13. Bölüm: Su Rüyası

134K 9K 1.8K
                                    

Musmutlu yıllar!

Bölümleri yine art arda atmaya devam edeceğim. Her gün bölüm atamam, sınava hazırlanıyorum ama haftada iki-üç bölüm atmayı planlıyorum. Önceki bölümlerde olduğu gibi tatlı yorumlarınızla yanımda olun olur mu?🤍

CİHAN GÜMÜŞAY¸.

"Konuşmayacak mısın köstebek? Güzel küfürlerinden birkaç tanesini hak etmiyor muyum bu kez?" Kollarımı göğsümde birleştirdiğimde bakışları yüzümden aşağı kaydı. Yarı çıplak olduğumu yeni fark etmiş gibiydi. Yüzüme su çarparken suyu boynumdan göğsüme kadar sıçratmıştım ve yarı ıslak da sayılırdım.

Gördüğü şey hoşuna gitmişti. Herhalde giderdi.

Kollarımı çözüp ellerimi cebime koyarak bacaklarımın üstünde yaylandım. Derin bir nefesle göğsümü şişirdiğimde sapık köstebek de derin bir nefes aldı. Yemyeşil gözleri kaslarımda dolaştı, kaşlarını çatmayı bıraktı. Hayranlığı gün yüzüne çıktı.

İşte, bu bakışı seviyordum. Favorimdi.

"Kıytırık bir şeyler yüzünden dikkatin dağıldı sanırım." dedim beni uzun, gerçekten uzun bir süre sessizce inceledikten sonra. Sözlerim kulaklarına ulaşmadı. Ellerimi karnımın üstüne koydum oyunbozan bir şekilde. "Hadi burada ne aradığını konuşalım, daha sonra biraz daha bakmana izin vereceğim. Söz veriyorum. İstersen imza da veririm." Manzarasını kapatınca gözlerinin güzelliğini seyretmemi sağlayarak başını yukarı kaldırdı. Göz göze geldiğimizde gülümsedim. "İstersen sen de bu kıytırık şeyler üzerinde imzanı bırakabilirsin."

Kafama fotoğraf makinesini atmasını bekliyordum, onun yerine yutkundu. Kaşımı kaldırdım. "Sanırım istiyorsun."

Uzun kirpiklerini kırpıştırdı, onları siyaha boyamamıştı. Saçları gibi kahverengiydi. Yüzünden neredeyse hiç makyaj yoktu. En son ne zaman makyajsız bir kız gördüğümü hatırlamıyordum. Yanaklarındaki pembeliğin gerçek olması hoşuma gitti.

Nihayet etkimden çıkıp kendine geldiğinde onu asansörde gördüğüm gibi kaşlarını çattı, ağzını açıp yine küfretmesini bekledim. Bu kez bahanesi yoktu, apaçık kıytırık dediği grubun peşinden koşuyordu. Otel odama, banyoma kadar gelmişti.

Nasıl kıvırıcağını merak ediyordum.

Sessiz kalmayı seçti. Kabinden çıktı, yakalanmamış gibi omuzlarını dikleştirdi. Banyodan çıkmak için harekete geçti, bu numarayı yemeyecektim. Beklemeden kapüşonundan tutup onu geriye çektim. "Nereye gidiyorsun köstebek?" diye sordum o kollarını havaya kaldırmış tutuşumdan kurtulmaya çalışırken. "Şu ünlü çifti duş kabininde bulamadın, başka bir yerlerde mi arayacaksın?"

"Lan bırak!" diye bağırarak dilsiz köstebek olmadığından emin olmamı sağladı. Güldüm. "Bıraksana!"

"Yok öyle haneye tecavüz edip sıvışmak." Buranın hane olup olmadığı tartışılırdı ama bu küçük bir detaydı.

"Üstüne bir de darbı eklendiğimde görürsün sıvışmayı." Hayretle tekrar güldüm. "Bırak şunu!"

"Seni otelin güvenliğine teslim edeceğim." Doğru kelimeleri söylemiştim ki aniden çırpınmayı kesti. "Oradan da parmaklıklar görünüyor sana, haberin olsun."

Başını kaldırdı. "Yok artık!" diye yüzüme yüzüme bağırdı utanmaz köstebek. "Ne yaptım ya?"

"Aynen, ne yaptın ya?" Onu kapüşonundan tutarak yürümeye başladım. Bana direnmeye çalışıp kapüşonlusunu çıkarmaya niyetlenince beklemeden belinden kavradım. Çok zayıftı, çok çok zayıftı. Bir kolumla onu resmen taşıyarak kapının önüne kadar getirdim.

BATERİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin