*5

21.5K 1K 64
                                    

Ömer kırmızı kapılı evin bahçesinde arabasını durdurur. Rüzgar'ı uyandırmakla uyandırmamak arasında gidip gelirken, son anda arabadan inerek, kırmızı kapıya doğru ilerler. Bir kaç dakika durur ama kapıyı bir türlü çalamaz. Gözlerini sıkıca yumar ve bir kaç saniye nefes alarak içinden kendisine direktif verir: Ömer sakinleş... Ömer sakinleş...

Tam kapıyı çalacakken kapı açılır ve karşısında Pamir vardır. Ömer'in gözlerinden adeta ateş çıkıyordur; bugün onun için tüm hislerin dorukta yaşandığı bir gündür. Pamir, sırıtarak "Kuzen" demiştir ama o delici bakışlarını Pamir'in üzerinde gezdirmekten kendini alıkoyamaz. Bir kaç saniyelik sessizliğin ardından;

Ömer: Kuzen... Sen de buradaydın demek.

Pamir: Öyle. Tanışmışsın aslan parçasıyla...

Ömer: Aslan parçası...

Tam bu sırada Ömer'in gözleri Pamir'in biraz gerisinde put gibi duran Defne'ye kayar. Yıllar en çok Defne'nin güzelliğinden ödün vermemiştir sanki Ömer için. Kızıl düz saçları, gri eşofmanı ve dizine kadar uzanan yeşil hırkasıyla bile adeta bir prenses gibidir Defne. Korktuğu her hâlinden bellidir; veya Ömer bunu gözlerinden okumayı becerir. Öylece durmuş, Ömer'e bakıyordur Defne. Hiçbir şey düşünemiyordur. Bu anı Pamir bozar;

Pamir: Ben de gidiyordum tam. Sen? Sen buralarda mısın, görüşür müyüz?

Ömer: Görüşürüz.

Pamir: Albertine... Dediklerimi unutma.

"Albertine" kelimesini duyduğunda Ömer'in gözleri tekrar bir ateş topuna bürünür. Pamir'in gidişinin ardından, olduğu yerde öylece duran Defne'ye çevirir bakışlarını. İkisinin de gözlerinden özlem akıyordur. Defne lafa bir türlü giremiyor ve anın durması için içinden yalvarıyordur. Kısa bir bakışmayla örtüşen sessizliği ilk bozan Ömer'dir;

Ömer: Rüzgar arabada. Uyandırmayayım istedim.

Defne: İyi yapmışsın. Alayım ben onu, taşırım.

Ömer: Ben taşırım.

Ömer, arabaya doğru ilerler; sessizce Rüzgar'ın kapısını açar ve onu kucaklayarak, kırmızı kapıdan içeri girer. Defne ilk kapıyı açtığı yerde öylece durmaya devam ediyordur.

Ömer: Odası neresi?

Defne, Ömer'in bu cümlesiyle kendisine gelir ve usulca kapıyı kapatarak merdivenlerden çıkar. Ömer, Defne'yi takip eder. Orta katta, merdivenin solunda kalan odadır Rüzgar'ın odası. Açık mavi renge boyanmış, lacivert ve sade mobilyalardan oluşuyordur. Ömer, Rüzgar'ı usulca yatağına yatırır ve ayakkabılarını çıkartır.

Ömer: Üzerini değiştirecek misin?

Defne: Uyanır. Uyusun böyle.

Ömer: Bu gece onunla uyuyabilir miyim?

Defne: Ta-Tabii. Keşke yatak odasına yatırsaydık, daha rahat ederdiniz.

Ömer: Sorun değil. Kıvrılırım ben yanına.

Defne: İstersen eşofmanların yukarıda. Giyinme odanda. Değiştirebilirsin üzerini.

Ömer: Tamam.

Defne, hiçbir şey söylemeden odadan çıkar ve aşağıya iner. Kendisine bir kahve yapar ve bahçeye çıkar. Bu sırada Ömer, giyinme odasına gider. Her şey bıraktığı gibidir. Bu ev, bu düzen, Ömer'e geçen beş senenin aslında hiç geçmediğini çağrıştırır. Banyoya gider; elini yüzünü yıkar. Eğer hafızası onu yanıltmıyorsa, banyodaki diş fırçası bile yerli yerinde duruyordur. Banyo dolabını açtığında, yarım kalan parfüm şişesiyle karşılaşır; artık kullanmadığı bu koku ona yıllar öncesini hatırlatır. Derin bir nefes alır ve banyodan çıkar. Gözü, yatak odasına ilişir. Perdesi ve kapısı kapalıdır. Defne'nin uyumuş olabileceğini düşünerek, mutfağa iner ve kendisine bir kahve yapıp bahçeye çıkar. Defne de oradadır.

Kiralık Aşk -Rüzgarlı GünlerWhere stories live. Discover now