37- İş

11.3K 793 223
                                    

İlle de yorum ille de yorum😳💗

~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○

Gözüme dolan güneş ışığı, bana dolanmış sıcacık kollar ve kuş cıvıltıları.  Belki de bıkmış olabileceğim ama bir zamanlar hayalini kurduğum bir şeydi.

Azad'ın verdiği derin nefesler yüzüme geliyordu. Nane kokusu yine odayı doldurmuştu. Midem bulanmıyordu artık bu kokudan. Bayağı alışmıştım. Nane kokusunu derin derin koklarken Azad'ın alarmı çalmıştı. Gözlerini kırpıştırarak açmaya çalıştı. Uykulu gözleri bir süre bana baktı. Daha sonra hiç aceleci davranmayarak alarmı kapattı. Dudaklarını alnıma ve saçlarıma bastırdı.

"Uyandırdım mı?" Dedi uykulu sesiyle. Kafamı hayır anlamında salladım.

"Neden bu kadar erken saate kurdun alarmını?" Diye sordum çatık kaşlarımla. Sırıttı.

"E şirkette çalışıyorum." Dedi gülerek. Sabah sabah ne bu enerji?

"Ne olarak çalışıyorsun da bu kadar erken gidiyorsun?" Dedim kaşlarımı kaldırırken. Yataktan kalkıp cama doğru gitti. Perdeleri açarken bana cevap vermeye çalıştı.

"Patronum ama herkesten önce gitmem gerekiyormuş babam öyle diyor." Dedi saçlarını kaşırken. Pencereyi açtığında temiz hava içeriyi doldurdu.

"İstersen sende gel. Odamda durursun." Dediğinde düşündüm. Gidebilirdim aslında. Bir şey kaybetmezdim. Ben de aynı şekilde yataktan kalktım.

"İyi peki." Dedim lavaboya giderken. Lavaboya girip musluğu açtım. Yüzüme su çarparken karnım gurulduyordu. Hiçbir zaman acıkan birisi olmamıştım. Karnım guruldamazdı ve uyandığım gibi acıkmazdım ama bu sefer acıkmıştım. Ya da karnımdaki velet acıkmıştı?

Lavabodan çıktığımda Azad girdi. Dolaba ilerleyip kıyafet seçtim. Azad için de çıkardığım takım elbiseye baktım. Beğenirdi herhalde. Beğenmesi gerekiyordu ben seçmiştim.

Azad lavabodan çıkıp ıslak ellerini enseme dokundurduğunda çatık kaşlarımla ona döndüm.

"Ben senin için kıyafet çıkarayım sen benim arkamdan iş çevir." Gözlerimi kısarak söylediğim şey onu güldürmüştü. Üstünü çoktan çıkarıp giyinmişti. Ben de üstümü çıkarıp kıyafetleri giydim. İkimizde hazır olduğumuzda Azad ile odadan çıktık. Bu saatte herhalde kimse uyanık olmazdı. Öyle düşünmüştüm ama mutfaktan yine sesler geliyordu.

"Biz çıkıyoruz!" Diye bağırdı Azad mutfağa doğru. Mutfağa gidip azıcık kızdırsam bir şey olmazdı sanırım.

"Sen arabayı çalıştır, ben mutfağa gidiyorum. Gelirim." Dedim Azad'a dönerek. Azad kafasını sallayarak çıktı. Hızla mutfağa gidip açık kapıdan içeri girdim.

Arîn Hanım'ın meymenetsiz yüzünü gördüğümde gülümsedim.

"Günaydın Anneciğim ya da kayınvalideciğim. Seçtin mi sana nasıl sesleneceğimi?" Gülerek söylediğim şeye anne çatık kaşlarla bakıyordu.

"Ben gidiyorum valideciğim." Diyerek ona yaklaştım. Benden uzaklaştı. Gülümsememi genişletirken mutfaktan çıktım. Hızlıca dışarı çıktım. Soğuk hava yüzüme vururken gözlerim soğuk havadan dolayı dolmuştu. Arabanın sesi duyulurken arabaya doğru yürüdüm. Kapıyı kendime doğru çekip açtım. Arabaya binerken Azad'ın gözleri yine bendeydi.

"Bakma bana şöyle." Sitemli sesime kahkaha atarken,

"Nasıl?" Diye söylendi. Emniyet kemerimi bağlarken ona döndüm ve,

"Bu şekilde." Dedim onun taklidini yaparken. Gözlerimi kısıp ona baktım.

"Ben böyle bakmıyorum. Sen bana böyle bakarsan öperim." Dudağıma yaklaşıp öpücük kondurdu. Nefesim hızlandığında onu ittirdim. Ellerim terlediğinde camı açıp hiçbir şey olmamış gibi yapıyordum. Azad arabayı sürmeye başladığında ona bakmamaya çalışıyordum. Hep beni utandırıyordu! Şimdi de kalbimin ritmini bozmuştu!

Yolda ara sıra ona dönüp bir şeyler deyip tekrar cama dönüyordum. O da hissettiğim kadarıyla bana bakıyordu. Beni seviyor muydu emin değildim ama benden başkasını sevemezdi. Çünkü onun eşiydim. Tamam zorla evlenmiş olabilirdik ama beni sevmesi gerekiyordu. Zorla olsa bile!

Bu kadar kıskanç değildim aslında. Ama her şey Azad ile evlendikten sonra olmuştu. Onun bana karşı bir kıskançlığı olmamıştı. Zaten evleneli kaç ay olmuştu?

Azad arabayı durdu ve anahtarı çıkardı. Benim kapıma gelip açtığında ona bakıyordum. Arabadan inip kapıyı kapattığımda etrafa bakmıştım. Güzel ve büyüktü. Azad önden önden giderken ben onun arkasından ilerliyordum. Güvenliklerin yanına geldiğimizde Azad arabanın anahtarını onlara vermişti. İçeriye girdiğimizde ferah kokusu burnuma dolmuştu. Merdivenlerden çıkarken buranın ne olduğunu düşünüyordum. Ne şirketiydi?

"İşiniz ne?" Dedim merakla. Azad ciddi bir tonda konuşmaya başlamıştı.

"Gezi turu şirketiyiz. Bu şirket bu kadar gelişmiş değildi. Abim buranın sahibiyken dikkat etmezdi. Olayları biliyorsun zaten." Deyip durdu. Daha sonra yanından geçen adama baş selamı verip devam etti.

"Babam burasını devam ettirmeye çalıştı. Daha sonra bana verdi. Yenilikçi olduğumu bilirsin belki. Düzenlemeler yaptım." Dedi odanın kapısını anahtarla açarken. Odaya girdiğimde düşündüğüm gibiydi. Siyah, kahverengi ve beyaz tonu hakimdi odaya.

Masa, koltuklar, dekorasyonların çoğu, panjur siyahtı. Odanın içindeki küçük masa ve onun üstündeki şeyler beyazdı. Televizyon ve büyük koltuklar kahverengiydi. Çok güzel ayarlanmıştı. Masanın önündeki koltuğa oturduğumda o da çoktan ofis koltuğuna oturmuştu.

"Bir şey ister misin? Karnın acıktı mı? Evden kahvaltı yapmadan çıktık. İstersen sekreterimi arayayım." Ona bakıp düşündüm. Kafamı yavaşça salladığımda ne yiyeceğimi düşündüm.

"Tost veya sandviç olur. İçecek olursa fark etmez. Şalgam olmasın." Dedim dudağımı büzerek. Telefonunu çıkartıp kulağına koydu.

"Nergis, odama 3 sandviç ve iki tane kola getirir misin? Evet 3 tane." Dedi sonda dediğini onaylayarak. 3 tanesini nereme yiyecektim?

Telefonu kapatıp masaya bıraktı. Bilgisayarla uğraşırken ona bakıyordum. Zor olmaması gerekirdi. Tur şirketi kolaydı bence.

"Canın sıkılıyorsa televizyonu aç." Dedi ciddi bir sesle. İşinde gerçekten ciddiydi. Beş ya da on dakika sonra kapı tıklandı. 'Gir' komutuyla içeri giren sekreter kadına bakıyordum.

Elindeki yiyecekleri masaya bıraktı. Azad'a güzelce bakarken gözleri bana döndü. Kaşları çatık bir biçimde bana baktı. Ben de ona aynı şekilde baktım. Yüzümde bir şey mi vardı?

"Nergis çıkabilirsin." Dedi Azad çatık kaşlarla. Nergis denen kadın gözlerini benden zar zor alarak odadan çıktı.

ERKEK GELİN - GAY - MPREG Where stories live. Discover now