Ben Böyleyim

5.1K 340 132
                                    

İyi okumalar 🔥


Taehyung

"Bay Kim bir misafiriniz var."

"Gelsin." dedim. Aslında kimseyle uğraşmak istemiyordum. Bir an önce işlerimi halledip öğle arasında Jungkook'un yanına gidecektim.

Hyunjin içeri girdiğinde günler sonra onu görmeyi beklemediğimden ve buraya habersiz gelmesinden biraz sinirlensem de bakışlarımı sabit tutup yanıma gelmesini bekledim. "Selam." dedi yanıma kadar ilerleyip oturduğum yerde ona doğru dönmemle kucağıma yerleşirken.

Kollarını boynuma sarıp, "Sen bana gelmeyince ben sana geldim. Neden beni hiç aramıyorsun?" diye sordu. Aramamam onun hayrınaydı bunu bilmiyordu. "Bu ara işlerim çok yoğun." dediğimde yüzünü astı. Bir kaç kez beraber olmuştuk ve o bana aşık olsa da ona asla bu anlamda karşılık vermediğimi biliyordu ama kabullenemiyordu. Ben zevk adamıydım, aşk bana çok uzak bir kavramdı.

"Seni özledim. Bedenimde bıraktığın izler bile silinmeye başladı. Yenisini yapmak istemez misin?" diye sorduğunda gözlerimi kapayıp başımı koltuğa yasladım. Bu hareketimle dudaklarını çeneme bastırıp oradan boynuma inerken öpücükleri gözlerimi açıp, "Çok işim var. "dedim. Ama durmak yerine bu sefer dudaklarıma yaklaştı ve beni öpmeye başladı.

O an aklıma Jungkook'u öptüğüm an geldi. Sadece onunla öpüşerek boşaldığım gerçeğiyle kucağımdaki bedeni kendimden uzaklaştırıp ayağa kalktım." Bir daha buraya gelme Hyunjin. Şimdi gitmem lazım, hastam beni bekliyor." dedim kenarda duran yemek paketlerini alıp, onu odada yalnız bırakarak dışarı çıkarken.

En son dün gece Jungkook'u kelepçelerinden kurtarıp odada yalnız bırakmıştım. Büyük ihtimalle şu an benim gelişimi ve bana saldırıp kaçmayı planlıyordu. Aslında beni yaralayıp kaçabilme ihtimali vardı ama onun ne kadar güçlü olduğunu görmek istiyordum. Bodruma indim ve gizli kapıyı açarak içeri girdiğimde Jungkook'un ses çıkarmaması ile düşüncelerimde haklı olmama gülüp kapıyı arkadan şifreyle kilitledim. Üzerimdeki beyaz önlüğü çıkarıp koltukların üzerine bıraktım. Yeniden yemek kutularını elime alıp Jungkook'un olduğu odanın kilidini açarak yavaşça kapıyı ittim.

Yüzüme inen yumrukla beraber kendimi yerde bulduğumda elimdeki poşette odanın bir tarafına fırladı. "Geberteceğim seni pislik!" diye bağıran Jungkook üzerime oturup bir yumruk daha attı yüzüme. Bir kez daha bana vurmak için elini havaya kaldırdığında bileklerini yakalayıp ondan kurtulmaya çalıştım. Günlerdir aç kaldığı için Güçsüz düşen bedeni titresede yumrukları oldukça ağırdı. Onu tüm gücümle kaldırıp yere attığımda bu sefer üzerine çıkan ben oldum.

"Elin de ağırmış güzelim." dedim gülümseyerek. Çattığı kaşları ile yüzüme bakarken, tutuşumdan kurtulmak için çırpınıyordu. Ben yokken çıplak bedenine yeşil renkli hasta kıyafetini giymişti. Dün gece öpüşmemizden mi bilmem ince dudakları şiş ve kuruydu. Ben onu incelerken dikkatim dağılmış olacak ki tuttuğum bileklerinden birini kurtarmış ve ben onun yüzüne doğru eğilmişken ne ara aldığını bilmediğim makasın sivri ucunu koluma saplayarak acıyla inlememi sağlamıştı.

Beni üzerinden iterek koşup odadan çıktı. Benden kaçabileceğini düşünerek büyük aptallık ediyor ama çırpınması da hoşuma gidiyordu. Muhtemelen şu an diğer kapının kilidini açmaya çalışıyordu ama şifresini sadece benim bilebileceğim kapıyı açması imkansızdı. Koluma saplanan makasa baktım ve onu tutarak çekip kenara attıktan sonra ayağa kalktım. Kanın akmasını durdurmak için kenarda duran dolaptan sargı bezi çıkarıp yaranın üzerine sararken onun küfürlerini duyuyordum.

"Lanet olsun! Kimse yok mu kurtarın beni." diye bağırıyordu. Dolaptan sakinleştirici iğneyi alıp hazırladım ve iğneyi cebime koyarak odadan çıkıp salon kısmına ilerledim. "Ne yaparsan yap buradan kaçamayacaksın. Beni öldürsen bile buradan kaçamazsın anladın mı beni?"dedim koltuklardan birine oturarak.

Make Love With Pain Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin