Sevgisiz büyüyen kalp

264 19 4
                                    

Tanıdık bir yüz Doktor Kenandı birbirimizi görünce selamlaştık .
- Doktor Kenan : Merhabalar , yine karşılaştık buralarda mı oturuyorsun ?
- Kıvılcım : Merhaba , evet sanırım siz de burada bir yerdesiniz .
- Doktor Kenan : Aslında arabam var ama ben böyle kalabalığa karışmayı seviyorum.
- Kıvılcım : Ben de bir arabam olsada şu eziyeti çekmesem diye söyleniyorum işte .
- Doktor Kenan : Bu arada neden psikiyatri bölümü ?
- Kıvılcım : Öyle gerekti .
- Doktor Kenan : Anladım , zor bir bölüm .
- Kıvılcım : Evet otobüs geldi malum dolmadan binelim .
Arabası olduğu halde otobüs sevdalı bir cerrah beni şaşırtmamalı diye düşünüyorum . Oturucak bir yer bulamadım yine ayaktayım .
- Doktor Kenan : Kıvılcım .
- Kıvılcım : Ses uzaktan geldiği için nerede olduğunu göremiyordum ama evet el sallıyordu bana . Buyrun .
- Doktor Kenan : Gel buraya otur senin için kaptım burayı ayakta gitme .
- Kıvılcım : Teşekkür ederim , siz oturun ben alışığım .
- Doktor Kenan : Olur mu öyle gelin .
Kıramadım ve benim için tuttuğu yere oturdum ve şunu söylemek istiyorum ilk defa oturarak gidiyorum . Doktor kenan kıpır , kıpır biriydi öyle bir enerjisi var ki otobüste gelene kadar bir sürü insan ile sohbet etti . Neyse ki hastaneye geldik . Bugün beni ne bekliyor merak etmiyor değilim . İçeri adımımı attım .
- Doktor Kenan : Kendine iyi bak Kıvılcım .
- Kıvılcım : Siz de .
Galiba bu sefer geç kaldım Zeynep hemşire resepsiyonun tam önünde dosyaları karıştırıyor kızlar arka masadan beni fark etti . Ve birden hasta bakıcısı ahmet bey Zeynep hemşireye çarparak arkasını dönmesini sağladı ben de aradan sıvışıp içeri girdim direkt sandalyeye oturdum . Kafasını çevirdiğinde hiç bir şey anlamadı .
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım , bugün aranıza yeni bir asistan katılıcak onunla sen ilgilenirsin .
- Kıvılcım : Tabi yardımcı olurum .
- Zeynep Hemşire : Hadi kızlar , hastalar ile vakit geçirme zamanı aktivite odasına .
Odanın içinde bütün hastalar kendini oyalayacak bir şey bulmuştu . Mehmet hariç onu kimse çözememişti bir de tabi Ömer'i onu göremedim sanırım pek hoşlanmıyor buradan .
- Mehmet : Hepiniz olduğunuz yerde durun ! Büyük bir savaşın ortasındayız . Kendinize çok dikkat edin .
- Dilara : Sakın ona cevap verme , birinci kuralımız bu .
- Kıvılcım : Neden böyle bir şey yapıyoruz .
- Tuğçe : Böyle olması gerekiyor çünkü .
Bana ilk defa cevap vermişti başımı salladım peki dercesine . Masa tenisi için oynamam ısrar edildi ikinci kuralımız asla yenme . Aslında iyi bir şey mi bilmiyorum sürekli karşındakine yenilmek . Zaten oynamayı da pek beceremedim . Bütün hastalar benimle resmen dalga geçti . Oradan ayrılıp dolaşmaya çıktım mehmet otomatın önünde kafası öne eğik oturuyordu .
- Kıvılcım : Napıyorsun burada mehmet ?
- Mehmet : Siz beni görüyor musunuz ?
- Kıvılcım : Evet görüyorum .
- Mehmet : Olamaz , olamaz ! Demek ki sihir işe yaramamış . Görünmezliğim kalkmış . Bir dakika siz benimle konuştunuz ?
- Kıvılcım : Evet ne var ki bunda ?
- Mehmet : Benimle konuşan ilk kişi sizsiniz desem .
- Kıvılcım : Gülümseyerek , burada ne işin var odanda olman gerekiyor .
- Mehmet : Birini bekliyorum , işte geldi baş kahraman Ömer Ünal karşınızda .
Ömer mehmeti görünce duraksadı ve ilk defa gözlerimin içine baktı , yanımıza doğru geldi ve mehmeti kolundan tutarak götürdü .Galiba mehmet değilde ben görünmez oldum .
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım , yeni asistan mete tanıştırayım .
- Kıvılcım : Memnun oldum mete .
- Zeynep Hemşire : Metenin yaşı biraz ufak siz ne yapması konusunda yardımcı olursunuz artık .
- Mete : Memnun oldum Kıvılcım .
- Kıvılcım : Ben de , gel mete sana o zaman kuralları ve hastalardan bahsedeyim . Sizden sonra yeni biri geldiğinde kendinizi daha iyi hissediyorsunuz çünkü artık gözler senin üzerinde değil yeni gelene kayıyor . Birden ortada müdire  belirdi çok tatlı tonton birine benziyordu .
- Demet : Herkese merhabalar şimdi size bir duyurum olacaktır , bir saat sonra seminer var ve hepinizin katılmasını istiyorum , hastalar üzerinde kendini daha fazla geliştirmek adına yapılacak bu seminerin konusu Panik Atak .
- Dilara : Hepimiz mi yoksa her bölümden bir kaç kişi mi ?
- Demet : Hepiniz dedim , beni duymadın mı ?
- Dilara : Kusura bakmayın .
Hep birlikte yapılıcak olan seminere gittik kafamı çevirdiğim an Mete'de bir farklılık hissettim . Soğuk terler döküyor gibiydi .
- Kıvılcım : İyi misin mete ?
- Mete : İyiyim Kıvılcım .
Biraz kekeleyerek söyledi ama üzerinde çok durmadım . Hep birlikte seminere katıldık . Ve dinlemeye başladık .
- Bildiğiniz üzere çoğu insanda Panik Atak krizleri var . Bazıları hala bunu fark etmemiş bile olabiliyor . Panik Atağı anlatacak ve hissettiricek en kötü an boğulma hissi . Su dolu bir cam fanusun içinde kaldığınızı düşünün ve yavaş yavaş o fanusun içine su dolduğunu ve kaçacak bir yerinizin olmadığını hayal edin . Hayal edin çünkü çırpınıyorsunuz , sizi duyacak ve kurtaracak kimse yok .
- Dilara : Peki , Panik atak krizi nasıl geçer ?
- Güzel bir soru , nasıl geçtiği ve kişinin kendini nasıl sakinleştirdiği konusunda bir sürü teori var bunun için kullanılan ilaçlarda ek , hastanız birden bire odaklanmada zorluk çekiyorsa sizi duymuyorsa aşırı tepki ve soğuk terleme şeklinde görüyorsanız bu kişinin Panik Atak geçirdiğini anlayabilirsiniz rahatça .
O sırada kafamı meteye doğru çevirdim hiç iyi görünmediğini gördüm . Zaten izin alıp seminerden apar topar çıktı . Büyük ihtimal Metenin de sorunu Panik Ataktı . Seminerimiz bitti herkes işinin başına döndü . Doktor Mesut bey yanıma uğradı ve bana bir hastasının başka hastaneye nakil olacağını söyledi , onunla benim ilgilenmemi de tabi . Hastanın dosyasını elime aldığımda 45 yaşında erkek uyumakta sıkıntı çektiğini çok fazla çalıştığı için stresten kaynaklı bir durum olduğunu düşüyormuş ve sürekli yorgun hissettiği . İş hayatının çok zorlu geçtiğini anlatmış patronu tarafından psikolojik şiddet gördüğü arkadaşları tarafından dışlandığı sığınıcak tek bir limanının kalmadığı , dosyasını okurken gözlerim dolmuştu kimseye çaktırmamaya çalıştım . Sosyal anksiyete bozukluğu yaşıyormuş . Sosyal anksiyete korku ve sosyal etkileşimden kaçmaya meyilli olmasıymış herkesin onu izlediğini , insanlar tarafından kötü konuşulması yargılanması onun korkmasına sebep oluyormuş . Odasına gittim içeri girdiğimde hazırlanmıştı . Yolculukta rahat etmesi için iğne yapılması gerekiyordu.
- Kıvılcım : Merhabalar , nakil için hazırlanmışsınız .
- Hasta : Sizce iyileşebilir miyim ?
- Kıvılcım : Yanına oturup , buna mecbursunuz.
- Hasta : Benim gibiler olmasa Dünya daha iyi bir yer olur .
- Kıvılcım : Neden böyle bir şey söylüyorsunuz ?
- Hasta : Senin gibi bir ezik , keşke yok olup gitsen .
- Kıvılcım : Anlamadım .
- Hasta : Ben böyle birisiyim , insanlar sürekli beni izliyor bana bakıyor , benim arkamdan konuşuyor . Herkes benden nefret ediyor. Bir çok defa intihar etmek istedim . Onu bile başaramadım , yapamadım .
- Kıvılcım : Sizi çok iyi anlıyorum , kendinizi önemsemelisiniz diğer insanlar hakkınızda ne düşünüyor diye çok fazla kafa yorarsanız , bu bataklıktan asla kurulamazsınız .
- Hasta : Beni bu Dünyada seven kimse yok , eve gidince kapıyı açıcak sevgi dolu bakıcak sarılıcak beni teselli edecek kimsem yok . Beni sokak kedilerinden başka kimse sevmez .
- Kıvılcım : Bir aileniz yok mu ?
- Hasta : Ailem yok , küçükken beni terk etmişler , beni onlar bile sevmemiş . Ben neden yaşıyorum ?
- Kıvılcım : Güçlü olmalısınız , bu dediğim sizin için zor gözükebilir , hatta ...
- Hasta : Güçlü olsaydım burada ne işim olurdu ? Etrafınızda sizi seven kaç kişi var ? Bir etrafınıza baksanıza . Şu an ölseniz en çok kim üzülür ? Ben kendim için söyleyeyim Kimse . Sesi titreyerek Anne ... diyerek koskoca adam yere çöküp ağlamaya başladı . Kaç yaşına gelirsek gelelim başımıza ne gelirse gelsin Anne diye ağlamaya başlıyoruz . Oysa hiç görmemişti annesini .
- Kıvılcım : Yolculuk yapıcaksınız , sakinleşmeniz için iğne yapmam gerekiyor size .
- Hasta : İğneden korkarım ben , ilaç verseniz .
- Kıvılcım : Bana böyle söylendi ama merak etmeyin elim çok hafiftir .
- Hasta : Beni buradan göndermeseniz ? Ben başka bir yerde yapamam , gitmek istemiyorum .
- Kıvılcım : Ben bu konu hakkında bir söz sahibi değilim maalesef .
- Hasta : İçimde ki o çocuk sürekli ağlıyor , nasıl susturabilirim ?
- Kıvılcım : Sanırım en zorlandığım hasta olucak hiç bir sorusuna cevap veremiyorum ki işin en kötü yanı aynı şeylerden muzdarip birisiydim . Beni bu bölüme yollamaları eski arkadaşlarımın arkamdan konuşmaları . Mideme giren sancılar . Herkesin bana bakıyor beni konuşuyor olması .
Doktor mesut bey hasta için odaya geldiğinde hala hazır olmadığını görünce sinirlendi .
- Dr. mesut : Kıvılcım , hasta neden hala hazır değil dışarıda onu götürücek olan nakil aracı bekliyor .
- Hasta : Bana iğne yapmayın , ben böyle gitmek istiyorum .
- Dr. Mesut : Peki o zaman buyrun işlemleriniz bitti .
Hasta ile göz göze geldik , bana bakıp
- Hasta : Kar yağıyor üşüyorum .
Etrafıma baktığımda odanın içine güneşin ışığını vurduğunu gördüm . Bir iç çektim .
Etrafına baka baka hastaneden uzaklaştı .
Masama geri döndüm , üzerime bir ağırlık çöktü ağlayamıyorum insanlar bana bakıyor .
Sevgisiz büyüyen insanların ne kadar acı çektiklerini görmek beni çok kötü hissettirdi , Dünyada bir fazlalık olduğunu hissediyordu . Şu koskoca Dünya'ya sığamamak ne kadar zordu.
- Zeynep hemşire : Koşarak geldi çabuk acil doktora haber verin .
- Kıvılcım : Ne oldu ? Herkes bir telaşla koşuşturuyordu .
- Zeynep hemşire : Nakil olan hastaya araba çarpmış .
Olduğum yerde kaldım , göz yaşlarımı durduramıyordum bana söylediği son cümle üşüyorum olmuştu . Hissetmiş gibiydi , koşarak yanına gittim hala nabzı vardı . Beni gördü bana baktı gülümsedi . Elini tuttuğumda buz gibiydi . Kısık bir sesle
- Hasta : Böyle mi hissettiriyormuş dedi .
Gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu , yutkunamadım ne diye soramadım çünkü o cevabını verdi
- Hasta : Önemsenmek ... birinin elinden tutması , senin için korkması hani demiştim ya ölsem kim üzülür diye ? Benim için üzülür müsün ? Diyerek gözünden yaşlar indi ve kalbi durdu . Kendimi tutamadım . Bir şeyler yapsanıza ÖLÜYOR . yardım edin ...
Kalp masajına başladılar bir yandan onun için dua ediyordum , kimsenin böyle ölmeye hakkı yok . Lütfen böyle gitme , lütfen böyle ölme .
Odada derin bir sessizlik oluştu ve yapacak hiç bir şey yoktu . Kalbi durmuştu ... Oda birden o kadar serinlemişti ki kar yağmış kadar serindi . Sevgisiz bir kalp gibi buz gibi ... Ölüm saati her şeyi yazılmıştı aradan 2 saat geçtikten sonra odaya yaşlı bir kadın geldi . Oğlum diye haykırarak . Geç kalınmış bir haykırıştı herkes onu teselli ederken benim gözüm hastadaydı bana ölürsem kim üzülür demişti . Tek dileği buydu sanırım . Odadan çıktım yapacak hiç bir şeyim yoktu hastanenin terasına çıktım . Yere oturdum güneş bedenimi ısıtıyordu o an omzuma bir el dokundu kafamı çevirdiğimde Ömer olduğunu gördüm . İlk defa bana dokunmuştu . Güneşin sıcaklığı mı yoksa ömerin dokunuşu muydu içimi ısıtan .
- Bölüm Sonu -

Mucize Yaşam Where stories live. Discover now