Kötü Anılar

3.1K 257 96
                                    

İyi okumalar...

Küçük bir çocukken hayatın sadece oyunlardan ibaret olmadığını anlamıştım. En nefret ettiğim oyun ise evcilikti.

Annem beni doğururken öldüğünde dünyadaki savaşım başlamıştı. Çünkü anneler yavrularının koruyucu melekleridir yeryüzünde. Beni koruyacak meleğim yoktu, yapayalnızdım.

Babam alkolik bir adam olduğundan bana bakacak bir halde değildi. Bu yüzden beni çocuğu olmayan teyzeme  evlatlık verip sözde kendince hayatımı kurtarmıştı. Ama küçüklüğüm şiddetle tanışmış, istismarla kirletilmişti oyunlarım. Dedim ya evcilik oyunlarından nefret ederdim.

Teyzem beni döverdi. Tanrı'nın ona neden evlat vermediğini daha çok küçükken anlamıştım. O bir çocuğu sevemezdi. Eğer sevseydi günlerce aç bırakıp odalara kilitlemez, karanlıkta bırakmazdı. Yine de tüm bunlara alışmak benim için en kötü olandı. Bir süre sonra karanlık odalara kapatılmak, dayak yemek o kadar da korkunç gelmez olmuştu. Daha çok korktuğum bir şey vardı çünkü. Eniştem...

Başlarda eniştem beni çok severdi. Benimle evcilik oynardı. Teyzem beni karanlık odaya kapattığı zaman yanıma gelir, beni kucağına alır, "Korkma bu bir oyun." derdi. Başlarda ona inanmıştım. Yalnız kalmaktan korktuğum için bana sarılmasına, dokunmasına izin vermiştim.

Hiç arkadaşım yoktu. Okula gider, teyzemden korkuma koşarak eve gelirdim. O günlerden birindeydik ..Bir gece yarısı rüyamda çok tuhaf bir şey görmüştüm. Bu ilk kez yaşanıyordu. Ergenliğe giriyormuşum meğerse. Uyandığımda aletimden tuhaf bir sıvı akıyordu ve hala sert olduğundan acıyordu canım.

Sızlanmalarımı duyup eniştem yanıma gelmişti. Ne olduğunu anladığında, "Artık büyüdün Jungkook. Bu çok normal bir şey. Merak etme sana nasıl rahatlayacağını öğreteceğim." demişti. O gün beni soyup, hayatımın en acı gecesini yaşatmıştı. O gece, o geceden sonra ve ta ki ben on beş yaşıma gelene dek. Çünkü ben on beş yaşımda oradan kaçarak onlardan kurtulmuştum.

" Jungkook neden şimdi bu kötü anıları anlatıyorsun yeniden? " diye sordu Jimin. İçkimden bir yudum daha aldım. Başım dönüyordu, sarhoştum. Sarhoş olduğumda bu kötü anılar bir bir yüzeye çıkıyordu sakladığım yerden.

"Çünkü kendimden nefret etmemi sağlıyor anlatmak. "

" Hayır. "dediğinde merakla yüzüne baktım. Ben kendimden, olduğum kişiden nefret ediyordum. Çünkü hiç bir şey o evden kaçınca düzelmemişti işte. Herşey daha da boka batmıştı.

" Hayır sen kendinden nefret etmek istemiyorsun. Sen kendini sevmek istiyorsun. Sen böyle olmak istemedin. Bu hayatı sen seçmedin Jungkook. Yaşadıkların seni bu hale getirdi. İşte bu yüzden hatırlamak istiyorsun geçmişini. Onlardan nefret edip, kendini sevmek istiyorsun aslında. "

Omuz silktim. Saçmalıktı dediği." Hadi o zaman küçüktüm, çaresizdim. Evden kaçtığımda gençtim ve korkuyordum. Peki ya şimdi Jimin neden beni gerçekten seven bir adamla olmak yerine beni kaçıran bir psikopatın peşinden gidiyorum? Neden onun bana zarar verdiğini bile bile onunla-"

"Çünkü yaşadıkların kolay şeyler değildi Jungkook. Sende büyük travmalara ve hastalıklara sebep olmuş. O doktor manyağıyla da öncekilerle de bu yüzden berabersin işte. Ama bak düzelmek, düzgün bir ilişki yaşamak senin elinde. Woosung'dan ayrılma. Sana benden dost tavsiyesi, lütfen dinle beni. Doktorla bir daha görüşme. Woosung ile devam et, onun gönlünü al. "

Kafam allak bullaktı. Jimin'le dertleşmek için başka bir barda buluşmuştuk. Ona doktorla olanları en başından itibaren anlattığımda büyük bir şok yaşamıştı ama beni az çok tanıdığından çok tuhaf gelmemişti bu durum. Şimdi ise haklı olarak benim için doğru olanın Woosung olduğuna ikna etmeye çalışıyordu beni.

Make Love With Pain Where stories live. Discover now