Ömer önde, Rüzgar arka koltukta sahile doğru hiç konuşmadan geçen kısa araba yolculuğunun ardından, sahilde bir çay bahçesine otururlar. Yüzleri denize dönüktür. Rüzgar, denizi izlemektedir; Ömer ise hiç durmadan Rüzgar'ı inceliyordur. Garsonun dondurma ve kahve getirmesiyle Ömer çekinerek lafa girer;
Ömer: Demek çilekli dondurma seviyorsun...
Rüzgar: Hı hı.
Ömer: Ben dondurma sevmem.
Rüzgar: Hmmm.
Ömer: Sen neleri sevmezsin?
Rüzgar: Çok konuşanları.
Ömer gülümser. Rüzgar ise, Ömer'in kendisine gülmesine epey bir bozularak dondurmasını yemeye devam eder. Bir süre sessizlik olur ve bu sessizliği sonunda Rüzgar bozar;
Rüzgar: Ama ben de çok konuşuyorum.
Ömer bu sefer daha çok gülümser ve Rüzgar buna aldırış etmeden lafına devem eder;
Rüzgar: Annem diyor ki, "Oğlum bi sus, motorun soğusun."
Ömer: Annen de çok konuşur mu?
Rüzgar: Evet. Ama o çok güzel konuşur, böyle ne anlatsa masal gibidir.
Ömer: Masalları sever misin?
Rüzgar: Çok severim.
Ömer: En çok hangi masalı seversin?
Rüzgar: Annemle babamın aşk masalını.
Ömer'in gözleri dolar, bunu gizlemek istercesine ensesini kaşıyarak yüzünü denize doğru çevirir. Rüzgar, aldırış etmeden devam eder...
Rüzgar: Sen?
Ömer: Ben ne?
Rüzgar: Sever misin masalları?
Ömer: Bilmem. Masal dinlemeyeli çok uzun zaman oluyor.
Rüzgar: Ben anlatırım sana bir gün, istersen.
Ömer: İsterim. Annenle babanın aşk masalını mı anlatacaksın?
Rüzgar: Onu anlatamam. Annemle benim sırrım o. Ondan izin almadan kimseye anlatamam.
Ömer: Annen nerede?
Rüzgar: İşte.
Ömer: Nerede çalışıyor?
Rüzgar: Babamın şirketinde. Passionis. Bir ayakkabı şirketi. Annem ayakkabıları tasarlıyor, Sinan Amca'm da bunların insanlara satılması için yardımcı oluyor.
Ömer: Peki baban nerede?
Rüzgar'ın gülümseyen yüzü, yerini derin bir iç çekişe bırakır;
Rüzgar: Uzaklarda...
Ömer: Neden? Yani özel değilse...
YOU ARE READING
Kiralık Aşk -Rüzgarlı Günler
FanfictionKiralık Aşk'ın 2.Sezon'unu unutun. Bir rüzgarın çıktığını hayal edin. Tatlı bir şarkının içine beraber girelim.