Bölüm 25 : Doğum Günü

28.6K 504 7
                                    

2 Gün Sonra...

Normalde böyle bir güne güzel başlamam gerekirdi ama hayatımın içine Aksel girdiğinden beri günlerim güzel başlamıyordu.

Aksel sağolsun uyku da tutmuyordu. Kerem'e bir şey yapmasından öyle korkuyordum ki.

Normalde söz konusu normal bir insan olsa ve Kerem'e bir şey yapmaya kalkışsa Kerem'in onu anında yere sereceğini bilirdim, ama işte bu Aksel'di. Psikopat Aksel. Ondan her şey beklenirdi. 

''Kızım daldın gittin!''

Yağmur'un beni dürtmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

''Hiç öyle düşünüyordum işte.''

''Kerem'i mi?'' dedi sırıtarak.

''Evet.''

Yağmur'a da Aksel mevzusunu anlatmamıştım. Anlatmayı da düşünmüyordum.

''Bak sende  bir şey var Zeynep! Biliyorum ben! Ama söylemiyorsun ki. Kerem'le aran bozuk desem daha geçen gün öpüşüyordunuz, Melis desem sana o kadar sıcak davranıyor ki bazen ben bile şaşırıyorum, Barış desem aranız iyi. Eee o zaman sorun ne?''

''Bir sorun yok. Tamam mı?''

''Bence kesinlikle Kerem ile ilgili.''

''Yaa Yağmur sussana bi sen.''

Şu an evde uyuyor olmak kesinlikle Yağmur'un dırdırını dinlemekten daha iyiydi. Aslında şu burada olmak bile istemiyordum ama Yağmur sağolsun kantinde boş boş oturuyorduk. 

Melis'in bize doğru geldiğini gördüğümde yerimde doğruldum. Yağmur'da Melis'i görünce Kerem ile olan değişik fantezilerimizi tahmin etmeyi bırakmıştı.

''Kızlar ne yapıyorsunuz burada?''

''Hiç Ker-'' 

Bir anda Yağmur'un kolunu cimciklememle sözü yarıda kesildi.

''Hiç konuşuyorduk öyle.''

''Neyden konuşuyordunuz bakıyım?''

''Öyle Can'dan falan.'' dedim buklelerimi parmaklarıma dolayarak. ''Sen niye geldin?'' 

''Ben size şey diyecektim. Kerem'in doğum günü yarın. Birlikte geçirelim istiyorum. Sizden fikir almak için geldim. Ona ne alıyım? Ya da nasıl bir sürpriz hazırlıyım?''

Yarın Kerem'in doğum günümüymüş!? Ona bir hediye almalıyım. Hemde hemen!

Annesine de böyle bir  taş varlık dünyaya getirdiği için teşekkür etmeliyim.

''Yani sadece ikiniz mi?'' dedim gözlerimi açarak. Eğer sadece ikisi geçirecekse benim şansım şimdiden kaybolmuş demekti.

''Hayır yani hep birlikte. Bir parti düzenlemek istiyorum.''

''Yalnız Kerem böyle şeyleden hoşlanmayabilir.'' dedim dudağımın kenarını kıvırarak. Yani evet onu Melis kadar uzun zamandır tanımıyordum ama en azından Melis'ten daha iyi tanıyordum. 

''Ama cidden çok güzel bir parti olacak.''

Melis kafasına bir şey koydu mu yapardı. O yüzden bana da fazla bir şey düşmüyordu.

Parmağımdaki yüzükle oynadım.

''Sen nasıl istersen. Sonuçta senin sevgilin.'' 

Bu dediğim üzerine Yağmur'un ayağıma geçirdiği sert darbeyle yerimden sıçradım.

''İyi tamam o zaman ben gidip hazırlıklara başlıyım.''

Melis kalkıp uzaklaştığında ben de Yağmur'un ayağına sert bir darbe geçirdim. Her şey karşılıklı ama değil mi?

''Ya onun sevgilisi değil mi ama? Ne vuruyorsun ayağıma.'' dedim ayak bileğimi ovuşturarak.

''Kendi kendine nazlanıyorsun, Kerem'in seni sevdiğini biliyorsun.''

Cidden Yağmur beni neşelendirebilen nadir insanlardan biri. En azından benim hatalarımı yüzüme sertçe vurmuyor. 

Parti...

''Doğum günün kutlu olsun.'' 

Herkesin arasından sıyrılarak Kerem'in yanına ulaşmayı başardım. O kadar kişi var dı ki Kerem en uçtan gözükmüyordu bile. Kalabalık. Kerem'in sevmediği şeylerden biri. Bu da yüzünün asık olmasının nedenini açıklıyor.

''Teşekkür ederim.'

Bir anda yüzü güldü. Onu güldürmeyi başarmıştım.

''Melis'e kaç defa senin böyle kalabalık şeyleri sevmediğini söyledim. Ama Melis bu.'' dedim omuzlarmı kaldırarak.

''Boşver en azından sen yanımdasın.'' dedi yamuk gülüşüyle.

''Eee Barış nerede?''

''Sevgilin daha gelmedi canım.'' dedi ellerini cebinden çıkararak.

''Gıcık!'' Cidden gıcık yani. Yağmur bunu da görseydi sanki. Ben nazlanıyor muşum. Hah! Güleyim bari.

''Yaa uff Kerem başlama yine.''

''Ne? Şaka yaptım.''

''Seni sevdiğimi biliyorsun bir de bunun üzerine şaka yapıyorsun bravo sana.''

Şu an ortamın gürültülü olması o kadar avantajlı olmuştu ki. Hiç kimse konuştuklarımızı duymuyordu. Zaten duysalardı bu kadar rahat konuşamazdık. Hemde Melis ile aynı ortamdayken. Zaten Melis bizden bir haberdi. Her şeyin mükemmel olmasını istediği için sürekli koşuşturuyordu. 

Tekrar Dünya'ya döndüm ve arkamda sakladığım kutuyu diğer elime aldım. 

''Hediyemi açabilir miyim?'' dedim elimdeki kutuyu göstererek.

''Hayır şimdi değil. Yani bu sana özel. Başka birinin görmesini istemiyorum.''

''Zeynep aklıma çok kötü şeyler geldi'' dedi sırıtarak. Pis Sapık! ''Buradan başka bir yere gidelim mi? Zaten kalabalığı sevmediğimi biliyorsun. Ayrıca buradaki insanlar benden çok eğleniyormuş gibi gözüküyor.''

Kafamı salladım ve Kerem'in beni çekiştirdiği yere doğru ilerledim. 

Sen Benimsin! (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin