Fırtınaya Dönüşen Yaprak

23.BÖLÜM ✣ VİSKİ

Merhaba güzellerim! Alev alev yanan, uzun, WORD'te 21 sayfa tutan bir bölümle geldim. Boool bol yorum bekliyorum sizden.

Ben aynı zamanda Fırtına ve Yaprak'ı yani ilk kitabı baştan ele alıyorum biliyorsunuz. Onunla da ilgileniyorum. Orada Wattpad üzerinde daha önce okumadığınız bir karakter yer alacak birkaç bölümde. Benim için özel bir karakter olacak. Eğer o karakterin kim olduğunu merak ediyorsanız ve onu benim kitabımın içindeki halinin dışında, herkesten önce okumak istiyorsanız Buket Özdal'ın Wattpad'te yeni yazmaya başlamış olduğu KÜLDEN GECE isimli kitabına bakmalısınız. Orada bulacaksınız. Şafak Tekand karakteri ve Külden Gece'nin kurgusu siz değerli okurlarıma can-ı gönülden önerebileceğim ve beğeneceğinize emin olduğum bir karakter ve kurgu. Kitaba mutlaka göz atın derim ben. Bence Ayaz ve Irmak kalp Şafak ve Bendis.

Bence daha fazla uzatmayayım da siz bölüme doluşun. Bana pasaj yorumları da bırakmayı unutmayın he! Okuması çok zevkliydi. Son olarak, geçen bölüm 5 kişiye ithaf vereceğim diye söz vermiştim, 5 ile kalmadı dayanamadım biraz yükseldim. O isimler: necmll, meralrumeysa123, seytanintakendisi, alfabetazim, AleynaAkbey, beauty389, Nilgnbet, lavingrer

 Yine seçeceğim 5 yorumun sahibine bölümü ithaf edeceğim, unutmayın. :)

HEPİNİZİ FIRTINA GİBİ SEVİYORUM! SOSYAL MEDYA HESAPLARIM BÖLÜM SONUNDA. GELİN ORADA DA BENİMLE OLUN. ÖPÜLDÜNÜZ ÇOK! KEYİFLİ OKUMALAR CANLARIM.

Yattığım yerden öne doğru doğruldum. Çakıl taşlarını avcumun içine aldım ve geri kaydım. "Haydi, biraz daha dilek atalım." Dedim Ayaz'a dönük bir şekilde.

Bir şekilde buna hiç karşı çıkmadı. Benimkine göre daha sönük olsa da yine de bir hevesle doğruldu ve büyük elinin içinde kaybolan çakıl taşlarından birkaç tane aldı.

Fakat ben ondan önce davrandım. Taşı suya fırlatırken "Geri döndüğümde, aileme şu son birkaç ayı anlatabilmek ve anlaşılmak güzel olurdu." Şimdiden, oluşacak sahneler gözümün önünde belirdiğinde omuzlarıma bir yük biniyordu sanki. Günlerdir o yükten bir kırıntı bile kalmamıştı halbuki. İç çektim.

Ayaz cümlemin üzerinden sadece iki saniye geçmişken hızlı bir cevap verdi bana. "Bütün bunları özetleyebileceğin tek bir kelime var, Doğan. Biliyorsun, ilk sen hissetmiştin."

Kaşlarımı merak dolu bir kuşkuyla çatarak ona doğru döndüm. "Neymiş?"

Gözlerimin içine o kadar uzun süre bakmıştı ki, bir an neyi sorduğumu ve neyin cevabını beklediğimi unutmuştum. Bir dalga kumların üzerine sert bir şekilde çarpıp ikimizin de ayaklarına ulaştığında cevap verdi. "Aşk."

Üç harf birbirine dolanarak, havada çarpa çarpa ulaştı kulağıma. Bir an nefesimin teklediğini hissettim, doğru mu duymuştum? Ayaz Atahan'ın o donuk, boğuk ve soğuk ses tonundan o üç harflik kelime mi dökülmüştü sahiden? Sonunda söylemiş miydi o kelimeyi bana?

Bakışları belirgin bir ciddiyet kazanırken devam etti konuşmasına. "Senin de az önce söylediğin gibi, bütün bunlar sen istedin diye oldu. Hepsi senin isteğindi. Bu yaşadığın hayat, her şeyiyle senin hayatın. İstediğin yöne esmekte özgürsün. Yıpransan da, düşsen de, ıslansan da. Adına gençlik de, heves de, güçlü bir tutku ya da. Kalbin attıkça her gün başka bir maceraya sürükleneceksin. Her yaprak günün birinde kendi fırtınasını seçer, unutma. Yeter ki o fırtınayı benimsemeyi bil."

"Sen benimsedin." dedim dudaklarından dökülen sözlerin büyüsüne kapılmış bir halde. Aşk kelimesi kulaklarımda yankılanıyordu. Onun sesinden duymak, çok daha farklı gözükmesine sebep olmuştu bu kavramın. Söyledikleri, tüm bu konuştuklarımız bir rüyaydı sanki. Önce Ayaz beni tanımak istemişti, içimdeki, kimsenin anlayamadığı o soruları dinlemişti. Beni dinlemişti. Onun sessizliğini dinlemiştim. Bütün parçalarımı buna ayırmıştım, sabırla, özenle, dikkatle. Ve bunu sonunda o da görmüştü. Şimdi ise o beni dinliyor ve anlamaya çalışıyordu. O benim içimdeki sessizliği sese çevirmeye çalışıyordu. İkimiz de birbirimizin hayatlarında büyük parmak izleri bırakmıştık ve şimdi hayatın bizde bıraktığı parmak izlerini birbirimize gösteriyorduk. Bu işte paha biçilemezdi. "Sen benimsediğin için bir fırtınaya dönüştün."