24.Bölüm ✣ KADEH

26.1K 1.2K 241
                                    




Merhaba güzeller güzeli yapraklarım ve fırtınalarım! Biliyorsunuz ki kitabı düzenliyorum bu yüzden uzun bir bölüm yazamadım gerçi 15 sayfa oldu ama :) Doyurucu bir bölüm oldu. Bu yüzden size iki duyurum var.

1- Epsilon Yayınevi bildiğiniz üzere bizim gönderimizi Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarından paylaştı. Yayıneviyle görüştüğümde ise sizlerin Fırtına ve Yaprak için verdiğiniz tepkinin hoşlarına gittiğini öğrendim. Beklemediğim bir şekilde Instagram ve Facebook gönderisinin altında çok tatlı yorumlar okudum. Bu beni çok mutlu etti. Onlara teşekkür amaçlı bir şey yapmak istiyordum, bunun içine hepinizi katabileceğim bir şey düşündüm; Epsilon Yayınevi'nin Instagram ve Facebook sayfasındaki Fırtına ve Yaprak gönderimizin altına yapılacak olan yorumlardan iki kişi seçeceğim ve üst üste iki bölümü yalnızca onlara ithaf edeceğim. Sizin gücünüzü ve fırtınanızı herkese göstermek istiyorum! <3

2- İkinci duyurum ise instagram hesabımı biliyorsunuz: zeynep_bozik Bu hesabım 1000 takipçi olduğunda bir çekiliş yapacağım ve kitabımız çıktığında o çekilişi kazanana ben imzalı bir şekilde kargoyla gönderip hediye edeceğim. O yüzden instagram hesabımı takip etmeyi ihmal etmeyin <3

Bu bölüm çok sayıda yorum bekliyorum çünkü baya tepki vereceğiniz çok hoş şeyler oluyor. Sizleri çok seviyorum ve hepinize fırtınalı öpücükler yolluyorum! Keyifli okumalar!


Bölüm şarkıları:

The Weekend: High For This

Russ: Pull The Trigger

The Breaking Down Soundtrack: Heart of Stone


Ayaz oturduğu yerden hızla kalktı. Viskisinin son kalan yudumlarını saniye içinde başına dikti ve bardağı çarparak tezgahın üzerine bıraktıktan sonra bana "Burada bekle." diye emir verdi.

Öne doğru uzandım ve ellerimi göğsüne koymaya çalıştım. "Ayaz dur, gitme ne olur, gecemizin tadı kaçmasın. Sorun değil ne olur."

Beni kolumdan sert bir şekilde yakaladı ve sırtımı bar tezgahına yaslayacak şekilde geriye itip üzerime eğildi. "Burada. Bekle." dişlerinin arasından tek tek hırladı kelimeleri. Kelimelere yaptığı sert vurguların köşeleri elimi kesebilirdi sanki. Sertçe yutkundum ve başımı sallayarak olduğum yerde durdum. Olacaklardan korkuyordum.

Sırtını iyice dikleştirdi. Ceketinin omuzlarını düzeltti ve yan tarafta duran adamlara doğru yürümeye başladı. Attığı her adımla yerin zemini parçalanacak diye korkuyordum. Adamın hemen yanında durdu ve ellerini tezgaha yaslayarak üzerlerine doğru eğildiğini gördüm. Omuzlarını iyice germişti. Bu sahnede adamlar yanında sadece birer av gibi gözüküyordu. O ise kanatlarını iki yana açmış, avına süzülen simsiyah, yırtıcı bir kartal.

Ayaz'ın sesini duymadım. Bir şey söylemedi. Fakat bir anda yumruğunu adamın suratının ortasına geçirdi. Bunu yapar yapmaz yanındaki arkadaşı ayağa fırlayıp Ayaz'a atıldığında ise Ayaz çevik bir hareketle adamı kafasından tuttuğu gibi eğdi ve alnını bar tezgahına geçirerek onu kısa bir süreliğine etkisiz hale geçirdi.

Suratının ortasına yumruğu çaktığı adamı ise ensesinden tutarak kendine çevirdi ve daha sonra ikinci, bir saniye bile ara vermeden üçüncü yumruğu çaktı.

Etraftaki tüm insanlar kenarlara dağılmış ona bakıyordu. Müziğin sesi durdurulmuştu ve ileriden güvenliklerin bu yöne doğru koştuğunu görebiliyordum. Telaşla öne doğru atıldım ve Ayaz'a koştum fakat ben tam arkasındayken adamın boğazını parmaklarıyla sardı ve onu boğarken sırtını bar tezgahına yaslayıp adamı boynundan tutup ayağa kaldırdı.

Fırtınaya Dönüşen YaprakWhere stories live. Discover now