5. Bölüm || Son bir kadeh

20.6K 449 50
                                    

Merhabalar! :) Hikayem hakkında her gün birbirinden motive edici yorumlar alıyorum, ki bu da beni size çok daha özenli bölüm yazmaya itiyor. Hepinize desteğiniz için çok teşekkür ederim. Bölüm biraz kısa gibi görünse de beni bayaa' uğraştırdı :)

Umarım beğenirsiniz :)

Yorum ve vote'larınızı bekliyorum...

* * *

Zeynep eve girdiğinde Ceylin'in onu çekeceği sorgudan korktuğu için adımlarının geri geri gittiği merdivenlere yöneldi. Bir yandan yavaş adımlarla merdivenlerden çıkarken bir yandan çantasını hızlıca karıştırarak anahtarlarını bulmaya çalışıyordu.
Eve anahtarla girerse Ceylin'e görünmeden odasına sıvışıp kapıyı kilitleyebileceğini umuyordu ki, kapının önüne geldiğinde sonunda çantasından çıkardığı anahtarı deliğe sokmak üzereyken kapı hızla açıldı ve Zeynep, Ceylin'in adeta iz üstündeki Sherlock Holmes bakışlarıyla karşılaştı.
Anahları tutan ve çantasının olduğu kollarını havaya kaldırırken

"Pes!" dedi gözlerini şaşkınlıktan kocaman açıp "Kapıda nöbet mi tuttun?"

Ceylin hala ciddi havasından bir şey kaybetmemişti. Zeynep'in havada duran kollarından birisini yakalayıp onu içeri çekerken diğer eliyle kapıyı kapattı.

"Ne sandın?" diyordu onu salondaki koltuklardan birine oturturken "Şimdi küçük hanım" kendisi de tam karşısındaki koltuğa yerleşip "Bana şu kapıdan adımımı attığım andan itibaren her şeyi anlatıyorsun!"

Zeynep derin bir nefes verip sırtını koltuğa bırakırken "Off Ceylin" dedi "Anlatacak bir şey yok"

"Ne demek yok?" dedi Ceylin ellerini iki yana açıp "Sabah seni Tuna'ya çizimini götürmen için zorla uyandırıyorum, sonra Tuna bana gelip 'Kerem'le Zeynep bizim evde sarılmış mışıl mışıl uyuyorlar' diyor." Kollarını göğsünde birleştirip sırtına yaslanırken "Gerçekten kayda değer bir şey yokmuş."dedi şaşkın bir ses tonuyla "Hemen anlatıyorsun. Hemen hemen hemen"

Zeynep, önce gözleriyle etrafı hızlıca tarayarak Ceylin'den kaçabileceği bir yer aradı, sonra 7/24 aynı evin içinde olduklarını hatırlayıp nasılsa bir şekilde anlatmak zorunda kalacağını kabullendi. Öne doğru eğilip dizkapaklarının üstüne dirseklerini yasladı "Peki" dedi yavaşça "Teslim oluyorum"

Nereden başlayacağını kendisi de bilmiyordu ki, birkaç saniyelik bekleyişin sonrasında Ceylin'in giderek tizleşen sesiyle irkildi "Hadi hadi!"diyordu "Dinliyorum"

"Tamam" dedi başını sallayıp "Tuna uyuyordur dediğin için kapıyı anahtarla açtım. Dediğin gibi merdivenlerden çıktığımda salondaki çalışma masasına çizimi bırakmaya gidiyordum ki, bir bağırış duydum. Hemen arkamı döndüm, salonun karşısındaki odadan geliyordu sesler. Kapı aralıktı, gidip açtığımda aslında bağırışların sayıklama olduğunu anladım" bir an için duraksadı, gözlerini yere indirerek "Beni şaşırtan, sayıklayan kişinin babamı kaybettiğim gün hastanede sinir krizi geçirirken beni sakinleştirmeye çalışan çocuk olduğunu görmemdi"

"Ne?!" diye bağırdı Ceylin "Siz Kerem'le daha önceden tanışıyor muydunuz?"

"Hayır" dedi ayaklarındaki bakışlarını Ceylin'e çevirirken Zeynep hızlıca "Tanışmıyorduk. Yani ben sakinleşip uyudum o gece. Sonra uyandığımda yoktu. Adını bile bilmiyordum yani"

"Ama artık biliyorsun" dedi Ceylin hınzırca gülerken "Hem bilmekle kalmıyor, kollarında uyuma fırsatını da bulmuş oluyorsun"

Gözlerini KapatmakWhere stories live. Discover now