Bölüm 53 : Eski Sevgili

20.6K 454 30
                                    

Kapıyı söylenerek açtım. Aman Tanrım! Ne işi vardı bunun burada?! Bir dakika burada iki kişi var! O zaman ne işi var bunların burada? Melis ve Kerem?!

''Ne işiniz var sizin burada?!'' dedim kapıyı yüzlerine kapatmaya hazırlanırken. Daha doğrusu Melis'in yüzüne.

''Zeynep yürü gidiyoruz.'' dedi Kerem kolumdan çekiştirerek. Hayır, ne oluyoruz yani?

Arkadan Begüm'ün ''Kimmiş Zeynep?'' diye bağırmasıyla kendime geldim ve kolumu Kerem'in elinden kurtardım. O sırada da Melis bana sinirle bakıyordu. Ne işi vardı onun burada? Hadi Kerem'i anladım ama Melis?

''Zeynep çekil önümden!'' dedi Melis inatla. Tabi ben çekilir miyim? Çekilmem.

O sırada Begüm'ün gelmesiyle Melis ile şeytani bakışmamız sona ermişti. ''Ne oluyor burada?''

''Şey...bu Mel-''

Çağatay'ın da gürültü üzerine kapıya gelmesiyle herşey tam olmuştu. Ben ne yapacağımı bilemez bir halde duruyordum, Kerem sinirden yumruklarını sıkıyordu. Melis ise...Melis'i hala çözemedim. Aklıma takılan tek bir şey var. MELİS'İN BURADA NE İŞİ VAR?!

''Melis senin burada ne işin var?'' dedim merakla. Daha fazla bekleyemezdim yoksa Kerem her an içeri dalıp Çağatay'ı dövebilirdi.

''Zeynep, sorun olmazsa eski sevgilimle konuşmaya geldim.'' NE?! Melis ve Çağatay?! Sevgili? Eski? Şaka yapıyorsun!

''B-bir dakika M-melis senin eski se-sevgilin mi? Aman ne hoş?''

''Zeynep bak yürü dedim. Sinirimi bozma.'' Kerem'e baktığımda dişlerini sıkmış, kızarmış bir ifadeyle bana bakıyordu. Onu sinirlendirmemem en iyisiydi. Ama şu an burayı terk edip gidersem işlerin kızışabileceğinden korkuyordum. Düşünsenize, Melis ve huzurlu bir ortam. Kuzey Kutbu ile Güney kutbu gibi gerçekten.

''K-kerem, bir şartla gelirim.''

''Zeynep istersen beni daha fazla sinirendirme!''

''Kerem bir kere de beni dinlesen ne olur ya!'' dedim sesimin en son çıktığı noktaya kadar. Çağatay beni tuttuğunda Kerem sinirle tısladı.

''Dokunma ona!''

''Tamam içeride konuşun o zaman.''

''Hayır ben içeri falan girmem Zeynep'i de alıp gideceğim.'' Kerem bu inadın var ya! Bir gün beni öldürecek!

''Kerem, Melis'i de buradan götürürsen gelirim.'' Melis şaşkınca bir bana bir Kerem'e baktı.

''Ben buraya Çağatay ile konuşmaya geldim. Onu öldürmeyeceğim. İzninizle özel konuşacağım yani şimdi buradan defolup gidin!''

''Melis!'' dedi Begüm sinirle. Demek ki abisinin eski sevgilisi dediği Melis'ti. Hayret onunla nasıl dertleşebildiyse!

''Zeynep sen karışma işte.'' dedi Çağatay gözlerimin içine bakarak. Onun içinde bir sorun yoksa ne güzel ama Melis! Hala aklım almıyor Çağatay'ın eski sevgilisi olmasına.

''Zeynep yürü gidiyoruz! Bir daha söylemeyeceğim.'' Hiç bir şey demeden Kerem'in kolumu çekiştirmesine izin verdim.

...

''Kerem bak-''

''Zeynep bir kelime bile etme! Evde konuşacağız!'' Kerem'in direksiyonu kavrayışından şu an konuşmamız gerektiğini anlamıştım. Ama eve gidince sonum gerçekten çok kötü olabilirdi. Kerem'i hiç kızdırmadığım kadar kızdırmıştım. İlk önce ona atarlanıp Çağatay'lara gitme, sonra telefonu yüzüne kapama, sonra telefonu açmama. Evet şöyle bir bakınca sabıka kaydım baya kabarık. En iyisi Kerem'i neşelendirmek. En azından siniri hafifler.

''Kerem?''

''Efendim Zeynep?!''

''Bir şey sorcam.''

''Sorma Zeynep!''

''Yaa Kerem! Bir dinle.''

''Evet dinliyorum?'' dedi pes ederek.

''Yıkanan ton'a ne denir?''

''Ne denir Zeynep?!''

''Washington.''

Yüzüne küçük bir sırıtış yerleştirdi ve gülmeye başladı. Mişyın kompleyt!

''Zeynep keşke espri yeteneğini de Gölyazı'da bıraksaydın.''

''Yaa Kerem deme öyle!''

''...''

''Sen şimdi beni affettin mi?'' Şimdi diğer göreve geçiyoruz. Yüzüme yavru köpek bakışı yerleştirip Kerem'e kendimi affettirmek. Cevap gelmeyince Kerem'e uzun bir süre baktım. ''Kerem?''

''Hayır Zeynep affetmedim.''

''Yaa niye? Benim ne suçum var?''

''Güldürme beni Zeynep! Bütün suç senin!''

''Nerede bütün suç benim? Çağatay'a gitmem mi? Saçmalama Kerem.'' dedim gözlerimi devirerek.

''Zeynep, Çağatay'dan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun. Hep inatsın işte. Bir kere benim dediğimi yapsan ölürsün sanki.''

''Bal gibi kıskanıyorsun işte.'' dedim sırıtarak.

''Kıskanıyorum! Evet, kıskanıyorum. Çünkü benden başka birinin sana dokunmasına katlanamıyorum. Benden başka birinin senin yanında olmasına katlanamıyorum. Yapamıyorum neden biliyor musun? Çünkü sen benimsin! Oldu mu?''

''Kerem zaten ben seninim, aksini söyleyen de olmadı.''

''Yaa ama birisi sana dokununca-''

''Birisi bana dokununca bu sana batıyor.'' dedim gülerek.

Ani bir fren yaptı ve bana döndü. ''Evet batıyor güzelim, batıyor.'' dedi ve yüzümü ellerinin arasına aldı ve dudaklarıma yapıştı.

Eveeet, kısa bir bölüm oldu. Kerem'in tepkisi pek sert olmadı ama olsun. Şimdi kavga etseler olayı toparlamam çok zaman alırdı. Bol bol yorum yapın! :D

Sen Benimsin! (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin