ANNELER GÜNÜ

143 14 5
                                    

Tunç kapıyı açtığı gibi geri kapatır . Ömer ve Kıvılcım birbirine bakar ve kıvılcım aniden fırlar .
- Kıvılcım : Of ömer ya
- Ömer : Kapıyı çalmadan girdi adam ben ne yapayım .
- Kıvılcım : Burası senin yatak odan değil hastane .
- Ömer : Bilmiyorduk az önce öyle söylemiyordun ?
- Kıvılcım : Of Ömer, kapıda mı hala Tunç ?
- Ömer : Bilmiyorum , bakarım istersen ?
- Kıvılcım : Hayır dur .
- Ömer : Bir kaç gün içinde çıkıyorum bu hastaneden zaten . Sen iyi misin ?
Tunç içeriye tekrar kapıyı çalarak girer .
- Tunç : İyi bu sefer doğru anda geldim .
- Ömer : Bu aramızda kalsa ? Zaten bir kaç gün içerisinde taburcu oluyorum .
- Kıvılcım : Ben çıkıyorum .
- Tunç : Merak etmeyin ispiyoncu birisi değilim . Aşk'a ve Sevgiye her zaman saygım sonsuzdur.
- Ömer : Bu adamı sevdim ben.Genelde gelen erkek asistanlar 2. gününde istifasını veriyor . Sen azimli birine benziyorsun .
-Kıvılcım : Size iyi günler , ben eve gidiyorum yarın görüşürüz .
- Tunç : Görüşürüz Kıvılcım hanım .
- Ömer : Yarın görüşürüz Hemşiree.
Odadan çıkan Kıvılcımın içinde anlandıramadığı bir his vardır. İçi hiç rahat değildi . Evine doğru yola çıkar .
- Ömer : Bu ilaçları neden hala kullanıyorum ?
- Tunç : Size söylemem gereken bir şey var .
- Ömer : Ne oldu ?
- Tunç : Test sonuçlarınız iyi değil . İlaçları bu yüzden almaya devam ediyorsunuz .
- Ömer : Nasıl iyi değil ben gayet sağlıklıyım .
- Tunç : Şu ilaçları alın saatiniz geçmeden . İlaçları uzatır ve Ömer içer. Ağzınızı açın , tamamdır .
- Ömer : Taburcu olamayacak mıyım ?
- Tunç : Bunu söylemek için çok erken .
Tam bu an Ömer ayağa kalkar ve gözleri tavana doğru kayar . Ömer bey iyi misiniz ? Ömer ! Beni duyuyor musun ? Ömer dizlerinin üstüne doğru çöker o sıra Tunç ne yapacağını bilmez Kenan Doktoru arar .
- Kenan Doktor : Efendim .
- Tunç : Sen bana ne verdin ! Adam ilacı aldığı gibi yığıldı ne yapacağım şimdi .
- Kenan Doktor : Merak etme çok fazla sürmüyor , olduğu yere bırak kimseler görmeden çık odadan .
- Tunç : Nasıl ? Ya bir şey olursa ?
- Kenan Doktor : Merak etme bir şey olmaz . Uyandığında biraz farklı hissedecektir o kadar .
- Tunç : Tamam , çıkıyorum odadan .
- Kenan Doktor : Soran olursa ilaçları verdim çıktım dersin zaten o bir şey hatırlamayacak .
- Tunç : Hatırlamayacak mı ?
- Kenan Doktor : Evet , hadi çok işim var daha sonra konuşuruz .
Tunç kimselere görünmeden odadan çıkar .
- Demet : Zeynep bu hafta Anneler günü biliyorsun . Hastanede yatan Annelerimiz için güzel bir sürpriz yapalım diyorum .
- Zeynep Hemşire : Çok güzel düşünmüşsünüz . Ne yapacağız ?
- Demet : Yemekhanede şöyle güzel bir ziyafet yapalım diyorum aileleriyle birlikte .
-Zeynep Hemşire : Onlar için güzel bir moral olur çok iyi düşünmüşsünüz .
- Demet : Sen kızlara iletirsin , ailelere ulaşsınlar hastaların haberi olmasın .
- Zeynep Hemşire : Merak etmeyin .
Ertesi gün
Evden çıkıp hastaneye doğru geldim. Etrafıma bakındım acaba birileri bir şeyler duydu mu diye . Artık eskisi gibi Hastaneye adım attığımda huzurlu hissedemiyordum . Bir yerden sonra eskisi gibi olmuyor hiç bir şey . O heyecan ipi elimden kaçtı , yada ben bıraktım .
Özlem hanımın odasına doğru ilerledim içeride çocukları ve kocası vardı . Kocasının telefonu çaldı .
- Evet , oğlum yanımda ama onlarda okula gitmiyor bir kaç gündür . Söylerim merak etmeyin .
-Anne : Ne oldu ?
- Sınıf arkadaşı sedef trafik kazası geçirmiş .
- Kaza mı geçirmiş , kurtulduk ondan .
Anne kafasını çevirip oğluna bakar .
- Anne : Sen az önce ne söyledin ?
- Kurtulduk dedim .
- Anne : Nasıl böyle bir şey söyleyebiliyorsun sen ?
- Anne bunun için bana mı kızacaksın . Hem sen o kızı tanımıyorsun .
- Anne : Anlat o zaman .
- Sınıfın en tembeli üstelik üstü başı sürekli kirli saçları pis . Yanımıza geliyor istemiyoruz , bize yapışıyor. Anne çok pis görmen lazım .
- Baba : Uzak durmanız iyi olmuş .
- Anne : Bu duyduklarım gerçek değil dimi ? Şaka yapıyorsunuz ?
- Baba : Ne oldu yine !
- Anne yine bizi azarlamak için bir bahane buldun .
- Anne : Ben size bunları mı öğrettim ?
- Of Anne zaten kimse sevmiyor ki onu ben neden seveyim ?
- Anne : Annenin gözleri dolmaya başlar ve Kıvılcımla göz göze gelirler . Bahsettiğim şey buydu . Ne kadar kaçarsam kaçayım önüme tekrardan seriliyordu .
- Kıvılcım : Biraz yalnız mı kalsanız ?
- Baba : Neden yalnız kalıyormuş ?
- Anne sen bana neden bu kadar kızıyorsun ! Üstelik tanımadığın biri için kendi oğluna öfkeleniyorsun ! Babam iyi ki seni buraya getirmiş . Hak ediyorsun ! Diyerek odadan çıkıp gider .
- Baba : Gördün mü çocuğa yaptığını . Senin düzeliceğin yok . Biraz yalnız kal.
- Anne : Ben zaten alışığım.
- Kıvılcım : Karışmak istemedim ama belki çocuklarınız bilseydi .
- Anne : Benim yaşadığımı başka bir çocuk yaşamasın diye uğraşmama rağmen kendi çocuklarımda yapıyorsa . Ben yetememişim demektir .
- Kıvılcım : İsterseniz bir de ben konuşayım .
- Anne : Gerek yok , bilseler ne olacak ki bana üzüldükleri için ders mi çıkartacaklar . Anneleri yaşamış diye mi ?
- Kıvılcım : Herkeslerin bu durumları yaşayabileceğini en yakınlarından öğrenmiş olacaklar .
- Anne :Duydunuz değil mi ? Kimseler sevmiyor ben neden seveyim dediğini. Kimseler ... aslında şimdi üzüldüğüm kişi sevilmeyen değil sevildiğini zannedenler oldu . Asıl onlar adına üzgünüm . Asıl sevgisiz büyüyenler kendileriymiş . Ben de sevgisiz büyüdüm , çocuklarımda öyle . Yeterince onları sevememişim.
- Kıvılcım : Kendinize haksızlık ediyorsunuz . Şimdiki çocuklar topluluk ne yaparsa onu yapıyor o yolu izliyor bir yerden sonra aile müdahale edemiyor . Siz ne kadar iyi yetiştirirseniz yetiştirin etrafta ki kötülerden koruyamadığınız oluyor. Gözleriniz kapalı ,  birine çocuğunuzu emanet edebilir misiniz ?
Siz sevgisiz büyümüş olabilirsiniz ama çocuklarınız öyle değil . Onlara bunu anlattığınız zaman göreceksiniz .
- Anne : Kim bilir neler hissetti .
- Kıvılcım : İsterseniz ulaşabilirim , durumunu öğrenebilirim .
- Anne : Yapabilir misiniz ? Çok sevinirim .
- Kıvılcım : Ulaşır ulaşmaz size bilgi vereceğim .
Dosyalarımı almaya giderken Ömer'e de uğradım ama odasında yoktu . Yine nereye kayboldun acaba Ömer .
- Zeynep Hemşire : Kıvılcım dediğimi yaptınız mı ? Ailelere ulaştınız mı ?
- Kıvılcım : Evet bir kaç aile gelmeyi reddetti , üzücü bir durum . Gelmeyenler için ne yapacağız ?
- Zeynep Hemşire : Bu olmadı işte .
- Kıvılcım : Ne yapacağız ?
- Zeynep Hemşire : Gelmeyen aileler yerine bizler birer hediye alalım .
- Kıvılcım : O zaman ben listeyi size vereyim .
- Zeynep Hemşire : Tamamdır .
Koridorda yürürken Kenan ile karşılaştım.
- Kenan Doktor : Selam yok mu öylesine geçip gidiyorsun ?
- Kıvılcım : Görmezden gelmek istedim ama olmadı .
- Kenan Doktor : Ömer nasıl ?
- Kıvılcım : Çok daha iyi .
- Kenan Doktor : Gülmeye başlar .
- Kıvılcım : Neden gülüyorsun ?
- Kenan Doktor : Aklıma bir fıkra geldide .
- Kıvılcım : Eminim çok komiktir . Diyerek yürümeye devam ettim . İçime yine o his oturmuştu .
Bütün işlerimi bitirmiştim neredeyse akşam olmuştu tekrar Ömer'in odasına gittim . Yine odasında yoktu . Nereye kayboldu bu adam .
- Dilara : Kıvılcım , kahve içer miyiz ?
- Kıvılcım : Ömer'i gördün mü ?
- Dilara : Evet gördüm aktivite odasındaydı kitap okuyordu .
- Kıvılcım : Kitap mı ?
- Dilara : Evet , cam kenarında ki koltukta .
- Kıvılcım : Teşekkür ederim ben bir bakayım . Gelirim yanına sonra .
Aktivite odasına doğru ilerledim gerçekten kitap okuyordu . Yanına doğru gittim .
- Kıvılcım : Oturabilir miyim ?
- Ömer : Otur .
- Kıvılcım : Seni arıyordum , sabahda odanda yoktun .
- Ömer : Burdayım işte , sürekli odada tıkılıp kalacak mıyım ?
- Kıvılcım : Sen iyi misin ?
- Ömer : Kitabı sert bir şekilde kapatır . Kıvılcıma doğru bakar . Bana neden yalan söyledin ?
- Kıvılcım : Ne yalanı Ömer sen iyi misin ? Neden benimle böyle konuşuyorsun ?
- Ömer : Benim iyi olduğumu söyleyip durdun . Bir kaç güne çıkacağımı söyledin .
- Kıvılcım : Evet , neden yalan söyleyeyim Ömer .
- Ömer : Test sonuçlarım öyle göstermiyor . Oflayarak ayağa kalkar . İşaret parmağını Kıvılcıma doğru uzatır , sakın bana sen iyisin diyerek yalan söyleyip beni daha fazla kandırma . Elini indirir yanından çekip gider .
- Kıvılcım : Ömer !
Arkasına bakmadan gider .
Kıvılcım oturduğu yerde ellerini kafasına doğru götürür . Ne olduğunu anlamak için Tunçla konuşur .
- Tunç : Evet , bir kaç güne kadar iyi görünüyordu . Ama hala bazı problemleri var öfke , stres , kendine zarar verme .
- Kıvılcım : Birden bire nasıl bunlar olabiliyor ? Ya benim tanıdığım Ömer daha dün gece ...
- Tunç : Tamam sakin ol , ne oldu ?
- Kıvılcım : Bilmiyorum , beni tersleyip durdu .
- Tunç : Dikkat etmen konusunda seni uyarmak istiyorum .
- Kıvılcım : Ömer bana bir şey yapmaz . O kadar değil .
- Tunç : Yapılmaz denilen ne varsa yapılıyor . Özelliklede tahmin etmediğimiz kişilerden .
- Kıvılcım : Ne olacak böyle .
- Tunç : İlaçlarını düzenli kullanması gerekiyor duruma göre bakacağız .
Kahvemi alıp Dilara ile dertleşmeye çıktım .
- Tunç : Sana iyi haberler getirdim .
- Kenan Doktor : Tahminimden hızlı ilerliyor .
- Tunç : Kıvılcım çok üzgündü .
- Kenan Doktor : Üzülecek ama doğru bir tercih yapmadığını da öğrenecek .
Anneler günü haftası için süslenen yemekhanede yardım ediyorduk . Bir yandan süslemeler bir diğer yandan masalara konulan çeşit çeşit yemekler . Bütün Anneleri aşağıya indirdik . Sevdiklerini , çocukları , eşleri hepsi onlara eşlik ediyordu . Özlem hanım ise yalnız başına oturuyordu . Yanına doğru ilerledim masasına oturdum . Tam o sırada oğlu elinde bir mikrofon ile yemekhaneye doğru geldi .
- Herkese merhabalar ben Yağız . Ben bir kaç bir şey söylemek istiyorum , ben birinin kalbini kırdım . Ama nasıl telafi edeceğimi bilmiyorum , ona sadece içimden geçenleri söylemek istiyorum . Anne , beni bu yaşıma kadar büyütüp getirdiğin için teşekkür ederim.
Bana kimselerin veremeyeceği o sevgiyi ve saygıyı verdiğin için . Her ne olursa olsun ağlayan birini yardıma muhtaç birini gördüğümde ona soracağım . Neyiniz var ? İyi misiniz ? Sizin için ne yapabilirim diye . Onlara ön yargı ile yaklaşmayacağım. Ağlamaya başlar onlardan bir şeyler istemeyeceğim Anne ... Ben her zaman iyi insanlardan olacağım . Dedikten sonra tekrar yemekhaneden çıkıp bu sefer elinden tutup getirdiği sınıf arkadaşı ile girer . Annesinin gözlerinden yaşlar süzülüyordur .
Tanıştırayım sınıf arkadaşım Sedef .
Anne yerinden kalkıp oğluna doğru ilerler ve sarılıp ağlamaya başlar .
6 Saat önce
Bahçede bir bankta otururken gördüm oğlunu yanına doğru ilerledim .
- Kıvılcım : Oturabilir miyim ?
- Evet .
- Kıvılcım : Annene kızgın mısın ?
- Çok kızgınım onu affetmeyeceğim .
- Kıvılcım : Kızgın olabilirsin ama annen sizleri çok seviyor . Hatta bu Dünyada tek dayanağı sizlersiniz . Çok küçük yaşta yalnız kalmak zorunda kalmış .
- Nasıl ?
- Kıvılcım : Sınıf arkadaşın nasıl ?
- Of yine mi o kız .
- Kıvılcım : O kız evet ... o kız aslında senin annen .
- Nasıl annem mi ?
- Kıvılcım : Evet , annende o yaşlardayken aynı bu şekilde zorbalığa uğramış . Sadece biraz daha sevilmek için annesinin ona verdiği harçlıklar ile arkadaşlarına bir şeyler ikram edermiş ama yinede kimseler onunla konuşmazmış . Bana ne söyledi biliyor musun ?
- Ne söyledi ?
- Kıvılcım : Beni neden kimse sevmedi .
- Onu kimseler sevmemiş mi ? Ama neden ?
- Kıvılcım : Başkalarının sevmediğini kimseler sevmezmiş .
- Yüzünü asar , hiç mi sevmemişler . Sonra ne olmuş ?
- Kıvılcım : Güzel bir dilek dilemiş , büyüdüğüm zaman çocuklarım ve eşim beni çok sevecek diye . Onlara sevmenin ve sevilmenin ne kadar güzel olduğunu anlatacağım . Onlar diğerleri gibi kötü ve gaddar olmayacaklar .
- Ama ben ...
- Kıvılcım : Biliyorum , hala geç değil . Bunu düzeltebilirsin .
- Nasıl yapacağımı bilmiyorum , çok pişmanım . Bana yardım eder misin ?
- Kıvılcım : İlk önce sınıf arkadaşından başlamaya ne dersin ?
- Beni affeder mi ?
- Kıvılcım : En kötü ve zor zamanı , birilerini bekliyordur . Annenin beklediği gibi .
- Kimseler gelmemiş dimi ?
- Kıvılcım : Kafasını sallar , belki birileri gitmiş olsaydı onun için çok daha iyi olabilirmiş .
- Ama ben gideceğim , ona umut olacağım .
- Kıvılcım : Elini Yağızın başına koyar , sen çok iyi bir çocuksun .
Yemekhane
- Anne bak sana Sedef'i getirdim.
- Anne : Merhabalar , iyi misin ?
- Çok daha iyiyim , yağız hastaneye kadar geldi ve benimle çok ilgilendi . Çok şanslısınız böyle bir oğlunuz olduğu için .
Anne gururla oğluna bakar .
- Beni affettin mi anne ? Sana söz veriyorum seni çok seveceğim . Dünyalardan çok ama çok .
-Anne : Ben de seni ölene dek seveceğim .
Bütün yemekhanedeki insanlar alkışlamaya başlar . Yağız kafasını Kıvılcıma doğru çevirir ve gülümsemeye başlar Anne bunu fark eder .
Herkesler aileleri ile vakit geçirirken Kıvılcım ayrı bir masada oturuyordur içeriye Ömer girer . Yüzü asıktır .
- Dilara : Mezarlıktan geliyor olmalı .
- Kıvılcım : Evet , zor bir durum . Ama bunu ona soramıyorum .
- Dilara : Neden ? Yine ne oldu ?
- Kıvılcım : Bana çok kızgın . Ne olduğunu anlayamıyorum .
- Dilara : Bence yanına gidip sormalısın .
Kıvılcım masadan kalkıp Ömer'in yanına doğru ilerler yanına oturur .
- Kıvılcım : İyi misin ?
- Ömer : Yüksek sesle mutlu mu görünüyorum ?
- Kıvılcım : Ömer ben seni anlamıyorum ? Seni üzecek kırıcak bir şey de yapmadım . Yaptıysam söyle ?
- Ömer : Bu saçma etkinliğinizin herkesi mutlu mu ettiğini zannediyorsunuz ?
- Kıvılcım : Evet , gördüğün gibi herkesler mutlu !
Ömer ayağa kalkar ve ortaya doğru ilerler , mutlu musunuz ? Sadece bugün böyle anılmak sizi mutlu mu ediyor ? Ya buraya bırakılıp gidenler ? Niye herkes burada değil ? Şu masalar , etraf göz boyanarak süslenmiş saçma sapan işler .
- Dilara : Kıvılcım , Ömer ne yapıyor ?
- Kıvılcım : Burnundan soluyordur , bilmiyorum .
Ömer bir masaya geçerek masada ki her şeyi yerele bir eder . Alın size mutluluk .
-Kıvılcım : Yanına gider , Ömer kendine gel !
İnsanları korkutuyorsun !
- Ömer : Burası bir hastane ve bizlerde deliyiz .
- Kıvılcım : Hadi gidelim sen iyi değilsin dinlenmen gerekiyor . Kolundan tutar Ömer buna daha fazla sinirlenir ve kolunu çeker
- Ömer : Çek kolunu beni o odaya kapatamazsınız !
- Kıvılcım : Ömer lütfen , sen bu değilsin .
- Ömer : Neyim ben ! Ne ! Diyerek Kıvılcımın üzerine doğru yürür . Kıvılcım bir adım atarak geri çekilir . Ömer bir adım daha atarken araya Kenan Girer .
- Kenan Doktor : Ne duruyorsunuz çıkarsanıza onu buradan !
Hasta bakıcı Ahmet Ömerin kollarından tutar onu zor bela odaya getirirler Ömer ise bağırıp çağırmaya devam eder .
Kıvılcım ise hala yemekhanenin ortasında öylece duruyordur .
- Bölüm Sonu -

Mucize Yaşam Where stories live. Discover now