10 - Hastane Macerası

10.5K 759 52
                                    

"O kimdi?" Sırt çantama daha da sıkı sarıldım. "Kim kimdi?" Dustin yine sorulara başlamıştı. Derin bir nefes verdi. Bir yandan da yürüyorduk otobüs durağına kadar. Mandy ile vedalaşmıştık. Okul bugün her zamanki gibi sıkıcı ve gereksizdi. Babamdaki veya Dustin'deki arabalar hep kiralıktı. Bize ait değillerdi.

İkinci dersten sonra bay pis kokulu karaltı ortalıktan kaybolmuştu. Neymiş işleri varmış. Sen şuna biraz kana ihtiyacım var insan öldürmeye gidiyorum desene. Sky ile tekrar buluşmak üzere ayrılmıştık. Onunla konuşmam gereken daha bir sürü konu vardı. Bana yardım edecekti. Bunu kabul etmişti. Aslında bir çıkarı yoktu. Bana neden yardım ediyordu? Ona güvenmeli miydim? Sorusuna karşılık verdiğim soruyla Dustin omuzlarını düşürdü ve durdu. Bana döndü. Ben de aynısını yaptım. "Bana yalan söylüyorsun Muna. Yalan söylemekte hiç iyi değilsin tanıyorum seni. Benden bir şey saklama."

Peki ya o da gerçeği biliyor ve benden saklıyorsa? "Hayır. Böyle bir şey yapmıyorum Dustin. Sadece Sky ile konuşmak istediğim bazı şeyler vardı." Hayretle kaşlarını kaldırdı. "Demek tanıştınız." Ofladım. "Konuştuğum kişinin adını bilmeliyim diye düşündüm." "Doğru. Haklısın." Şu an resmen trip atan bir sevgili gibiydi. Beni beklemeden yürümeye başladı. Hafif koşuşturarak ona yetişmeye çalıştım. Durdurmak için kolundan tuttum. "Dustin! Neler oluyor?" "Asıl sana neler oluyor Muna? Tanımadığın bir adama benden daha çok mu güveniyorsun? Bana anlatmıyorsun ama ona anlatıyorsun."

"Açıkçası artık kime güveneceğimi bilmiyorum." Hayal kırıklığına uğrayarak kafasını sağa sola salladı ve arkasına bakmadan yürümeye başladı. Onun arkasından gitmedim. Yürümeyi tercih ettim. Bu en azından daha iyi hissettirirdi. Uzun bir yürüyüşten sonra nihayet eve varmıştım. Dustin çoktan gelmiş olmalıydı. Asansörden indim ve dairemize girdim. Babam muhtemelen dükkandaydı. Merdivenleri çıktım. Çantamı odama bıraktım.

Uzun penceremden içeriye sert bir rüzgar giriyordu. Havalar gittikçe soğuyordu. Sonbaharın ortalarındaydık. Ben ise kışta doğmuştum. Şubat ayının 5'i. Karlar diz boyuyken. Ben bembeyaz karların ortasında bembeyaz çarşafımın içinde gülümseyerek ellerimi oynatıyormuşum. Kahverengi gözlerim bembeyazlığın içinde bir nokta misali belli oluyormuş. Babam küçükken hep bunu anlatırdı. Kendimi iyi hissederdim. Çünkü farklı olduğumu biliyordum. Ben Naira'ydım. İnsanlardan ve bu dünyadan tamamen farklıydım.

Çantamı yere bıraktıktan sonra pencereyi kapattım. Odamdan çıktım. Dustin'in kapısında durdum. Dizlerimi kırdım ve yere çömeldim. İçeriyi dinlemeye çalıştım. Dustin kötü olduğunda hep metal müzik dinlerdi. Mutlu olduğunda da metal dinlerdi. İki istisnai durum haricinde klasik dinlerdi. Sanki hayatının akışı gibiydi müzikleri.

Ama bu sefer hiçbir ses gelmiyordu dışarıya. Biraz daha bekledim. Sonra kapıyı tıkladım. "Dustin?" Yine ses yoktu. "Dustin bana kızma ne olur." Ayağa kalktım. Tekrar tıkladım. "Dustin?" Yine ses yoktu.

Kapıyı açtım. Yatağı bomboştu. Odaya bir göz gezdirdim. Burada yoktu. Kesinlikle. İçeri doğru adımlarımı attım. O sırada telefonum çaldı. Hemen açtım. "Efendim baba?" Babamın nefesi kulaklarımı doldurdu. "Kızım Dustin'i merak etme. Kendi dairesine gitmiş. Merak etmeyin diye mesaj atmış bana." Gözlerimi sinirle yumdum. Çok güzel. Benimle konuşmayacaktı. Onu kırmıştım evet ama ona gerçekleri söylediğim için kırılmıştı. Ve gerçekleri söylememi isteyen de oydu. Tam bir çocuktu.

"Peki tamam."
"Boş zamanın varsa buraya gelebilirsin. Sana da iyi gelir." Biraz düşündüm. Belki kitapların arasında kendimi daha iyi hissedebilirdim.

"Tamam. Kapatıyorum," dedikten sonra cevap gelmeyince kapattım. Şimdi Dustin'i hiç düşünmek istemiyordum. Bu yüzden dükkan iyi fikirdi. Kitaplar en iyisiydi. Telefonu kapattıktan sonra hızlıca üzerimi değiştirdim. Dar siyah pantolonumu ve bol beyaz tişörtümü üzerime geçirdim. Dışarıdaki havayı da görünce kalın siyah kapüşonlumu sırtıma aldım. Telefonumu sağ cebime, anahtarı sol cebime attım ve dışarı çıktım.

NAİRA‧✕‧Örümceğin Laneti |3K Serisi 1.kitap|Where stories live. Discover now