8.Bölüm 💜 Morpheus

3.2K 429 35
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

NOT: YETERLİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISI GELMEDEN BÖLÜM GÜNCELLEMİYORUM.

8.Bölüm

Arkasını son bir kez döndüğünde yüzü silikleşmeye başladı. "Çocuğunun doğacağı güne kadar zamanın var sevgili Gümüş Karga. Kendine dikkat et, ihtişamlı kraliçe!"

Bulunduğum alan kırılan bir cam misali gibi dağılarak sade bir karanlığa evirildiğinde, Kaiden ile paylaştığım çift kişilik yataktan hıçkırıklarla gözyaşları içinde doğruldum. Nefes almakta zorlanırken, bir yandan ağlıyor bir yandan Morpheus'un ürkütücü gölgesini hala ensemde hissediyordum.

"Hayır!" diye inlediğimde Kaiden da benimle beraber sol tarafımda doğruldu. 

Uyku sersemi olmasına rağmen çığlıklarım onu öylesine korkutmuştu ki hemencecik hazır ol vaziyetine geçmiş, beni yatakta oturur pozisyonda göğsüne doğru çekmişti. 

Hıçkırıklarım, Kaiden'ın göğsünde boğulurken tekrardan, "Hayır!" diye inledim. Yapamazdım. Hiç tanımadığım biri bile olsa, kimsenin hayatından elinden öylece alamaz, hele hele bunu vahşice asla yapamazdım. "Bunu yapamam."

"Siena?" diye soludu Kaiden. Şaşkın ses tonu sadece bir saniye sonrasında kulağıma çarpmasına rağmen, ben "Hayır!" diye inlemeye devam ediyordum. 

Kaiden'ın üzerine yatarken giydiği soluk siyah tişörtü gözyaşlarımdan dolayı ıslanmaya başlamış, nefesimle iyice nemli bir hale gelmişti. "Siena, sevgilim neyin var? Rüyanda ne gördün?"

Kaiden'ın, Morpheus meselesine olan kafa karışıklığını düşünürsek, bu kez üç gün yerine yarım saat boyunca Morpheus'un uğursuz yüzünü görmek zorunda kalmıştım. Karanlığa boğulan odaya rağmen, baş ucumuzda yer alan saate bakarak daha dakikalar öncesinde gözlerimi kapatmıştım.

"Siena? Ağlama lütfen." Kaiden elleriyle, yüzümü temizlemeye çalışırken aynı zamanda perişan ifademi yatıştırmakla da uğraşıyordu. "Sen üzülürsen, bebeğimiz de üzüntünü hisseder. Lütfen, bana ne olduğunu anlat. Bu sana iyi gelecektir."

"K-Kaiden b-ben!.." 

Hıçkırıklarımın arasından konuşmak öylesine zorluyordu ki Kaiden çaresizliğimi anlamış gibi baş ucumuzda duran sürahi ile suyumu doldurdu ve ses etmeden bana doğru uzattı. Suyu dudaklarımın arasına dokundurduğunda, bir yandan da ter ve gözyaşıyla yüzüme dökülen saçlarımı çekiyordu.

Birkaç yudum sudan sonra Kaiden bardağı yeniden baş ucumuzdaki sehpaya bıraktı ve saçlarımı okşamaya başladı. "Söyle bana kraliçem. Rüyanda ne gördün de böyle dehşete kapıldın? Seni korkutan şey nedir?"

Burnumu gürültüyle çektim. "Morpheus!" diye inlediğimde bu tek kelime bile Kaiden'ın sakin yüzünü korku ve dehşetle örtmeye yetmişti. 

"Sana ne söyledi? Anlat bana."

Rüyamda olan biten her şeyi Kaiden'a dikkatle anlatırken, ağlamamaya uğraşıyor ancak yüzümü kaplayan gözyaşlarım buna pek yardımcı olmuyordu. Kesik kesik ağlamalarımın arasında Kaiden sırtımı okşamak dışında, sözümü kesecek hiçbir hamlede bulunmamıştı. 

Her şeyi anlatmayı bitirdiğimde, "Yani Morpheus senden bir kadını kurban etmeni istedi. Eğer dediğini yapmazsan, bedelini bebeğimiz ödeyecek!.." dedi.

Başımı sallayarak, "Evet." diye mırıldandım. "Bana aynen böyle söyledi."

Kaiden dudaklarının iç kısmını ısırdığında düşünüyor gibiydi. "Öyleyse bir kadın bulmamız gerekiyor." 

Büyüler Kraliçesi 2 (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin