16.Bölüm 💜 En Güzel Manzara

2.5K 335 26
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

16.Bölüm

Kaiden beni kucaklayarak, Morpheus tapınağından aşağı indirmeye başladığında oldukça acele ediyordu. Tek istediğimiz tepenin aşağısında yer alan köydeki evlerden birine varmaktı. 

Çoğu ev, Gölge diyarını istila eden canavarlardan dolayı boşaltılmış, sakinleri ise ortadan kaybolmuştu. Ancak boş evlerden birinde bulduğumuz ayna ile, Kurak Topraklara anında geçebilirdik.

Doğumum güvenli ve sakin bir yerde, evimizdeki şifacı büyücüyle oldukça sağlıklı bir ortamda gerçekleşebilirdi.

Ancak Kaiden ilerledikçe, rahmimin içi şiddetle kıvranmaya başlamış, bedenime giren kramplar dudaklarımdan tiz çığlıkların yükselmesine neden olmuştu.

Biz gelirken Kaiden ve beni merakla izleyen rahip ve rahibeler, giderken aynı merakı göstermiyordu. Deniz kızını kurban etmemizden sonra, tapınakta kalmışlar tepe neredeyse boş bir alana dönüşmüştü.

Keskin bir çığlıkla Kaiden'ın yakasına sokulduğumda, "B-Bu nasıl bir acı!" diye haykırdım. Doğum başlayalı henüz on dakika bile olmamasına rağmen, ağrı tahmin edilebilir ağrılardan çok farklıydı.

"Cadıların doğumu zor gerçekleşir." dedi Kaiden. "Bir insanın çektiği acının, on katını cadılar çeker. Zaten o yüzden dünyamızda, fazla bebek yapmak popüler değildir."

"Bana bunu şimdi mi söylüyorsun!" dediğimde karnımın içerisinde bir köpek balığı varmış gibiydi. Sanki dişlerini karnımın içerisine geçiriyor, aynı anda dış yüzeyine ise bıçaklar saplanıyordu.

"Çok üzgünüm, kraliçem." dedi Kaiden. "Ancak seninle bebeğimizi güvende tutacağım için sana söz veriyorum."

Son sözü söylemesiyle, yeni bir ağrı dalgası belimi bükerken "Doğuma daha bir ay vardı. Bebek neden acele etti ki? Sence iyi midir?" diye sordum. Ağrıyla beraber, baş göstermeye başlayan derin bir endişenin de pençesindeydim.

Henüz kucağıma bile almadığım bebeğimin sağlığı için panikliyor, ona herhangi bir şey olması halinde aklımı kaçıracağımı biliyordum. 

"Mara'yı kurban etme olayı, uzun zamandır senin için büyük bir stresti. Bugünü yaşamak, sistemini sarsmış olabilir. Bu yüzden bebeğimiz de doğmak için acele etmiş olmalı."

"Olamaz!" diye inledim. "Ya ona bir şey olursa? Kaiden lütfen, çabuk ol."

"Hiçbir şey olmayacak! Bebeğimizi son kez kontrol ettiğimizde, oldukça sağlıklıydı."

Yeni bir çığlıkla, bedenime giren ağrıya direnme göstermeye çalışırken Kaiden daha fazla dayanamadı ve duraksayarak beni kalın gövdeli bir ağacın yanına bıraktı. 

Bacaklarım kuru toprağın çimdiklemesini hayal meyal hissediyor, üzerimdeki elbisenin alt kısmının kanlanmaya başladığını fark ediyordum. Öyle ki ıslak eteğim, toprağı çamurlaştırmaya başlamıştı.

Kaiden bir şey söylemeden elini karnıma koydu ve eteği aralayarak bacak aramı görmeye çalıştı. Bir doktor edasıyla muayene ederken, "Doğum çok yakın!" diye soludu.

"N-Ne? Ne demek doğum çok yakın? Bir saat daha dayanamaz mıyım? Eve kadar gidemez miyiz?"

Kaiden başını olumsuz anlamda sallarken, onun da gözlerinde ufak çaplı korku emareleri görmeye başlamıştım. 

"Pek mümkün durmuyor." dediğinde silkinerek, hızla ayağa kalktı. Benden birkaç adım uzaklaştığında, Kaiden büyük bir panikle hareket ediyordu. "Sana burada doğum yaptıracağım."

Büyüler Kraliçesi 2 (Bitti)Where stories live. Discover now