ihtimalle Mina'dan hırsını çıkarmamak için ondan kaçıyordu. Başımı olumsuz anlamda sallayıp etrafıma baktım.

"Görmedim. Bende onunla konuşmak için sahaya gidiyordum."

"Orada yok. Her yere baktım." Kız endişeli bir şekilde bana baktığından dudaklarımı dişledim.

"Erkekler tuvaletine bakmadın."dedim aslında nerede olabileceğiyle ilgili tahmin yürütürken birden sesli düşünmüştüm. Aptal tabi ki de bakamazdı! Mina başını salladığında "Tamam ben gidip bir bakayım. Sen merak etme buralardadır." Mina'nın yanından geçip saha'nın girişine ilerleyecekken birden kolumu tuttu. Mina inadına mı yapıyorsun?

"Taehyung!" Beklemediğimden şaşkınca ona döndüğümde bankta oturan Jungkookla göz göze geldik. Ya amına koyim film mi çeviriyoruz burada? Sırtımdan ecel terleri dökmeme çok az kalmıştı. "Çok teşekkür ederim." İnsanın içini ısıtacak kadar samimi bir şekilde güldükten sonra kolumu bıraktı. Kendimi gülmeye zorladım. Hayır neden geriliyordum ki bu kadar? Jungkook'un kaşları mı çatılmıştı? Yok ya bana öyle gelmiştir.

"Sen merak etme bulup hemen yanına yollayacağım." Koşar adımlarla oradan uzaklaşıp kendimi sahaya attım ve soyunma odasının olduğu koridora sapıp erkekler tuvaletine girdim. Hoseok buradaydı. Sırtını duvara yaslamış lolipop yiyordu.

"Vayy kuzen yüzünü gören cennetlik." Hoseok abartmada bir numaraydı. İki gün önce teyzemle bizim evde yemek yemiştik. Gerizekalı.

"Yenilmişsiniz." Burnundan keskin bir nefes alıp ağzındaki lolipopu çıkardı ve bana uzattı.

"Dişlerimi çürütüyor." Omuz silkip yeniden ağzına attığında ortamdaki gergin havayı sikip atmak istedim. Ulan bu herifin aşağılık kompleksine bir takılan bir daha o paradokstan çıkamıyordu. "Mina seni merak etmiş. Git sevgilinle ilgilen."

"Giderim ya." Ellerini cebine yerleştirip sırtını yeniden duvara yasladı.

"Of Hoseok bir dahakine yenersiniz. Takma kafana oğlum bu kadar!"

"Ne takcam lan! Maç sikimde bile değil."

"Ee?"dedim ona dik dik bakmaya devam ederken. "Derdin ne oğlum senin? Lavabo köşelerinde lolipop yiyip efkarlı efkarlı neden etrafına bakıyorsun?" Sorunlu kişiler çevremde olduğu sürece ruh sağlığımı koruyamayacaktım sanırım! Gözlerini devirip katur kutur lolipopu yedi. Şeytan diyor bir tane çak suratına Osmanlı tokatını...ama ben bunu Hoseok'a yapsam beni Allahıma kavuştururdu. O yüzden rahatsız edici bakışlarımla onu taciz etmeye devam ettim.

"Manitaya rezil oldum lan! Gitti bütün karizmam. Allahtan Jungkook piçi yoktu bugün. Daha çok asabımı bozardı o." Mina bu yenilgiyi umursamamıştı bile ama adamlık gururu diye bir şey vardı. "Sen nereden bileceksin benim hislerimi? Sevgilin oldu sanki!"diyerek tüm söyleyeceklerimi ağzıma tıkadığında kaşlarımı çattım. Pekala Hoseok Jungkook ile sevgili olduğumuzu bilmiyordu. Gerçi öpüştüğümüze de pek inanmamıştı. Bende olsam inanmazdım. Her gün birbirini döven, söven kişilerin bir anda öpüşmesi kulağa baya tuhaf geliyordu ama bu bizim ilişkimizdi. Söz konusu biz olduğumuzdan tuhaf karşılanmaması gerekiyordu.

"Öncelikle senin amına koyim Hoseok. Enişten hakkında düzgün konuş."diye patladım birden.

"Ne eniştesi lan?" Hoseok şaşkınca bana bakınca gözlerimi devirdim. Bu çocuk nasıl fen lisesinde okuyordu ya?

"Of boşver! Git Mina'nın yanına, salak salak tiriplere de girme bir daha. Kız her yerde seni arıyor."

Hoseokla birlikte lavabodan çıktık. "Çok özledim aşkilatamı. Gideyim de seveyim biraz." Yüzümü buruşturdum. Cidden Hoseok bu saçma şeyleri nasıl uyduruyordu? Veya Mina nasıl kabulleniyordu bu hitap şeklini? Jungkook'un bana aşkilatam dediğini düşünemiyordum bile! Tüm tüylerim diken diken olduğunda irkildim. Umarım kınadığım için başıma gelmezdi.

High School Love •taekookWhere stories live. Discover now