A.T.▪ 03:"Vah Vah! O Da Mı Öğrenciymiş?"

45.9K 1.2K 130
                                    


BÖLÜM 3-"Vah Vah! O Da Mı Öğrenciymiş?"

Çağan'ı, on yaşımdan beridir tanıdığımı söylemiştim. Onunla, okulun oyun parkında tanışmıştık. Arda ve ben, öyle pek kolay arkadaş edinebilen çocuklar olmamıştık hiçbir zaman ama Çağan farklıydı. Onunla hemen kaynaşıp oyun oynamaya başlamıştık. Öyle ya, annemi ve babamı da çok sevindirmişti bu. Onlara yeni oyun arkadaşımızı anlattığımda oldukça heyecanlanıp bu mucize çocukla tanışmak istemişlerdi. Bu kadar heyecanlı olmalarına rağmen, onunla ilgili detaylı bilgiyi, bir ay sonra gerçekleşen bir veli toplantısında öğrenmişlerdi. Veli toplantısından sonra Çağan'ı çok sevmiş, onu iyice sahiplenmişlerdi. Bazen annem kek, börek, poğaça yapar, Arda ve bana koyduktan sonra bir de Çağan'ın payını eklerdi beslenme çantama.

Gel zaman, git zaman iyice alışmıştık bu sakin, akıllı çocuğa. Hep kendi halinde, sessizdi. Annem, onu hep oğlum diye sevmeye başladı, zaman geçtikçe. Ellerinde para olduğu zamanlarda, bana bir oyuncak alıyorlarsa, bir tane de Çağan'a alıyorlardı.

Hiç merak etmezdim, Çağan'ın üzerine neden bu kadar titrediklerini. Yavaş yavaş aklım ermeye başlayınca, annem karşısına alıp konuşmuştu biz iki kuzenle.

Çağan bir kimsesizdi. Ne annesi vardı, ne babası, ne kardeşi... Bir yangından kurtulan tek çocuktu, Çağan. Kimsesizler yurdunda kalıyordu. Onun için bu denli sessiz, bu denli akıllıydı daha bu yaşında!

Ah, Çağan. Benim Çağan'ım... bu nedenle seslenmiştim yaşantısına sırça kader diye! Liseyi bitirip, üniversiteyi kazandıktan sonra, bir süre bizim yanımızda kalmıştı, Çağan. Arda, o sene kazanamamıştı hiçbir yeri. Tam bir yıl, yanımızdaydı.

Sonra Arda, biraz dişini sıkarak, aynı üniversitenin otomotiv mühendisliği bölümünü kazanarak erişmişti bize. Teyzem ve eniştemin durumları epey iyi olduğundan, o anlarda şans eseri boş olan karşı daireyi kiralamışlardı, oğullarına. Yine de bu kadar basit değildi, tabii. Sık sık yurt dışına çıkıyorlar, çok az süre evlerinde oturuyorlardı, teyzemler. Bu nedenle Arda, evde zaten tek başına kalıyordu ve evleri şehir merkezinden o kadar uzaktaydı ki, Arda o evde yaşayamaz, kendi pisliğinde boğulurdu!

Hal böyle olunca, Çağan'da Arda'nın yanına yerleşmişti. İlk başlarda, kiraya ortak olmak istemiş, epey diş bilemişti bizlere fakat sonra, bir şekilde ikna edebilmiştik onu. Yine de fırsatını bulduğu her anda, borcunu bir şekilde ödeyeceğinden bahseder, kendini buna şartlandırır ve vicdanını rahatlatırdı. Kendi halinde, etlisine sütlüsüne karışmayan, sıcacık bir adamdı, Çağan.

Şu yaşanılanların hiçbirini hak etmiyordu. Bu nedenle öfke doluydu içim. Her şeye karşı yoğun bir öfkeyle kavruluyordum. Bu gün on beşinci günüydü, yokluğunun. Şiirler yazıyordum, durmadan. Öfkemi, hüznümü, gözyaşlarımı kağıtlara kusuyordum. O gün, Arda, dinlemek istemişti bir şiirimi. Okuyordum.

"Hiç, hiç kimsenin, kimsesi oldun mu?

Bu paha biçilemez.

Hiç yalnızlığını yudumladın mı

santim santim?

Hiç baktın mı

tadına gevrek kızıllığın?

Hiç duydun mu kokusunu kıvrak teninin altında

yatan güçlü canavarın?

Hiç öptün mü dud-"

Aşka TapanlarWhere stories live. Discover now