16 - Sevgiliyiz

8.5K 658 33
                                    

"And I give up forever and touch ya..."

Kulağımdaki tanıdık ses içimi rahatlatıyordu. Şarkıya başladı ve karnımda kelebekler kanatlarını çırpmaya başladı. Sadece bu adamın sesi bana bunu yapabiliyordu. Kellin Quinn. Saç şekli aynı Sky'ınki gibiydi. Ya da Sky'ınki onunki gibiydi diyebilirim. Boğazında biten hafif dalgalı uzun siyah saçlar. Her zaman dağınık ve hafif yağlı olurdu. Hatta tek gözünü kapatırdı.

Gözleri de aynı onun gibiydi. Mavi. Tek fark Kellin'inkinden biraz daha açık renkliydi. Su mavisi gibi. Ayrıca bizim gözlerimizde kanat işareti vardı. Kellin Quinn'in de bizden birisi olmasını gerçekten çok isterdim. Ayrıca sesi bir mükemmeldi. Hayatımda duyduğum en iyi ses. Ölü birini hayata tutunduracak bir ses.

Ben ise şimdi o sesle birlikte karaltı avlıyordum. Kulağımda onun sesi, elimde samuray kılıcım, üzerimde her gece giydiğim koyu pantolon, tişört, ceket üçlüsü... Bu gecenin tek farkı yağmurdu. Bardaktan boşalırcasına üzerimize yağıyordu. Gülümsedim. Görüşmeden sonra eve gelmiş, üzerimi değiştirmiş ve hemen New York'un sessiz sakin sokaklarına dalmıştım. Çoğu sokağı insanlarla dolup taşardı fakat böyle sakin kıyıda köşede olan sokakları da vardı. Bugünden itibaren güneş açmazdı. Her gün yağmur yağardı. Çünkü kış mevsimine giriş yapıyorduk. Ve 18'ime sadece 2 ay 25 gün kalmıştı. Son zamanlarda farklı bir şey hissetmemiştim. Bugün bir daha şu hareket ettirme gücümü kullanmak istiyordum. Deneyecektim. Hava karanlıktı. Zifiri değildi. Aslında bu biraz olsa da beni tehlikeye atıyordu. Sadece karaltı öldürmek istemiştim ve bu yüzden kendimi dışarı atmıştım. Saate bile bakmamıştım. Sanırım Dustin biraz olsa da haklıydı. Son zamanlarda düşüncesiz davranıyordum mesela Sky'la takılmak gibi. Adam uyuzun tekiydi. Uyuzdu işte bir nedene ihtiyacım yoktu.

Buraya geldiğimden kimsenin haberi yoktu Dustin'in bile. Bana yine kızacaktı.

Mp3'ümün simsiyah kulaklıkları kulağımdaydı. Saçlarımı sımsıkı atkuyruğu yapmıştım. Ellerimdeyse siyah eldivenlerim vardı. Sıfır makyaj. Çünkü yağmurun yağacağını biliyordum. Uzun zamandır New York'ta yaşıyordum çünkü. Kulaklıklar kulağımı tamamen kapatıyordu. Kafama tamamen oturdukları için düşme tehlikesi yoktu. Mp3 e ise kabloyla değil bluetooth ile bağlıydı. Hareket etmemi engellemiyordu. Gülümseyerek karşımdaki karaltıya baktım. O da gülümsüyordu. Birden dişlerini çıkardı, iğrenç uzun dişlerini. Sırılsıklam olmuştum. Elimdeki kılıcı havada daire çizecek şekilde sadece tek elimin ve kolumun yardımıyla hareket ettirdim. Yağmur damlalarıyla dans etti. Ben harekete geçmeden karaltı üzerime koşmaya başladı. Onların şu hızlı koşuları... Üzerime atlayacağını bildiğim için geriye doğru belimden itibaren yattım. Saçlarım yeri yalıyordu. Kulağımda ise bir Sleeping With Sirens konseri vardı. Tanrım şu halimle tam bir matrix'tim.

Üzerimden arkama yere düştü. Hemen karşısına geçtim. Ve karnına topuğumu geçirdim. Biraz sendeledi. Kılıcımı ona doğrulttum. Hala gülüyordu ucube. Kılıcım boğazında duruyordu. Ama biraz onunla eğlenmek istiyordum. Babamın sözleri kulağımda yankılandı.

"Eğlence yok."

Gözlerimi devirdim. Ve tam karaltı üzerime gelecekken kılıcı göğüs kafesine geçirdim. Öylece bakakaldı gözlerimin içine.

Gülümsedim. "Eğlence yok."

Kılıcımı yavaşça göğsünden çektim. Geriye doğru düşmeye başladı. Gözleri simsiyah oldu. Sonra bembeyaz. Göz bebekleri geldikten sonra ağzından 1 düzine yarasa havaya karıştı. Ofladım. Eğlence yok. Bense eğlenmeyi seven birisiydim. Ama babamın dediği gibi: Kazanmak istiyorsan eğlenmeyeceksin. Çünkü yemeğiyle oynayan tek yaratık vampirlerdir. Ve sen bir vampir değilsin.

NAİRA‧✕‧Örümceğin Laneti |3K Serisi 1.kitap|Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora