Bölüm 18 : Güven

28.6K 582 11
                                    

O anda tek düşündüğüm şey Kerem'in bunu bilerek yapmasıydı. Eğer bilerek yaptıysa sırf canımın acıması için yaptıysa başardı. Canımı acıtmayı başardı. Ben biz birbirimize ihanet etmeyiz birbirimizi seviyoruz diyorum. Ama o ne yapıyor! Canım acıyor hemde fazlasıyla. Siz düşünebiliyor musunuz sevdiğiniz adamın gözünüzün önünde başka biriyle öpüşmesini. 

''Zeynep! Zeynep! Niye ağlıyorsun?!'' 

Yağmur beni dürtükleyip bunları söyleyene kadar gözlerimden yaşlar döküldüğünü fark etmemiştim. 

Sadece kıpırdamadan duruyordum. Öylece o ana bakıyordum. 

''Zeynep!'' 

Yağmur sinirle bağırdığında hem Melis hem de Kerem kafasını hızla bana çevirdi. Sonunda öpüşmeleri bitmişti. 

İkiside anlamsızca bana bakarken ben ağlıyordum. Evet, onun karşısında zayıf gözükmemem gerekirdi. Ama olmuyor işte. Bazen dayanmıyor o göz yaşları.

Hiç kimse hiç bir şey demiyordu. Yağmur sadece bana bakıyordu. Kerem ifadesizdi. Melis ise şaşırmıştı.

Bu sessizlik beni bunaltmaya yetmişti ama ben hala ağlıyordum. Sonunda Yağmur konuşmayı akıl edip ''Hadi Zeynep gidelim buradan!'' dedi. 

Ben ise hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Bunu bana nasıl yapabilmişti? Bu kadar mı adi olabiliyordu? 

Bu manzarayı daha fazla görmek istemediğim için koşarak okuldaki depoya girdim. Tabi ki arkamdan Yağmur'da gelmişti.

''Neler oluyor Zeynep? Bana anlatmak ister misin?''

Hıçkıra hıçkıra konuşmaya çalıştım.

''E-evet ''

.....

''Bunları bana anlatmadığına inanamıyorum Zeynep!''

''Vaktim olmadı''

''Sen gününü gün et Kerem'le. Biz de burada Can ile bunları nasıl kavuşturacağız diye düşünelim.''

''Can biliyor ki.''

''Ne? Bir de bana söylemedi. Sorcam ben-''

Kapının açılmasıyla Yağmur'un lafı yarıda kesilmişti.

Gelen kim diye baktığımda Kerem orada durmuş bana bakıyordu. Daha hang cesaret ile buraya gelebiliyordu. 

Yağmur bana baktıktan sonra Kerem'e bağırmaya başladı.

''Sen ne hakla buraya gelebiliyorsun! Def-''

''Çık buradan Yağmur.''

''Hayır çıkmayacağım.''

''Çık dedim sana!'' 

Yağmur, Kerem'in kükremesiyle korktu ve yavaş yavaş kapıya doğru yürümeye başladı.

''Defol git buradan!''

''Hayır gitmeyeceğim. Sevdiğim kadının gözümün önünde ağlamasına dayanamıyorum.''

''Hala sevdiğim kadın diyorsun ya! İnsan sevdiğinü üzer mi? Ha? Şimdi de ben seni dinlemeyeceğim!''

''Bak Zeynep özür dilerim. Bu kadar üzüleceğini tahmin-''

''Etmemiştin. Etseydin bir zahmet! Ben senin arkandan ne kadar ağladım biliyor musun sen?''

''Ben kaç gün senin arkandan ağladım biliyor musun sen?''

''Beni dinlemedin bile!''

İkimizde bağırıyorduk ve aynı zamanda ağlıyorduk.

''Zeynep ben duyacağımı duymuştum!''

''Bende göreceğimi gördüm!''

''Bak ama açıklayabilirim.''

''Bende aynı şeyleri sana söylemiştim! Ama sen bana inanmadın onun yerine 40 yıllık kardeşine inandın değil mi?'' 

Çok fazla bağırıyorduk ve ortamda elle tutulabilecek kıvamda bir gerginlik vardı.

''Git buradan Kerem! Seni gerçekten görmek istemiyorum.''

Bu söylediğim şey üzerine tıpış tıpış kapıya doğru yürümeye başladı.

2 Gün Sonra...

Kerem'in ağzından;

''Abi sana çok önemli bir şey söylemem lazım.'' 

Barış bana heyecanla yaklaşırken yerimde doğruldum ve söyleyeceği şeyi bekledim.

''Söyle Barış.''

''Ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.''

''Yaa uzatma söyle işte Barış.''

''Abi ben Zeynep'i aslında öpmedim. ''

Sen Benimsin! (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin