1.Bölüm -düzenlendi-

43.6K 1.1K 128
                                    

Babamın işi yüzünden hiç bilmedigimiz bir yere taşınmak zorunda kaldık, buraya taşınmadan önce İzmir'de çok güzel hayat yasiyordum. Arkadas ortamnindan tut yasadigim yer bile harikaydi. Ilk defa Kayseri'ye geldiğim için hiç arkadaşım yok bunları böyle yatağımın içinde düşünmek beni bir miktar üzerken şuanda izmirde ayni suanda oldugum gibi sıcak ve yumuşak yatağımda olsaydim mutlu olurdum ama olsun hayat her zaman istediğimiz şeyleri bize sunmuyor. Ama şuan da izmirde arkadaşlarımla geziyo olabillirdim ama gerizekalı kardeşim tunanın yüzüme su dökmesiyle günüme berbat başlamış bulundum. Insallah günün geri kalanı güzel geçer. Aslinda normal sıkıntısız bir sekilde geçmeside kafi.

"kalk artık bet-çirkin- şey" diye söylenen kardeşim tunaya gozlerimi devirerej yataktan kalktım ve tunaya doğru yürümeye başladım , tunanın önüne geldiğimde -uzun bir göz temasından sonra-

"banyoya ilk ben gireceğim " diye bagırdıktan sonra koşarak banyoya doğru gittim tam kapıyı açarken belimde olan iki el beni yere doru atı - kıçım fazlasıyla ağrıdı- tuna bana kahka atarken ölümcül-nasil bir bakis bilmiyorum ama kesin cirkin oldugum bir bakışdır- bakışlarımı ona yollarken tuna bu sırada vakit kaybetmeden banyoya girdi. Derin bir nefes alip ofladiktan sonra ayaga kalkıp kapının önünde ayağımla ritim tutmaya başladım. Aradan geçen beş dakika bana bir saat gibi gelirken sinirle banyonun kapisina tekme atip mutfağa doğru gittim. Annem kahvaltı yaparken babam mutfakda değildi vakit kaybetmeden

"babam nerde" diye sorarken masaya oturdum annem her zamanki soğuk sesiyle

"işe giti" deyince hiç bir şey demeden yemek yemeye başladım . Annemle hiç bir zaman anne - kız güzel bir ilişkimiz olmadı. Annem bana hep soğuk davranıyodu neden bilmiyorum . Bu konuyu her gece yatmadan önce düşünmekten sıkılmıştim ama insan ister istemez dusunuyordu. Her sabahki gibi konuşmadan geçen bir kahvaltı daha yaptık.

Zaten kahvaltıda konuşmayı pek sevmem. Yada suana dek hic aile sofrasinda sohpet etmedigimiz için sevmedigimi düşünüyorum. Belkim bir kere sohpet etseydik o zaman bu konuşmama olayini sevmezdim.

Masadan kalkarken kendi tabağım çatal bıçağım ve bardağımı alip tezgaha koyduktan sonra mutfaktan çıktım.

Banyo ya dogru yürürken tuna da banyodan çıkmış bana doğru yürüyordu. Tunaya gözlerimi kısık bir şekilde bakarken tunanin gülümsemesine dil cıkararak yanindan geçip banyoya girdim.

Banyodaki aynada kendime bakarken uzun sarı saçlarımın hafif kirlenmiş olduğunu fark edince üstümü çıkarıp dolaptaki deniz ve nane kokulu olan şampuanımi ve duş jelimi alip kuvete girdim.

Banyodan ciktiktan sonra saçlarımı tarayip odama geçtim. Ustumu giyindikten sonra yataga girip telefonumla uğraştım.

Telefonumu elimden bıraktıktan sonra yataktan çıkıp cama dogru yürüdüm. Telefonumla baya bir uğraşmış olmayaliyim ki hava hafif kızılaşmaya başlamıştı.

Odamdan çıkıp salona indigimde salon bom boştu. Anneme ve tunaya bir kac kez seslendikten sonra evde yalnız kaldığıma kanat getirdim.

Canım sıkıldığı için dışarı çıkma karari aldim.

Hemen odama gidip siyah min şortumu giydim üstünede sıfır kolu gök yüzü mavisi rengindeki bluzumu giydikten sonra bluzun eteklerinden tutup şortun içine soktum ve aynanın karşısına geçtim. Saçlarım kurumuş ve her zamanki gibi düzdüler ama yinede bir tarayip tekrar kendime baktım fena gözükmüyordum. Makyaj olarak uzun kipriklerime rimel sürdüm ve dudaklarima the balmdan aldığım ruju sürdüm. Telefonumu ve bir miktar para alıp yandan çantama koyduktan sonra giriş kapisinin yanindaki anahtarliktaki anahtarimida diger esyalarim gibi cantaya atiktan sonra evden çıktım

Hiç bir yer bilmediğim halde çok rahat geziyordum sanki hiç kaybolma ihtimalim yokmuş gibi. En sonunda dışardan bakıldığında bile dikat çeken bir cafe gördüm ve içeri girdim. Çalışan cocuk beni cam tarafındaki br masaya oturtdukdan sonra meyve suyu sipariş etim yarim saatdır burada oturyodum sonunda ücreti ödeyip dışarı çıktım hava karamıştı inşallah sabah düşündüm şey olmaz diyip yürümeye başladım

LÜTFEN! LÜTFEN! LÜTFEN!

En az 5 dk'dır sokakların arasından geçiyorum 'of lanet olsun kayboldum' diye düşünmeye başlarken bile karnıma ağrılar giriyordu. Sokagij sonundaki dönemecten 2 kişi çıktı yuruyslerinden ve gulmelerinden belli ki leş gibi içmip sarhoş olmuşlar.

Geriye doğru kaçsamı yoksa hiç bir sey yokmus gibi kafamı eğip gecsemi diye düşünürken sarı saçlı yeşil gözlü olan bana doğru yürümeye başlayınca lanet okuyorak 1, 2 adım gerildim. Bana doğru yürüyen cocuk gülerken yanındaki cocuk arkamdaki bir yere odaklinmiş oraya bakiyordu.

Sarisin çocuğun bana dogru gelmesiyle geriye dogru adimlaya baslamistim ta ki sert bir seye toslamama kadar.

~

( İLK BÖLÜMLERDEN OKUMAYI KESMEYİN LÜTFEN. VOTE VE YORUM YAPARSANIZ SEVİNİRİM. )

SERSERİWhere stories live. Discover now