BATERİST

15. Bölüm: Uşak Meselesi

ﻬ

ALPER EGE DEMİRCİOĞLU¸.

"Hanginizle iddiaya girdi?" Can meraklı bir ifadeyle, elinde telefonla belirdiğinde herkesin birbirine şüpheli bakışlar atmasına sebep oldu.

"Söylemiyor!" diye isyan etti Emir. "İddiaya girdiği kişi her kimse o da söylemiyor. Neyin gizemi abi bu?"

"Belki de iddiaya girdiği kişi sensin." Cihan ayağa kalkıp bir dedektif edasıyla bize yaklaşınca salaklığını izlemeyi tercih etmeyerek işime baktım. "Yan yana oturup fotoğraf seçtiniz önce, şimdi de kafa kafaya vermiş beğenme sayısını takip ediyorsunuz."

"Of, sen zeki olmaya çalışma." Emir bir tekme savurdu kıçını yerinden oynatmadan. "Benimle iddiaya girse niye onunla fotoğraf seçeyim? Niye iyi çıktığı fotoğrafı seçeyim?"

"Ege her fotoğrafta iyi çıkıyor." diyerek sırıtmama sebep oldu. Telefonuma gelen bildirimler de sırıtma sebebim olabilirdi.

"Sırıtıp durma da söyle." Levent'in tepkisine karşılık bile vermedim. Daha önemli işlerim vardı.

"Neyse ne, kiminle iddialaştığı önemli değil ama bunu her kim yaptırdıysa aferin ona. Sayesinde gündemdeyiz." Can'ın derdi iddia değildi, üç dingiller gibi meraklı da değildi. Onun için önemli olan bu olayın reklam değeriydi. İyi reklam olmuştu. Hayranlar beğeni almam için bunu her yerde paylaşıyordu.

Fotoğrafı paylaşalı çok olmamıştı ama dediğimi yapacağımdan emindim. Gün bitmeden ondan bir fotoğraf alacaktım.

Feyza'nın benim gibi dakika başı sayfayı yenilediğini hayal ettim. Beğeni sayısı hızla artarken yuhalayıp somurtuyordu.

Keltoş da kucağındaydı.

Bebeklerin gün içinde ne yaptığını tam olarak bilmiyordum. Annelerin bebekleriyle ne yaptığını da... Yani karnını doyurup altını değiştiriyorlardır ama başka? Bilmediğimden ve Su Rüyası onu çok sevdiğini söylediğinden, bana âşık olduğundan daha fazla âşıkmış, keltoşu her anında yanında düşünüyordum.

Can sıkıcıydı. En az Can kadar can sıkıyordu.

"Yorumlara baktın mı? Çok komik yorumlar var." dedi Emir. Göz ucuyla Can'ı kolundan tutup yanına çektiğini ve kaçamasın diye belini sardığını gördüm. Kendi telefonu elindeydi ama Can'ın dibine girmek için ondan yorumları açmasını istedi. Can sadece başını salladı. O ara nefes alabilmeye odaklanmıştı.

Emir başını Can'ın omuzuna koydu. "Biri yüz kırk altı sahte hesaptan beğendiğini söylemiş." Can yine başını salladı. "Bir insanın nasıl yüz kırk altı sahte hesabı olabilir lan? Bu kızlar çok korkutucu." Dibinde durduğu kızı kastetmediğini göstermek adına burnunu omuzuna sürdü.

Evet, tek amacı buydu.

"Biri 'Bu çocuk insansa ben neyim?' diye sormuş." Cihan da koltukta bize katılınca sıkıştık. Ayağa kalkıp kendimi Levent'in yanına attım. "İnsanoğluinsan yazasım var."

"Ben olsam o çocuğu yazardım." Gönlünü kaptırdığı kızın omuzuna başını yaslamışken rahat rahat küfredemiyordu.

"Öyle mi yazayım?"

"Yazacaksan sahte hesabından yaz." diye uyardı Levent. "Bir de onunla uğraşmayalım."

"Sahte hesabım yok."

"Bende var birkaç tane, birini sana veririm yazarsın. Şimdi sus da yorumlara bakalım." Emir bir kez daha burnunu Can'ın omuzuna sürttü. "Can kaydır sen de ekranı, on saattir aynı yorumlara bakıyoruz."