Önüme koyulan kitabın sayfalarını hızlı hızlı geçerken her sayfada elle yazılmış küçük küçük notlar görüyordum. Bazı kelimelerin altı çizilmiş veya kırmızı bir kalemle yuvarlak içine alınmıştı. Bir ineğin kitabı bana denk gelmişti.
Kitabın ilk sayfa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arkadaşlar bu bölüme kadar Aurora'nın soyadından hiç bahsetmediğimi fark ettim. Soyadı; Sanchez. Bölümde geçiyor ve kafanız karışmasın diye söylemek istedim.
~
Ertesi gün, okuldan sonra eve gidip üstümü değiştirmiştim ve annemin arabasını alarak ilk önce Peter'ı alıp ordanda Liz'in attığı adrese gitmiştik. Bir alışveriş merkezine gelmiştik. Üst katında ki eğlence salonunda takılacaktık. Liz, Dean ile bovling tarafında olduklarını söyleyince oraya gitmiştik. Selamlaşıp ne yapacağımıza karar verirken Liz bovling oynamayı istediğini söylemişti. Ayakkabılarımızı alıp yerimize geçtiğimizde Dean konuşmuştu;
"Takım olarak oynamaya ne dersiniz? En yüksek puana ulaşan takım kazanır ve kaybeden yemek ısmarlar."
"Olur, tabi.. sizede uyarsa." dedi Peter. Liz ve bende onayladığımızda takımlara karar verdik. Her ne kadar Peter ile olmak istesemde Liz yine sinsice davranıp onun yanına geçmişti ve bizde Dean ile olmuştuk.
Pek iyi bovling oynadığım söylenemezdi ama Dean sayesinde iyi gidiyor gibiydik. Oyun sonunda, birkaç puan farkla onları yendiğimizde Dean oldukça neşeli bir şekilde gelip elini omzuma attı.
"Kimyada ne dediğimi hatırlıyor musun Sanchez? İkimiz iyi bir takımız." dedi.
"Sadece şanslıydınız o kadar. Siz ne yiyeceğimize karar verin. Biz Peter ile salonda ki diğer oyunlara göz atalım." dedi Liz ve Peter'ın koluna girerek onu yanımızdan uzaklaştırdı.
"Eee? Ne yemek istersin?" diye sordu Dean.
"Hiç fark etmez. Sen karar ver." dedim ve kolunu omzumdan indirerek yürümeye başladım.
"Aurora.. aramız iyi, değil mi?" dedi yanımdan yürürken. Birkaç saniyeliğine ona dönüp baktım.
"Tabi evet, iyiyiz." dedim ve önüme döndüm. Dean bana doğru yaklaşıp elimden tutmaya kalktığında ondan uzaklaştım.
"Dean.. iyiyiz derken.. yani arkadaş olarak iyiyiz." dedim.
"Ama.. ben sanmıştım ki.. yani Liz bana öyle söyledi." dediğinde durdum ve ona doğru döndüm.
"Liz sana ne söyledi?" diye sordum kaşlarımı çatarak.
"Ona benden hoşlandığını söylemişsin."
"Ne? Ben.. ben ona böyle bir şey söylemedim. O da bana aynısını söyledi." dedim.
"Ben.. senden hoşlanıyorum ama bunu ona hiç söylemedim ki. Beni arkadaş olarak gördüğünü biliyordum ama bana gelip öyle söyleyince.. inandım." Dean'e acımıştım. Liz hepimizi kandırıp Peter ile görüşmek için buraya getirmişti. Şimdi ikisi ortada bile yoktu.
"Dean.. ben özür dilerim. Böyle olsun istemezdim." dedim.
"Hayır, senin bunda bir suçun yok. Özür dileme lütfen." dediğinde Dean'in anlayışlı bir insan olduğu için seviniyordum.
