Bir Yakınıyım

1.6K 179 87
                                    

İyi okumalar...

...

Jungkook öfkeden deliye dönen bedenine engel olamadı ve Hyunjin'i sertçe kucağından kaldırıp yatağa attı. Ne olacaksa olsun ve bitsin istiyordu. Üzerine eğildi ve hızlı bir şekilde onu soymaya başladı. Hyunjin ise zevkle ona yardım ediyordu. Yatakta doğrulup Jungkook'un üzerindeki tişörtü çıkarmasına yardım etti. Ve sonunda bacakları arasındaki erkeğin tenini teninde hissettiğinde ise gözlerini zevkle kapadı....

Jungkook'un hareketsizliği karşısında ise gözlerini açıp ona baktığında karşısında krndisine öfkeyle bakan bir çift göz gördü. "Ne bekliyoruz dokunsana bana." diye fısıldadı. Jungkook yavaşça başını onun boynuna doğru soktuğunda dudaklarında memnun bir gülümseme belirdi.

Jungkook'un sıcak nefesini boynunda hissettiğinde bedeni titredi. Ellerini onun saçlarına atıp hafifçe boynuna yana doğru çevirip ona olan açtı. Beklediği ıslak ve sert bir öpücüktü. "Taehyung yıllarca hapiste kalsa bile ömrümün sonuna kadar onu bekleyeceğimi bilsemde asla ona ihanet etmeyeceğim seni küçük sürtük!"

Kulağına fısıldanan o sözler ve üzerinden kalkan beden ile Hyunjin şaşkın bir şekilde yattığı yerden doğruldu. Jungkook yerdeki tişörtünü alıp üzerine geçirdi hızla." Aptalsın sen Jeon Jungkook! "diye bağırdı Hyunjin.

Jungkook ona cevap vermek yerine arkasına bile bakmadan evden çıkıp arabasına bindi. Taehyung'u kurtarmak için bile olsa ona ihanet edemezdi. Ona aşıktı ve ilk kez birine sadık bir kalple bağlıydı.

Önce kliniğe gidip delilleri yok etmeyi düşündü. Sonra bundan vazgeçip Taehyung'u görmek için karakola doğru çevirdi direksiyonu. Onun iyi olup olmadığını görmeden içi rahat etmeyecekti.

Karakola varması uzun sürmedi. Giriş kattaki polis memurunun yanına yaklaştı. "Kim Taehyung'un yakınıyım. O nerede?" diye sordu.

"Şu an nezarette tutuluyor."

"Onu görebilir miyim?"

"Bekleyin bir dakika."

Polis memuru telefonda biriyle konuştuktan sonra Jungkook'a döndü ve, "Benimle gelin." diyerek oturduğu yerden kalkıp koridora doğru ilerlerken Jungkook da peşinden yürümeye başladı.

Bir alt kata indikten sonra koridorun başında bulunan demir parmaklıkların ardında duran sevgilisini gördüğünde yüreği çırpınırcasına çarpmaya başladı. Polis memurunu geçip koşarak oraya ilerlediğinde Taehyung duyduğu ayak sesleriyle başını kaldırıp ona doğru gelen Jungkook'u görüp pturdupu yerden kalkarak parmaklıklara yanaştı.

İkisinin elleri demir parmaklıklar üzerinde buluştuğunda Jungkook, "Taehyung" diye fısıldadı.

"Şükürler olsun geldin. İyi misin sevgilim?" diye soran Taehyung'du. Jungkook'u deli gibi merak etmişti. Demir parmaklıklar ardında olan kendisi olmasına rağmen o hala sevdiği küçük oğlan için endişeleniyordu.

"İyi değilim. Sen buradayken nasıl iyi olabilirim ki Taehyung? Neden teslim oldun, neden yaptın bunu bana? Ne yapacağım sensiz hiç dişündün mü? Hani asla bırakmak yoktu? Bir kez sevgilim dedik mi asla bırakamazdık? Şimdi beni sensiz bırakamazsın Kim Taehyung! Buna hakkın yok anladın mı? "

Jungkook o kadar dolmuştu ki ağlayarak isyan etti olanlara. Taehyung'u kaybetme korkusu gözlerinden okunuyordu. Derin bir iç çekti doktor. Parmaklıklar ardından elini uzatarak çocuğunun göz yaşlarını sildi." Göz yaşlarını hak etmiyorum ben Jungkook. "

"Kes sesini!" dedi Jungkook. Daha fazla ağladı olabilir gibi. En çok sen hak ediyorsun demek istiyordu.

"Senin için daha iyi bir adam olmayı isterdim küçüğüm."

Make Love With Pain Where stories live. Discover now