ALESTA

5K 185 42
                                    

ALESTA

  ❄  

Bir kitap düşünün, sayfaları kırık hayaller dolu.

Bir kitap düşünün, içine parçalanmış umutlar karışan kanla yazılmış.

İşte o kitap...

Benim hayatım.

Benim hayatım arasından kan sızan kırık hayallerden ve parçalanmış umutlardan inşa edildi.

Ve bir zemheri gecesi karanlığa gömüldü.

❄  ❄  ❄  ❄


17 yıl önce...

Zemheri ayının en soğuk günlerinden birinde dondurucu soğuk genç kadının iliklerine kadar işlerken onun tek düşünebildiği soğuktan çok daha yakıcı olan ve ruhunun en derinlerinde bile hissedebildiği korkusuydu. Korkusu bir duman misali her yerini sarıp kalp atışlarını bütün hücrelerinde ayrı ayrı hissederken kızının elini daha sıkı tuttu. Avucunun içindeki minik eller soğuktan buz gibi olmuştu ve titriyordu.

"Anne... çok üşüyorum."

Kadın kızının sesini işitince yüzündeki tedirgin ifadeyi silip gülümseyerek kızına döndü. "Çok az kaldı bebeğim," dedi sevgiyle. "Biraz daha dayan."

Genç kadının gözleri kızının diğer elini tutan eşine döndü. Eşi küçük kızının dediklerini duyar duymaz şefkatle kollarını açtı ve kızını kucağına aldı. Reis'in buluşmak için neden şehirden bu kadar uzak bir kasabayı seçtiğini ikisi de merak ediyordu; bir de kızlarını neden yanlarında getirmelerini istediğini. Reis onlara 'Artık bana borcunuzu ödemenizin zamanı geldi' deyip küçük kızlarıyla birlikte bu adrese gelmelerini söylediğinde başlamıştı korkusu ve buluşmak için ayarlanan noktaya yaklaştıkça da artıyordu.

Etrafı bir örtü gibi örten ve bileklerine kadar gelen karın içinde yavaş yavaş ilerlerken bir yandan da Reis'in verdiği adresteki yeri bulmaya çalışıyorlardı. Biraz daha yürüdükten sonra yol küçük bir kulübeye açıldı. Kadın ve adam kısa bir an bakıştıktan sonra adam kucağındaki kızını eşine verdi ve kulübenin verandasına çıkıp kapıyı çaldı. Sadece birkaç saniye içinde kapı açıldı ve Reis diye andıkları yaşlı adam içleri ısıtacak kadar sıcak bir gülümsemeyle onları içeri buyur etti.

"Bu zemheride sizi de buraya kadar yürüttüm, affola."

Kadın ve adam temkinli adımlarla kulübeye girdiler. Şömineden yükselen sıcaklık genç çift için belki normal bir zamanda olsalar rahatlatıcı olabilirdi ancak içlerindeki korku ve gerginlik bu durumu oldukça imkânsız kılıyordu.

"Umarım bu kadar yürüdüğümüze pişman olmayız," dedi genç adam soğuk bir sesle. Geçmişte ne yaşanırsa yaşansın bu yaşlı adama hiçbir zaman ısınamamıştı.

Yaşlı adam eliyle kulübenin içindeki divanı gösterip "Geçin oturun önce bir, soluklanın," derken kulübenin kapısını kapatıp kilitledi. "Ne ikram edeyim size?"

Kadın kucağındaki kızını yere indirip divana, eşinin hemen yanına oturdu. "Kusura bakmayın efendim fakat şu durumda bir şeyler yiyip içebileceğimizi düşünmüyoruz. Lütfen bir an önce konuya geçsek?"

ALESTAWhere stories live. Discover now