Multimedya;
Emre Yıldırım - Gelmesen de Beklerim
Bölümü okurken verdiğiniz tepkileri oraya yorum olarak bırakın lütfen. Okumak bana çok büyük bir keyif veriyor.
Güzel okumalar!
*
Ufacık bir ihtimal bile insanı korkudan ölebilecek kıvama getirebiliyormuş. Gerçekleşmesi imkansız olan o ihtimal canını yakabiliyormuş. Sadece bir saniye düşündüm. Gerçekten sadece bir saniye düşündüm. Yüreğim ağzıma geldi. Ellerim titredi. Ağlayacaktım az kalsın. Ferit'in teklifi üzerinden beş dakika geçmişti ve ben yere bakıyordum öylece. Bir saniye sürecek şekilde Ferit'le evlendiğimi Aren'in öğrendiğini düşünmüştüm. Dünyam başıma yıkılırdı. Aren neler düşünürdü benim hakkımda. Düşüncelerini düşünmek bile canımı yaktı. Bunun gerçek olduğunu hayal bile edemezdim.
"Hayatta olmaz Ferit." dedim sonunda. Asla kabul edemezdim. Her ne kadar yalandan bir evlilik olacak olsa bile Aren bunun yalan olduğunu bilmezdi. Onun gözünde hem onu seviyor gibi davranan hem de bir başkasıyla evlenenen iğrenç bir insan olurdum. Ben onun gözünde oluşturabileceğim en ufak bir olumsuzluğa bile tahammül edemezdim. Hele böyle büyük bir olumsuzluğa asla.
"Ecren istediğin zaman boşanacağız diyorum. Sadece çeneleri kapansın diye." Kötü bir niyeti olmadığının farkındaydım fakat olmazdı işte.
"Ferit olmaz. Aren duyarsa ne olur?" Son cümlemi fısıldayarak söylemiştim. Onunla bu konuyu konuşmak istemezdim ama beni anlamalıydı.
"Ecren farkında mısın o çocuk Müslüman. Baban birlikte olmanıza izin verir mi sanıyorsun?" Diye sinirle gözlerime baktı. "O sesini yükseltme bana!" dedim ben de aynı sinirle. Sesimiz yükselince Bade bize baktı. Korkmuştu sanırım. "Abi." dediğinde Ferit gözlerini yumarak derin bir soluk çekti içine. "Bade sen içeriye gitsene. Annemlere kediyi göster." Ferit'in konuşmasından sonra Bade ayağa kalkıp gitti. Şeker de onun arkasından koşmuştu.
"Ecren dediğimi mantıklı bir şekilde düşün. O çocuk seni sevmiyor bile."
Kalbimin acıdığını hissettim. O beni sevmiyordu. Aren beni sevmiyordu. Neden yüzüme vuruyorlardı beni. "Aren bana değer veriyor." dedim kendimden emin bir sesle. Bana değer verdiğinin farkındaydım. Bunu belli ediyordu zaten. Ağlamamı istememesi bile buna bir kanıttı.
"Nereden biliyorsun? Sana değer verse şu an o yanında olurdu, ben değil."
Saçmalamaktan başka bir şey bilmiyor muydu bu çocuk? "Ne alakası var?"
Ağaya kalktı. "Anlamıyorsun." deyip ellerini saçlarından geçirdi. Bir o yana bir bu yana yürüyordu. Adımları sertti. "Ferit sen kendini ne zannediyorsun? Sadece arkadaşımsın tamam mı? Kararlarımı sorgulamak sana düşmez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
SpiritualDinler hakkında bilgisi dahi olmayan bir kızın, camiye ayakkabılarıyla girip "Şu ezanı kısın!" demesiyle başlayan bir hikaye... * Dünya güzeldir. Öyle güzeldir ki insanlar ondan başka bir şey düşünemez olur. Evveli ya da ahiri yoktur. Tek gerçek dün...