Bölüm 29 : Yolarım Seni Kızım!

24.3K 441 13
                                    

Melis'in ağzından;

''Alın işte yine lafı yiyen ben oldum. Benim ne suçum var ki Gölyazı Elması?'' 

Bir dakika bir dakika ne dedi Kerem az önce? Gölyazı Elması mı? Yanlış duydum galiba. Bir dakika! NE?!

''Bir dakika ne  dedin sen önce?'' dedim Kerem'e bakarak.

''Benim ne suçum var ki dedim.''

''H-hayır ondan sonra.''

''Gölyazı Elması dedim.'' dedi bana garipseyen gözlerle bakarak.

Gölyazı Elması! İşte bu! Buldum, ben bu Gölyazı Elmasını! Zeynep'miş işte! Hala olduğum yerde donup kalmışken aklımdan sadece bir şey geçiyordu. Zeynep bunu bana nasıl yapabilmişti? Nasıl ha? Nasıl?  A-ama anlamıyorum bu nasıl olabilir ki? Kerem ve Zeynep diyorum. İmkansız!

Bir anda herkesin bana merakla bakan gözlerini gördüğümde bir açıklama yapma isteği duydum yada buna Zeynep denen o kızı öldürme isteği de diyebilirim!

Zeynep'in ağzından;

Hepimiz Melis'e garipseyen gözlerle bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydik. Gölyazı Elması? Ne anlam ifade ediyordu ki bu kelime? Yani onun için ne anlam ifade ediyordu? Benim için ne ifade ettiği belli zaten.

Zorlukla yutkundu ve konuşmaya çalıştı.

''Gölyazı elması sen misin yani?''

''Evet ne oldu ki?'' dedim hala bir şey anlamayarak.

''Sen... yani siz.. Kerem'le?''

Bu cümlenin sonu nereye varacak gerçekten çok merak ediyorum.

''Sen K-Kerem'in beni aldattığı kız mısın?'' dedi zorlukla.

Bunu söylemesi üzerine Kerem ve ben bir anda birbirimize baktık ve huzursuzca kıpırdanmaya başladık.

''Ne saçmalıyorsun sen?'' dedi Kerem sinirle.

Melis bunun üzerine yüz ifadesini düzeltti ve donuk bir ifadeyle ikimize göz gezdirdi.

''Siz tam bir aşağılıksınız. Bana bunu nasıl yaptınız siz ya! Kerem benim sevgilimdi bir kere! Kim bilir ne yaptın onunla! Yattınız demi?!''

Melis bunları ardı ardına söylerken biz Kerem ile donup kalmıştık. Onun dışında bütün kantin bize bakıyordu. Biz ise şok olmuş bekliyorduk.

Melis'in bir anda benim üzerime gelmesiyle yerimden hızla kalktım.

''Yolarım senin o saçlarını kızım! Bak bana!''

''M-melis ne yapıyorsun? Bak gerçekten açıklayabilirim.''

''Ne? Neyi açıklayacaksın? Nasıl yattığınızı falan mı?''

Kerem bir anda bizim yanımıza geldi ve Melis kollarından tutarak sakinleştirmeye çalıştı.

''Melis dur bi! Sakin ol!''

''Ne sakin olayım? Bildiğin sürtüklük yapmış işte!''

Bunu duymamla Melis'in üzerine atlamam bir olmuştu.

''Bak ben seni yolarım kızım!''

''Sevgilimi benim elimden aldın pis sürtük!'' diye bağırırken Kerem'de beni Melis'ten uzaklaştırmaya çalışıyordu. Ama nafile! Bir kere elime düştü mü bir daha bırakmam.

''Bak kızım doğru konuş benimle! Yoksa seni mahvederim. ''

''Yok canım ne yaparsın?''

Kerem'in bir anda gülerek; ''Seni parçalara ayırıp, gelinlik giydirip ormana atar.'' dediğinde bende gülümsememi engelleyememiştim. Şebek ya yemin ediyorum. Neyse şu an daha önemli bir konumuz var.

Melis bir anda onu boş bırakmamı fırsat bilerek ellerimden kurtuldu ve koşarak uzaklaştı. A-ama bu nasıl olabilmişti? Bunlar az önce cidden olmuş muydu?

Melis'in ağzından;

Koşarak oradan uzaklaşırken göz yaşlarıma engel olamamıştım. En yakın arkadaşım dedim kız benim sevgilim ile fingirdeşiyormuş. İnanamıyorum ya! Ama eğer ben Melis Güzel'sem bunun altında kalmayacağım.

Bunların hepsini teker teker onlara ödeteceğim. Şimdi görelim bakalım kim acı çekiyormuş Zeynep hanım.

Sen Benimsin! (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin