Make Love With Pain

Dişime Göre

İyi okumalar

..

Baştan aşağı çıplak esmer teni, omzundan yere doğru sarkan metal zincirle kendisine doğru ağır ağır ilerleyen esmerle nefesi kesilmişti küçük olanın. Herşey yeni başlıyordu onlar için. Başkaldırı ve direnişle başlayan cinsellikleri itaat ve teslimiyetle yeni bir levele atlıyordu...

Gözlerini bir saniye bile üzerimden ayırmadan yatağın ayak ucuna kadar ağır ağır yürümüş, attığı her adımda yerde sürüklenen zincirin sesi tüylerimi diken diken etmişti.

"Sana bu odadan çıkıp gitmen için bir şans veriyorum. Ama burada kalırsan  benden gelecek herşeye razı olmalısın."

Köşeye sıkıştığımı hissediyordum sözleriyle ve bu his nabzımı hızlandırıyor, ateşimi çıkarıyordu. Ondan geleni kabul edecek itaatkar bir partner olmamı istiyordu. O tehlikeli bir adamdı ama şu an alt taraflarım onun için alev alev yanıyor, adeta vücudumdaki tüm kan kasıklarıma doğru hücum ediyordu. Bunu sağlayan o iken buradan gitmek aklımın ucundan dahi geçmezdi.

Dizlerimin üzerinde doğruldum ve yatağın ucunda bekleyen ona doğru ilerleyip ellerimi omuzlarına koydum. Sıcak nefesi yüzüme çarparken omzundaki zinciri tutup sertçe kendime doğru çektim ve dudaklarımızı birleştirdim.

Hata yapmıştım, o bana ne verirse onu alabilirdim yalnızca. Saçlarımdan tutup çekerek ayırmıştı dudaklarımızı. Acıyla sızlandığımda öfkeyle dolu gözlerini gördüm. "Uslu bir çocuk ol Jeon." dedi. Kolumdan tutup beni yataktan indirdi ve etrafımda bir çember oluşturup dönmeye başladı.

"Soyun!"

Dediğini yaparken buldum kendimi saniyeler içinde. Önce ceketten sonra diğer parçalardan kurtuldum birer birer. Tamamen çıplak kaldığımda zincirin soğuk yüzeyini tenimde hissetmemle ürpererek ne yaptığını görmek için ona baktım. Bedenimi zincirle ince ince doladı. Ellerim önde birleşik bileklerime dolanan zincirle, karnımdan göğsüme doğru devam etti  beni esir etmeye. Zincirin son durağı boynum olduğunda sesli bir şekilde yutkundum. Artık elinde bir kuklaya dönüşüyordum esmerin...

"Dizlerin üzerine çök!"

Boynumdaki zincirin uzun kısmını tutarak yatağın ucuna oturdu ve dizlerimin üzerine çökmemi beklediğinden ve hala yapmadığımdan sert bir şekilde çekti zinciri öfkeyle. Anında dizlerim üzerine düştüğümde ve boynumdaki zincir nefes almamı zorlaştırdığından nefes nefese ona baktım.

Yatağın ucuna oturup bacaklarını iki yana açmıştı. Sol eliyle aletini sıvazlarken zinciri biraz daha çekip ona doğru gelmemi istediğini belli etti. Dizlerim üzerinde sürünerek bacaklarının arasına girdim. Aletini yanağıma ve çeneme sürterken salyalarım şimdiden onu ıslatmak için ağzımda çoğalmaya başlamıştı.

Dudaklarımı araladım ve onu güzelce kabul ettim. Ellerimi kullanamadığım için aletinin kökünü o tutuyor bende başımı ileri geri hareket ettirerek onu emiyordum. En sevdiğim yemeği yermiş gibi mırıltılar çıkararak boğazıma kadar çarpan aleti yanaklarım içine göçecek şekilde emiyor, burnumdan aldığım nefes artık yetmiyordu. Geri çekilecektim lakin başıma uyguladığı baskı ile boğazıma kadar aldığım alet öğürmeme sebep olmuş, gözlerim yaşarmıştı. Boğuluyordum, ciğerlerim patlayacak gibi oluyordu ama durmuyordu.

"Bir dakika daha dayan." dedi ama dayanacak gücüm kalmamıştı. Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim, gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Saniyeler geçmek bilmiyordu ve boğulma hissi ile bedenim çırpınıyordu. Ama bu his beni tahrik ediyordu. Ölümün kıyılarında dolaşmak yaşadığımı hissettiriyordu. Yoksa eğer isteseydim onu durdurabilirdim.