8- Duvak

21.2K 1.1K 190
                                    

Kafamdaki uzun duvak denilen şeyle dakikalardır bilemediniz, saatlerdir duruyordum.

Düğüne gelen her insan beni merak edip yüzüme bakmak istesede ailem izin vermemişti. Çünkü davetiyede bir erkekle değil bir kadın vardı. Ve herkes Azad ağanın hangi kadınla evlendiğini merak ediyordu. Çünkü kimsenin işi gücü yoktu.

Ama dediğim gibi ailem buna izin vermemişti. Çünkü bir erkekle evlendiği görürlerse kıyameti koparırlardı. Sorun onların değil, Azad'ın kıyameti koparmasıymış falan filan...

Azad, ailesiyle herkesi karşılıyordu. Ben ise ablamla düğün sandalyesine oturmuş gelenlere bakıyordum.

Birkaç gündür eksik olmayan karın ağrımda gelmişti. Dayanamıyor gibi oluyordum. Fakat bir şey olur diye de hap içmiyordum.

"Yine mi karnın ağrıyor?" Dedi ablam, karnımu tutarken. Başımı salladım.

Konuşmamada izin verilmemişti. Birisi yanımızdan geçer ve benim sesimi duyarsa rezil olurmuşuz. Evlenmem zaten yeterince rezil bir durumdu.

~~~

Ablam yanımdan ayrılmamış, düğün başlayana kadar yanımda oturmuştu.

Hava kararmış, şarkılar çalmaya başlamıştı. Yine ben dışında herkes mutluydu. Şaşırtıcı bir şekilde Azad ağa bile mutluydu. Tabii ki acı çekecek taraf o değildi. Bendim.

Ablamın kulağına yaklaşarak fısıldadım.

"Abla tuvaletim geldi." Ablam bana ters ters baktı.

"Ee git yap." Dedi sertçe.

"E nereye yapayım?" Dedim tekrar kulağına fısıldayarak.

"Sor kocana." Dedi sırıtarak. Koluna vurdum. Ona sormaktansa tutardım daha iyi. Onunla ne kadar az konuşursam o kadar iyiydi.

Oturduğum yere sinerek şarkıların bitmesini bekledim. Üstümdeki gelinliğe göz gezdirdim. Bembeyazdı. Bazı kadınların hayaliydi. Ama burada kimse isteyerek giymezdi bu gelinliği. Zorla evlendirilenlerin gelinliği değil, kefeni olurdu.

Ben bunları düşünürken bir kadın geldi yanımıza. Bu kadını tanıyordum. Nişan günü eve gelmişti.

"Pêdivîya te bi tiştekî heye?"

(Bir şeye ihtiyacınız var mıdır?)

"Ka xwişka tuwaletê"

(Tuvalet nerede abla?)

"Were vir."

(Gel.)

Kadın önümden ilerliyor, ben ise onu takip ediyordum. Davetliler benim yerimden kalktığımı görünce bana bakmışlardı. Şu an umrumda olan davetliler değil gelmiş olan tuvaletimdi.

Önümdeki abla evin içine girip göstermişti. Tek sorun benim gelinliği nasıl çıkartacağımdı.

"Baş e xwişka mezin, tu dikarî li keçika ku li kêleka min sekinîyî bigerî?"

(Şey abla, biraz önce yanımda duran kızı çağırır mısın?)

Kadın başını sallayıp yanımdan uzaklaştı. Lavabo kapısının önünde ablamı bekliyordum.

Ablam hızlıca yanıma gelmişti.

"Abla ben bunu nasıl çıkaracağım?" Dedim gelinliği göstererek. Başımdaki duvağı da yüzümden çekip arkaya doğru attırdım.

"Gir içeri. Orada çıkaralım." Dedi ablam.
İçeriye girdik. Lavabo uzundu. Tek şansımı sanırım burada kullanmıştım.

Ablam arkamdan gelinliğin ipini açıp çözdü. Kollarımı içimden çıkardığım gibi gelinlik yere düştü. Ablam lavabodan çıkarken ben de tuvalete girdim. Ellerimi yıkayıp tekrar giymek için gelinliğin içine girdim.

"Çıktın mı?" Diye garip erkek sesi geldi dışarıdan. Bu ablam değildi.

"Sen kimsin?" Diye ürkekçe cevap verdim. Ayrı odalarda olduğumuz için sesler boğuklaşıyordu.

"Mêrê te" kahkaha ile gelen sesle kim olduğunu anlamıştım. Çok komikti zaten.

(Kocan)

Bir ben mi sevinmemiştim şu duruma anlamıyordum. Ablam mutluydu, Azad mutluydu, ailem zaten dünden razı ve mutluydu. Ama ben olamıyordum.

"Meryem beni yolladı." Dedi ciddi ses. Kahkahası durmuştu sonunda.

"Hayır git ablamı çağır." Dedim sinirle. Of abla...

"Dedi ki gelinliği kapatmaya git. İşi varmış onun." Hem dediği şeyi dinlemeye hem de gelinliğin ipini bağlamaya çalışıyordum.

"İnat etme de aç kapıyı bağlayayım." Dedi. Birden hevesli olmuştu.

"Gerek yok ablamı çağır." Dedim.

"Kulakların mı işitmiyor? Ablan gitti kocasıyla" dedi sinirle.

"Bana ne" dedim çocukça. Gelmeliydi.

"Tamam, peki. Biraz sonra takılar takılacak. Sen burada bağlamaya çalış. Gelipte diyemezsin yanıma bağla diye." Dedi ve ayak sesleri duyuldu.

"Hayır bekle" dedim ve ekledim.

"Tamam ama bakma tamam mı?" Dedim utanarak. Korkuyordum ondan.

"Bu gece her yerini göreceğim." Diyerek tekrardan kapının önüne geldi. Kapının kilidini açıp kapıyı da açtım. O içeri girerken ben tekrardan kapıyı kilitledim.

Önüme hızla döndüm. Onu bekliyordum ama bağlamıyordu.

"Hadi bağlasana." Dedim sitemle. Sitemime gülerek ellerini sırtıma değen ipe götürdü. Önce ipi bağladı sonra ise yukarıya doğru elbisenin arkasındaki şeyi çekti.

Gelinliğimi yaptıktan sonra çıkması için baktım ama çıkmaya niyeti yoktu. Aynaya bakarak duvağımı düzelttim ve tekrardam yüzüme koydum.

Kilidi açıp ikimizde dışarı çıktık. Evin içindende çıkarak bahçeye girdik.

Ben tekrar aynı yerime geçerken, Azad'da eski yerine geçti.

~~~

Takı için ikimizde yan yana duruyorduk. İkimizin yanında da aileler, ailelerin yanında da davetliler vardı. Herkes önümüzde durmuş bize bir şeyler takarken tek düşüncem bu gecenin hemen bitmesiydi.

"Evliliğinizde kalbiniz gibi temiz geçsin inşallah." Türkçe konuşan bir abla gelip omzuma dokundu.

"Amin inşallah." Dedik Azad'la. Sesimi duydu diye korkarken,abla gülümsedi.

~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○~°○

Selam asklarım

1-2 haftadır falan bölüm yok ve hepsini bugün yazdım. Eğer hata varsa düzeltirim belki.

Umarım beğenmişsinizdir 💗💖

ERKEK GELİN - GAY - MPREG Where stories live. Discover now