B-7

9.2K 820 346
                                    

''Fazla durmayacağız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

''Fazla durmayacağız. Lauren çok istiyor diye gidiyorum.'' dedim anneme partiyi açıklamaya çalışırken.

''Sakin ol Aurora." dedi annem tüm sakinliği ile. "Gidebilirsin, izin veriyorum. Arabayı da alabilirsiniz.''

Annem genellikle asosyalliğimden yakındığı için ve böyle partileri sevmediğimi bildiği için kolay izin vermişti. Ayrıca kendisi bir doktordu ve hastanede çok fazla vakit geçirdiği için evde pek birlikte olamıyorduk. Suçluluk hissetmemek için de izin veriyor olabilirdi.

Annemi yanağından öpüp odama çıktığımda üstümü değiştirmiştim. Ardından arabanın anahtarlarını alıp hızlıca evden çıktım. Lauren'ı alıp Liz Allan'ın evine gitmek çok uzun sürmemişti. Arabayı uygun bir yere park edip içeri girdiğimizde Peter ve arkadaşı Ned'i görmüştüm bile. Liz'de onlarla konuşurken bizi görmüştü.

''Kızlar, hoş geldiniz.'' gülümseyerek el salladığında, biz de ona salladık. Peter ile bakışlarımız birbirini bulduğunda, ikimiz de hafifçe gülümsedik.

Ardından Liz başka tarafa gittiğinde, Flash elinde ki mikrofon ile Peter ve Ned'e sataşmaya başlamıştı. Birkaç dakika sonra, Peter ortadan kaybolmuştu ve Ned tek kalmıştı.

''Bir şeyler içelim.'' dedi Lauren elimden tutup beni yürütmeye çalışırken. O sıra da, telefonumu arabada unuttuğum aklıma geldi.

''Sen git, ben hemen geleceğim. Telefonumu arabada unuttum.'' dedim. Lauren tamam diyerek elimi bırakıp yanımdan uzaklaşırken, evin kapısından geri çıktım.

O sırada, gökyüzüne doğru süzülen hafif mavi bir ışık gördüm. Ardından onu, Örümcek Adamı. Liz Allan'ın çatısından atlayıp ışığın olduğu yere doğru gitmişti ve beni görmemişti. Şaşkınlıkla ne yapmam gerektiğini düşünürken Lauren'ın bir süre beni aramayacağını düşündüm. Birilerini bulmuş sohbet etmeye başlamış olmalıydı bile.

Merakıma yenik düşerek arabaya doğru ilerledim ve hızlıca çalıştırıp Örümcek Adamın(?) arkasından sürmeye başladım. Mavi ışıkların çıktığı yere geldiğimde arabayı durdurup indim ve ağaçların arasından olanları izlemeye başladım. Birkaç adam kendi arasında konuşuyordu. Az sonra, garip bir telefon sesi duyuldu ve adamlardan biri, diğerine silah çekerek bağırmaya başladı. O an da, Örümcek Adam atladı ve adamlardan biri ellerinde ki büyük silah ile ateş etti. Örümcek Adam, geriye doğru uçup çarptığında aniden ağzımdan bir çığlık kaçtı. Adamlardan biri sesin geldiği yere doğru baktığında beni gördü ve arkamı dönüp arabaya doğru koşmaya başladım. Adamın arkamdan geldiğini ayak seslerinden duyuyordum.

Arabaya bindiğimde hemen sürmeye başladım. Oradan uzaklaşmaya çalışırken, arkamdan adamların arabasının geldiğini gördüm. Gaza daha çok basarak onları atlatmaya çalıştım. Adamlar başka yola saptığında göle doğru yaklaşmıştım. O sırada, Örümcek Adam'ın düştüğünü gördüm. Paraşüt gibi bir şey ona dolandı ve kurtulamadan suya düştü. Ne ara buraya gelmişti? Arabayı durdurup indiğimde çıkmasını bekledim. Ama çıkmıyordu. Hiç düşünmeden suya atladığımda yüzerek ona ulaşmaya çalıştım. Bir süper kahramanı mı kurtaracaktım yani? Normal bir zaman olsa buna kahkahalarla gülebilirdim.

Örümcek Adam'ın etrafına dolanan şeyi ondan kurtarmaya çalıştım. Paraşütü uzaklaştırırken onu kolundan tuttum ve yukarı çekmeye başladım. Yüzeye çıktığımızda iyi gibiydi çünkü yüzebilmişti.

Sonunda karaya vardığımızda sırt üstü yattım. Hava çok soğuktu ve üşüyordum.

''Sen delirdin mi?!'' Örümcek Adamın bağırmasıyla ona doğru döndüm. ''Beni kurtarmaya çalışırken ölebilirdin!''

''Zaten yaptığıma pişmanım! Bana bağırma!" Bedenimi kaldırıp oturmaya başlarken kollarımı etrafıma sardım. O da üşüyor gibi duruyordu.

''Çok soğuk.'' diye konuştum dişlerim birbirine çarparken. Örümcek Adam, bana doğru yaklaştı ve yanıma oturdu.

''Sarılabilir miyim? Yani... kostümümde bir ısıtıcı var.'' dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Tereddüt etsem bile donarak ölmemek için konuştum,

''Seni tanımıyorum. Ama donarak ölmek istemiyorum. Yani evet, sarılabilirsin.'' dediğimde kollarını yavaşça bana doladı. Vücudum aniden ısınırken buna sevinmiştim.

''Sesin bir yerden tanıdık geliyor.'' dedim dişlerim birbirine çarpmaya devam ederken.

''Sanmıyorum, sus ve ısın.'' Örümcek Adam'dan yediğim azarla birlikte susmuştum. Güzel sarıldığını itiraf edebilirdim aslında. Vücuduna yakından bakılacak olursa yaş olarak çok büyük birine benzemiyordu. Tabii ki de ben de herkes gibi yüzünü çok merak ediyordum.

Maskenin gözlerine baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Onun nasıl böyle olduğunu sormak istedim, ama çenemi kapalı tutmayı tercih ederek kafamı onun omzuna yasladım. Kurulanmam da çok uzun sürmemişti. Bir süre sonra;

''Teşekkür ederim.'' dedim ondan çekilirken.

''Esas beni kurtardığın için ben teşekkür ederim. Bir de kahraman olacağım, işe bak.'' kendi kendine söylenirken gülmeden edememiştim.

''Şey.. gerçekten Peter Parker ile arkadaş mısın?'' diye sordum kendimi tutamayarak.

''Peter'a güveniyor musun?''

''Onu pek fazla tanımıyorum ama sayılır, evet.'' dedim omuz silkerek.

''O zaman güvenmeye devam et Aurora. Giderken dikkat et, beladan da uzak dur.'' dedi Örümcek Adam ve ağ atarak yanımdan ayrıldı. Arkamı dönüp arabaya doğru yürüdüm ve çalıştırdım. Lauren'ı, Liz Allan'ın evinden almam gerekiyordu. O an, kafama bir şey dank etti.

Örümcek Adam ismimi nereden biliyordu?

•••••
Bölümü beğendiniz mi?

Book / Peter ParkerWhere stories live. Discover now