Büyüler Kraliçesi 2 (Bitti)

5.Bölüm 💜 Söz

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

NOT : YETERLİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISI GELMEDEN BÖLÜM YAYINLAMIYORUM.

5.Bölüm

Gülümsemeye çalıştım ama olmuyordu. "Sanırım bir süre birbirimizden uzak kalsak, ikimize iyi gelecek Kaiden. Bu durumu sindirmeye ihtiyacım var."

Kaiden'ın tepkisi aniydi. "Anlamadım?" dediğinde ses tonu kalınlaşmış, kaşları sinirle çatılmıştı. Biraz sonra patlamaya hazır bir volkan gibi görünüyordu.

"Son zamanlarda çok şey yaşadık. Ve bu Glory meselesi, kafamı oldukça karıştırdı. İlişkimizde birazcık nefes almaya ihtiyacım var."

"Sen neler söylüyorsun, Siena?" diye gürledi Kaiden. "Ben iki aydır senin evimize gelmeni bekliyorum. Ondan önce de kaçırılıp bir kafeste mahkum olarak tutulduğunu hatırlatırım. Şimdi tüm bunların yanında, sen yanımdayken senden uzak kalmaya mı çalışacağım?"

"Sadece kısa bir süre... Belki bir kaç gün, belki bir hafta..." Kaiden cümlemi tamamlamama izin vermedi.

Kafasını iki yana sallayarak, beni kendine doğru çektiğinde uyluklarım Kaiden'ın sertliğine çarptı. Çarpışmanın etkisiyle hafifçe inlediğimde Kaiden'ın bedeni, benimkine sürtünüyordu. "Sana aşığım Siena!"

Siyah gözleri olabilirmiş gibi daha da koyulurken, bir kuyuya dönen siyah renginde boğulmaya gönüllü olabilirdim. "Duydun mu, beni?" diye sordu. "Sana deliler gibi aşığım!"

Karnıma sürtünen sertliğinden dolayı dudaklarımı ısırırken, Kaiden konuşmasını sürdürüyordu. "Ne Glory, ne Nicoletta, ne de başka bir kadın! Hiçbiri umurumda bile değil. Umurumda olan tek biri var, o da kalbimin ve ülkemin kraliçesi olan sensin!"

"Sakın bana senden uzak kalmamı bekleme!" Dudakları yanağıma sürtündüğünde ılık nefesini kulağımın kenarında hissetmiştim. "Günlerdir kokuna, sesine, sıcaklığına hasret kalmışken, bunu yapamam. Mümkün bile değil." 

Tenimden yükselmeye başlayan ateşin şiddetini tarif etmem mümkün değildi. Yelkenlerim Kaiden karşısında kolayca fora olurken, göz kapaklarım yavaşça kapanmış Kaiden'ın kulağıma fısıldadığı sözcükler tutuşma nedenim olmuştu. 

"Kaiden!" diye inledim. Boğuk nefesimden en azından ismini söyleyebildiğimi umuyordum. 

O ise ellerini kullanmaya başlamış, belimin üst kısımlarında başlayan dokunuşları kalçama kadar inmişti. Bedenimi, kendi bedenine sıkıca yasladığında, "Birbirimizi bu kadar özlemişken, uzak kalmak ikimize de eziyet olur sevgilim. Bunu bize yapma!" dedi. 

Dudakları yanağımın uzantısından, çene hattımı gezmeye başladığında "Sen de beni özlemedin mi?" diye mırıldandı.

Kaiden ile yakınlığımız gittikçe özel bir hale gelirken, ona yalan söylemek aklımın ucundan bile geçmiyordu. Yakıcı istilasına karşı koymak imkansız hale geldiği için, "Özledim." diye mırıldandım. "Çok özledim."

Kaiden'ın kokusu, ondan yayılan sıcaklık evim gibi hissettiriyordu. Sanki ezelden beridir evim Kaiden'ın yanıydı ve ondan ayrı kalmak, hislerimi kötü anlamda etkiliyordu. Yine de, "Ama gerçekleri benden sakladın!" demekten kendimi alamadım.

Kaiden bu noktada duraksadı ve dikkatle gözlerime bakmaya başladı. Dokunuşları dursa da bedeni hala, bedenime kilitle bir vaziyetteydi. "Saklamamda ki tek neden, senin henüz bir kraliçe olduğunu bilmiyor olmandı. Söz bundan sonra hiçbir şeyi senden saklamayacağım."

Yutkundum. "Hiçbir şeyi!.. Ne olursa olsun, her şeyi bana anlatmanı istiyorum. Eski sevgilini burnumun dibine sokman gerekse bile..."

"Söz, sevgilim." Kaiden yüzüme düşen saç tellerini geriye attığında dikkatliydi. "Glory'i kullanma sebebim, kullana bileceğim tek hayalet olmasından kaynaklıydı. Onun dışında Glory ile yıllar evvel bitmiş, ilişkimden başka bir yakınlaşmam olmadı."