"Sürpriz"

193 22 4
                                    

Kıvılcım şaşkınlık içerisindeydi bir yandan da çok korkmuştu. Gözleri kararır ve tutunmaya çalışır . O sıra Ömer hemen kolundan tutar .
- Ömer : Kıvılcım iyi misin ?
- Dilara : Soluk görünüyor , tansiyonu düştü sanırım .
Kıvılcımı bir odaya alıp tansiyon ölçümünü yaparlar .
- Demet : Tansiyonu çok kötü değil .
- Dilara : Kıvılcım neyin var ?
- Ömer : Bu kadar heyecan yapacağını bilseydim alıştıra alıştıra söylerdim .
Kıvılcım hafif gülümser .
- Kıvılcım : Heyecandan değil ama neyse bir an öyle gözüm karardı .
- Dilara : Eee cevap ne olacak ?
- Kıvılcım : Gözlerini kaçırır , ben şöyle bir kalkayım . Malum böyle durunca bir tuhaf hissettim .
- Ömer : Ben beklerim ... Kendini ne zaman iyi hissedersen .
- Demet : Ömer Ünal demek veda ediyorsun hastaneye .
- Ömer : Evet , iç çeker .
- Demet : Ara sıra gel , bir kahvemizi iç .
- Ömer : Tabi ki , gelmez miyim ? Sizler sayesinde iyileştim . Eskisinden çok daha iyiyim . Ama biraz hüzünlüyüm .
- Demet : Neden ?
- Ömer : Kıvılcıma bakar , çok fazla çalışıyorsunuz ve ben istediğim zaman göremeyeceğim . Buradayken çok kolaydı ama dışarıda nasıl olacak bilmiyorum .
- Demet : Çok daha iyi olacaktır . Merak etme Kıvılcımında artık kendine vakit ayıracağı bir bahanesi olmuş olacak . Dimi Kıvılcım ?
-Kıvılcım : Evet , kesinlikle .
- Ömer : O zaman ben gideyim . Malum artık hasta değilim . Gözleri dolmaya başlar .
- Kıvılcım : Bekle ben de seninle geleyim .
- Ömer : Hiç rahatsız olma , sen dinlen .
- Kıvılcım : Hayır , iyiyim .
Ömer'e eşlik etmek üzere dışarı çıkar . Ömer kafasını çevirip hastaneye doğru bakar .
- Ömer : Seni burada böylece bırakıp gitmek .
- Kıvılcım : Güzeldi ... şöyle bir yaşadıklarım gözümün önünden geçti .
- Ömer : Zordu ama güzeldi , neyse biraz daha konuşursam gidemeyeceğim .
- Kıvılcım : O zaman bu akşam dışarıda ilk yemeğimiz olsun mu ?
- Ömer : Ömer bir sevinçle "Evet" diye bağırır .
- Kıvılcım : Dur sakin ol deli .
- Ömer : Kıvılcımın ellerinden tutar , ve ona sımsıkı sarılır . Birbirlerine uzunca sarılırlar .
Ve ayrılık vakti gelmişti , Ömer Ünal valizini alır ve yavaş yavaş gözden kaybolur .
Kıvılcım hastaneye geri döner gözleri dolu doludur .
- Demet : Gitti mi ? Her an bir yerden çıkacak gibi .
- Kıvılcım : Gülmeye başlar , sanki şu merdivenler inip bir olaya karışıcak gibi .
- Demet : Bundan sonrası çok önemli eğer bir sıkıntın olursa çözemediğin bir durum ben her zaman yanındayım .
- Kıvılcım : Bir his var . Böyle içim içimi kemiriyor sanki , geçen gün de böyle hissetmiştim ama geçmişti .
- Demet : Seni çok fazla endişeli görüyorum . Artık çok fazla düşünmeyi bir kenara bırakmalısın . Kendin için bir şeyler yapmalısın .
- Kıvılcım : Bunun için çabalıyorum .
- Demet : O zaman seni çok tutmayayım . Sonra tekrar konuşuruz .
Kıvılcım yukarıya doğru ağır adımlarla merdivenlerden çıkar . Koridordan geçer ve Ömer Ünal'ın kapısından geçer. Odaya doğru ilerler kapıyı açar . Şöyle bir etrafa göz atar , yatağına oturur . Kendini tutamaz ağlamaya başlar . Sessizce .... Sonrasında odadan çıkar elini yüzünü yıkamaya gider .
- Dilara : Nerelerdeydin ya seni aradım ben de .
- Kıvılcım : Biraz hava alıyordum . Ne oldu ?
- Dilara : Pof ...
- Kıvılcım : Ne oldu ?
- Dilara : Şey ... Kenan serbest bırakılmış .
- Kıvılcım : Nasıl ? Nereden duydun ?
- Dilara : Duydum çünkü kendisi rapor almış .
- Kıvılcım : Rapor mu ?
- Dilara : Akıl sağlığının yerinde olmadığına dair .
- Kıvılcım : Çıldırıcam ya ! Nasıl böyle kolay ...
- Dilara : Tamam sakin ol . Dersini almıştır o .
- Kıvılcım : Hiç zannetmiyorum . Umarım bir şeyler planlamıyordur . Ömer de dışarıda artık , bu beni korkutuyor .
- Dilara : Korkma asıl korkması gereken Kenan olur . Ömer onu affetmez .
- Kıvılcım : Neyse . Bunu düşünmek bile istemiyorum .
- Tunç : Merhaba kızlar , nasılsınız ?
- Dilara : Az önce iyiydik de şimdi ...
- Tunç : Şu mesele mi ? Benimde canımı sıktı ama merak etmeyin . Güvendesiniz .
- Dilara : Sen öyle diyorsan .
- Tunç : Gülmeye başlar , söyleyelim mi ?
- Dilara : Ayağına vurur , sus .
- Kıvılcım : Ne oluyor ? Ne saklıyorsunuz yine ?
- Dilara : Bir şey saklamıyoruz .
- Kıvılcım : Tunç ile göz göze gelir , anladım .. peki gözüm üzerinizde ona göre .
- Dilara : Kıvılcım ne olur kimseye söyleme .
- Tunç : Kıvılcımdan bahsediyoruz .
- Kıvılcım : Benden de mi saklıyorsunuz .
- Dilara : Hastane o kadar olaylı ki korkuyorum işte .
- Kıvılcım : Sizin için sevindim , ikinizde pırlanta gibisiniz .
- Tunç : Teşekkür ederiz . Umarım bizim birlikteliğimizde sizinki kadar sağlam ve güçlü olur .
- Kıvılcım : Umarım ...
- Zeynep Hemşire : Ohoo siz böyle akşama kadar sohbet muhabbet mi edeceksiniz ? Sizin yerinize de ben bakarım hastalara ?
- Tunç : Özür dileriz hemen geliyoruz .
Birbirlerine bakıp gülerler .
Kıvılcım elinde dosyalarla ilerlerken karşısında Mete'yi görür ve şaşırır .
- Kıvılcım : Mete , sen burada mıydın ?
- Doktor : Düzenli olarak kontrole geliyor .
- Mete : Ömer nerede ?
- Kıvılcım : Ömer iyileşti mete , artık burada değil .
- Mete : Üzülür , onu görecektim . Bana veda etmeden mi gitti ?
- Kıvılcım : İstersen ona küçük bir sürpriz yapabiliriz ?
- Mete : Gözlerinin içi parlayarak ne sürprizi yapacağız .
- Kıvılcım : Volkan bey , Mete'yi bugün ben alabilir miyim ?
- Doktor : Kıvılcım bunun için kurumdan izin almalısın . Ben bir şey yapamam .
- Kıvılcım : Ne olur biraz yardımcı olsan ? Lütfen .
- Doktor : Tamam , yaparım bir şeyler .
- Mete : Oleyyy ! Diyerek Kıvılcıma koşup sarılır .
Kıvılcım Mete'nin elinden tutup odasına doğru götürür .
- Tunç : Küçük misafirimizde kim ?
- Kıvılcım : Mete , bizim küçük bir hastamızdı ama artık çok daha iyi .
- Dilara : Mete , Ömer sayesinde iyileşti .
- Mete : Kıvılcım beni Ömer'e götürücek . Diyerek zıplamaya başlar olduğu yerde .
- Tunç : Çok tatlı maşallah . Meteyi böyle görünce ne hissettim biliyor musunuz ?
- Dilara : Aklımdan geçen şeyi mi ?
- Tunç : Galiba
- Kıvılcım : Neymiş o ?
- Dilara : Mete sanki sizin oğlunuzmuş gibi babasını görmek için can atıyor .
- Mete : Kıvılcıma doğru bakar , keşke benim Annem sen olsaydın .
- Kıvılcım : Meteye doğru eğilir , başını okşar . Metecim biliyorsun ki seni çok seviyorum . İyi olman için elimden gelen her şeyi yaptım . Keşkelerle yaşamak zorunda bırakıldığın için çok üzgünüm . Beni nasıl konumlandırırsan konumlandır , hep yanında olmaya çalışacağım .
- Dilara : Ya size sarılmak istiyorum .
- Tunç : Ömer'in haberi var mı ?
- Kıvılcım : Hayır , ona sürpriz yapmak istiyorum .
- Dilara : Ya o anı görmeyi çok isterdim .
- Kıvılcım : Sizde gelin o zaman ?
- Tunç : Yok biz sizi baş başa bırakalım .
- Kıvılcım : Olur mu canım birlikte yemek yemiş oluruz . Hem bizim çok daha vaktimiz olacaktır .
- Dilara : Ay tamam o zaman . Birlikte çift yemeği yiyeceğiz .
- Tunç : Ama ilk önce hasta dosyalarını bitirmeliyiz .
- Dilara : Evet , yoksa Ömer buraya tekrar gelmek zorunda kalır .
Birlikte hasta dosyalarını düzenlerler o sırada Mete yanlarında boyama yapar . Herkes işine adapte olmuş bir şekilde çalışır .
- Zeynep Hemşire : Odadan içeri girer , ekip işi demek . O zaman birinizi almam gerekicek Kıvılcım bakman gereken bir hastam var ilaçlarını götürür müsün ?
- Kıvılcım : Tabi .
- Zeynep Hemşire : Biraz huysuz bir amca , dediklerini çok dikkate alma .
Kıvılcım odadan çıkar ve hastanın odasına doğru girer . Hasta üzerinde takım elbise ile cam kenarında duruyordur . Odanın içerisi çicek bahçesi gibi kokuyordur.
- Kıvılcım : Merhabalar , ilaçlarınızı getirdim .
- Hasta : Hiç bir şekilde cevap vermeden camdan dışarıyı seyretmektedir .
- Kıvılcım : Çok şık görünüyorsunuz ?
- Hasta : Dönüp Kıvılcıma doğru şöyle bir süzer . Onu bekliyorum , beni böyle görmeyi çok sever . O ilaçları şimdi içmeyeceğim götürün lütfen .
- Kıvılcım : Beklediğiniz her kimse , sizi daha sağlıklı iyi bir şekilde görmek isteyecektir . İlaçlarınızı bu yüzden almanız gerekiyor .
- Hasta : Daha nasıl sağlıklı olabilirim ? Görmüyor musun? Ben çok iyiyim .
- Kıvılcım : Kimi bekliyorsunuz ?
- Hasta : Bu senin görebileceğin birisi değil !
- Kıvılcım : Nasıl ?
- Hasta : Ellerini cebine sokar . Bu yaşıma geldiğin zaman anlarsın .
- Kıvılcım : İlaçlarınızı aldıktan sonra devam etseniz .
- Hasta : O ilaçlar benim uykumu getiriyor . Uyumak istemiyorum . Onu görmek istiyorum .
- Kıvılcım : İsterseniz ben yardımcı olabilirim , kimi bekliyorsunuz .
- Hasta : Hepimiz için gelecek olan o misafiri .
- Kıvılcım : Beklediğiniz şey ...
- Hasta : Her gün,  her akşam ,her sabah ... hazırlıklı bir şekilde bekliyorum . Ama gelmiyor . Halbuki sevdiklerim için çok erken gelmişti . Neden bana uğramıyor .
- Kıvılcım : Belki de zamanı gelmemiştir .
- Hasta : Zaman ... zaman . O bir katil ! Zamansız geldi . Şu dünyada yapayalnız kaldım . Eşim , oğlum , Ailem .
- Kıvılcım : Çok üzgünüm ..
- Hasta : Baksana ellerim titriyor , yürüyemiyorum . Doğru düzgün beslenemiyorum . Her başımı yastığa koyduğumda neden hala hayatta olduğumu sorguluyorum . Eşim bana derdi ki hep .... sana bir şey olursa ben asla yaşayamam.Hayat öyle tuhaftı ki asıl yalnız kalan ben olmuştum . Onlar gittikten sonra her zaman hazırlıklı bekledim . Gelmedi ... gelmedi ölüm . Kimine erken kimine geç . Bana uğramadı . Oturduğu yere çöküp ağlar .
- Kıvılcım : Hastanın yanına doğru oturur ve elini omuzuna atar . Çok canınızın yandığını biliyorum . Bazılarımız için hayat sınavı çok daha acı olabiliyor . Baş edebilmek ayakta kalmak , pes etmek .
- Hasta : Ben pes etmedim , çok özledim ... yaşım ilerledi unutuyorum . Her gece fotoğraflara bakıyorum , seslerini dinliyorum .
- Kıvılcım : İlaçlarınız ?
- Hasta : Ver hadi , anlaşıldı sen beni rahat bırakmayacaksın .
- Kıvılcım : İlaçları uzatır hasta ilaçlarını alır onu yatağına uzandırır . Biraz dinlenin .
- Hasta : Bugünde olmadı ...
Odanın kapısını kapatır . Ve arkadaşlarının yanına döner .
- Dilara : Geciktin ? Bir şey mi oldu ?
- Kıvılcım : Hayır , sadece biraz sohbet ettik .
- Dilara : Anladım , benim çok az işim kaldı bitsin çıkalım .
Yarım saat kadar odada dururlar . Ve dışarı çıkmak için giyinirler.
- Hasta bakıcı Ahmet : Kıvılcım az önce ilaçlarını verdiğin hasta fenalaşmış . Çıkıyor muydun ?
- Kıvılcım : Sorun değil , ben hemen bakıp geliyorum siz devam edin .
Hastanın yanına doğru çıkar .
- Kıvılcım : Işıkları yakar . İyi misiniz ?
- Hasta : Işıkları kapat . Beni böyle görmesinler .
- Kıvılcım : Neden ağlıyorsunuz ?
- Hasta : Benim gördüğümü sen de görseydin , kendini tutamazdı.
- Kıvılcım : Gözleri dolmaya başlar , neler oluyor ?
- Hasta : Geldiler , doktor kızım ... beni almaya geldiler .
- Kıvılcım : Hastanın nabzına bakar ve yavaşladığını ellerinin buz gibi olduğunu hisseder . Merak etmeyin doktora çağrı yaptım hemen geliyor .
- Hasta : Kıvılcımın elinden tutar , sakın ... bana müdahale etmesine izin verme . Bırak gideyim .. bırak kavuşayım .
- Kıvılcım : Bunu yapamam , yapamam çünkü ..
Hasta yüzüne bakıp hafif bir tebessüm eder . Gözlerini yumar eli kıvılcımın elinden kayar ve aşağıya doğru sarkar .
Bütün uğraşlara rağmen hayatını kaybetmişti . Ölüm onun için bir kurtuluş olmuştu , sevdiklerine kavuşmayı bekliyordu. Yüzünde ki tebessüm hala duruyordu . Kıvılcım aşağıya doğru inerken , yukarı doğru ağlayarak çıkan bir kalabalık görür . Kafasını çevirir . Baba diye haykırdıklarını duyar . Kıvılcım şaşkındır onlarla birlikte yukarı çıkar . Hayatını kaybeden hastanın odasına doluşmuşlardı .
- Kıvılcım : Ahmet bey , hasta bana yakınlarının öldüğünü söylemişti . Ama hepsi yaşıyor ?
- Hasta bakıcı Ahmet : Yutkunur , onlar yardım ettiği çocuklar,okuttuğu öğrenciler . Ailesini kaybedince başka çocuklara ailelere umut olmuş . Onu her gün ziyarete gelirlerdi . Hepsiyle her gidişlerinde vedalaşırdı .
Çantamı alıp aşağıya doğru indim . O kadar çok şey yaşıyorum ki hala alışamadım . Özellikle böyle üzücü ölümlere . Bu sefer ki ölüm belki kurtuluştu ama geride kalanlar için pekte öyle olmuyor . Bütün mirasını o çocuklara bırakmış , kendisi artık hayatta olmasada bir umut bırakabilmişti onlara .
- Tunç : Bir şey mi oldu ?
- Kıvılcım : Bir hastayı kaybettik .
- Dilara : Çok üzüldüm .
- Mete : Ömer'e gitmiyor muyuz ? Hadi Ömer'e gidelim .
- Tunç : Gidiyoruz hemen merak etme .
Birlikte arabaya binerler , ayarladıkları restauranta giderler . Meteyi arkalarına alırlar saklarlar .
- Ömer : Biraz daha geç kalsaydınız sizin için kayıp ilanı vericektim .
- Kıvılcım : Beklenmedik bir durum oldu , kusura bakma .
Derken Mete arkadan çıkar ve " Sürpriz " diye bağırır . Ömer Mete'yi gördüğü an çok mutlu olur birbirlerine sarılırlar .
- Ömer : Kocaman olmuşsun sen ! Koca adam .
- Mete : Sen de daha yakışıklı olmuşsun .
Gülmeye başlarlar .
- Ömer : Hadi oturun , yorgun gözüküyorsunuz . Bir sonra ki sefer sizi evimde ağırlamak isterim . Kıvılcımla göz göze gelirler .
- Kıvılcım : Evim ...
- Ömer : Evimiz ...
- Mete : Ben de gelebilir miyim ?
- Ömer : Tabi gelebilirsin Mete orası seninde evin .
- Mete : Ömer , beni oradan çıkar , ben seninle yaşamak istiyorum .
- Ömer : Mete bunu konuşmuştuk , belli bir kurallar var ve ben bu kurallara uymuyorum .
- Mete : Sen bir şeyler yaparsın , çok güçlüsün .
-Tunç : Mete , yemeğini ye bunu daha sonra konuşuruz olur mu ?
- Kıvılcım : Nasıl geçti günün ? Dışarıda olmak nasıldı ?
- Ömer : Alışmak zor ama bana eşlik edersen bu daha kolay olabilir .
- Kıvılcım : Yani ?
- Ömer : Benimle kal , benim evimde benim yanımda .
- Kıvılcım : Ömer , biliyorsun ki annem ile yaşıyorum ve daha onlara senden bahsetmedim . Böyle bir anda çıkıp gidersem , olmaz .
- Ömer : Bahsetmedin mi ? Hiç mi ?
- Kıvılcım : Ömer çok üzgünüm, fırsatım olmadı.
Ömer trip atmaya başlar .
- Tunç : Biz yanlış zamanda geldik .
- Dilara : Bence biz kalkalım siz baş başa konuşun . Halledin .
- Kıvılcım : Hiç gerek yok , yani neden gidiyorsunuz ?
- Dilara : Kıvılcımın kulağına eğilir fısıldar , gönlünü al lütfen inatçı olma artık .
Tunç ile Dilara masadan kalkıp gideler.
- Kıvılcım : Küstün mü bana ?
- Ömer : Küsmedim .
- Kıvılcım : Hiç öyle gözükmüyor ?
- Ömer : Dudaklarını büzer .
- Kıvılcım : Ben de Mete için izin almıştım onu eve götüremeyeceğime göre seninle geliriz diye düşünmüştüm ama artık annemi arar durumu anlatırım .
- Ömer : Dur , ne dedin ? Bana mı geliceksiniz . Hadi kalkıyoruz kalkın çabuk !
- Kıvılcım : Ömer ne yapıyorsun dur  .
- Ömer : Vaktimiz az hadi hadi evde yeriz bir şeyler . Diyerek Meteyi kucaklar omuzuna atar Mete kahkahalarla güler . Kıvılcımın elinden tutar ve eve gelirler .
- Mete : Evin çok güzelmiş , havuzunda var ! Ama ben yüzmeyi bilmiyorum .
- Ömer : Öğrenirsin , ben öğretirim sana .
- Kıvılcım : Gerçekten güzelmiş evin .
- Ömer : Beğenmediğin bir yeri olursa el atabilirsin . Gel sana odaları gezdireyim.
- Kıvılcım : Öksürür , Meteyi unuttun .
- Ömer : Doğru , Mete sen çizgi film izlemeyi  seviyor musun ?
- Mete : Evett!
- Ömer : O zaman sana şöyle dev ekranda bir çizgi film açıyorum biz mutfakta sana güzel şeyler hazırlayalım .
- Kıvılcım : Ömerrr...
Kıvılcımın elinden tutar odadan çıkar .
- Ömer : Bak burası mutfağımız , burada bize mis gibi yemekler yaparsın . Burası salon , işte burası banyo der güler .
- Kıvılcım : Ne gülüyorsun Ömer .
- Ömer : Hiç sadece hayal ettim .
- Kıvılcım : Ömer'e bir tane vurur .
- Ömer : Bak burası benim odam . Nasıl ?
- Kıvılcım : Sana fazla büyük değil mi ?
- Ömer : Bana ?
- Kıvılcım : Evet ?
- Ömer : Biz burada birlikte uyuyacağız . İstersen rahat değil mi diye test edebilirsin ? Hani değiştirmek için sonra sıkıntı olmasın .
- Kıvılcım : Test etmek ? Başka bir şey için değil yani ?
- Ömer : Başka ne olabilir . Gülmeye başlar ve Kıvılcıma doğru yanaşır bir elini beline atar diğer elini saçına götürür . Ve dudaklarına doğru gelir öpmeye başlar birlikte yavaş yavaş yatağa doğru adım atarlar ve Kıvılcım yatağa doğru uzanır . Ömer tekrar dudaklarından öpmeye başlar Kıvılcım Ömer'in gömleğinin düğmelerini açar Ömer Kıvılcımın boynuna doğru iner , iner .. bir diğer elini bacağına götürür . Kıvılcım ellerini Ömer'in sırtında gezdirir . İkiside alev gibi sıcaktır . Kıvılcım Ömer diye inlemeye başlar , Ömer daha da zevk almaktadır . Ellerini Kıvılcımın ellerine kenetler ve sevişmeye devam ederler ... Kıvılcım Ömer artık yeter duralım  diye mırıldanır . Ömer ise duymaz devam eder .
- Kıvılcım : Ömer çocuk aşağıda bizi bekliyor .
- Ömer : Beklesin çizgi film izliyor .
- Kıvılcım : Ömer diyerek kendini geri çeker .
- Ömer : Tamam , tamam .. Kıvılcımın üzerinden kalkıp üzerini giyer . Ve aşağıya doğru inerler .
- Mete : Siz neredeydiniz ? Hani yemek hazırlayacaktınız ?
- Ömer : Yemeğin pişmesi gerekiyordu onu bekledik . Diyerek Mete 'ye bir yastık fırlatır . Metede tekrardan eline bir yastık alıp Ömer'e fırlatır .
- Ömer : Yastık savaşı demek ! Hucummmm !
- Kıvılcım : Ya napıyorsunuz ! İki yaramaz çocuk gibisiniz .
- Ömer : O zaman Kıvılcıma saldırıyoruz ! Asker hadi ... Kıvılcımı koltuğa uzandırıp yastıkla vurmaya başlarlar . Ömer yine fırsattan yararlanıp Kıvılcımı öper .
- Kıvılcım : Bak ya ...
Birlikte keyifli bir akşam geçirirler .
- Mete : Bende sizinle uyuyabilir miyim ?
- Ömer : Nerede ? Bizimle ?
- Mete : Evet , ortanızda .
- Kıvılcım : Ömer'e bakıp güler , tabi neden olmasın zaten oda kocaman .
Birlikte odaya geçerler ve yatağa uzanırlar . Mete tam ortalarındadır . Ömer kafasını kaldırıp Kıvılcıma bakar ve bacağını Kıvılcıma doğru uzatır .
- Kıvılcım : Ömerr, çek şu ayağını .
- Ömer : Düşücem şimdi yataktan .
- Kıvılcım : Kocaman yatak .
- Ömer : Meteyi öteki tarafıma koysak ?
- Kıvılcım : Saçmalama Ömer .
- Ömer : Tamam ya , yatıyorum ben . Bari kolumu uzatayım .
- Kıvılcım : Tamam hadi uzat .
Sabah erken saatlerde Kıvılcım uyanır Ömer'in kahvaltısını hazırlar ve mete ile evden çıkarlar . Hastaneye adım atarlar ve Meteyi kuruma teslim eder . Aşağıya doğru iner .
- Demet : Hepiniz buradayken açıklayayım , kendime yeni bir asistan aldım .
- Zeynep Hemşire : Evet , biz yetişemiyoruz çok doğru bir karar olmuş .
O sıra Ömer koşarak yanlarına gelir .
- Kıvılcım : Ömer ? Senin ne işin var burada ?
- Ömer : Eee ilk iş günüm geç kaldım , beni uyandırmamışsın .
- Demet : Tanıştırayım , yeni asistanım .
- Bölüm Sonu -

Mucize Yaşam Where stories live. Discover now